Sen Alina;Purgatorium'un efendisi, cennetin baş vârisi Evander Del Pierro ile evlenmeyi kabul ediyor musun?
Hayat ne tuhaf değil mi? Kaderden öteye geçemiyor insan. Ne kadar seversen sev senin için ne yazılmışsa mutlaka onu yaşıyorsun. Neyseki düğünüm tam hayal ettiğim gibi olmuştu. Hatta hayalden daha fazlası. Sahil kenarına dizilen masalarda misafirler parıldayan gözlerle bakıyordu. Abel onur konuğumuzdu. Hatta benim şahitliğimi yapacaktı. Ama bu ortamda eksik birçok insan da vardı tabii ki. Mihos gibi,Elbis gibi.
"Alina. Cevap vermeyi düşünüyor musun?"
Aden'in -ya da Evander- tatlı uyarısı düşüncelerimden arındırdı beni. Gülümseyerek gerçek dünyaya döndüm. Tek tek insanların yüzlerinde gezdirdim gözlerimi. Herkes cevap vermemi bekliyordu. Daha fazla bekletmeye gerek yoktu.
"Eveeeeeeeetttt."
Derin bir alkış koptu. Islıklar havada uçuşuyordu. Evander böyle aşırılıklardan hoşlanmazdı. Yüzüne baktım. Düşündüğümün aksine ilk kez bu kadar içtenlikle gülüyordu yüzü.
Siz Efendi Evander Del Pierro, Alina'yı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
Evander beklenilenin aksine nikah memurunun yüzüne değil, benim yüzüme çevirdi bakışlarını. Birkaç saniye inceledikten sonra konuştu.
"Ölümsüz hayatımın, ölümlü kadını!
Nasıl hayır derim sana.
Gece gündüz başımdan aldın aklımı.
Elbette birlikte gideceğiz sonsuzluğa""Milyonlarca kez eveeeetttt."
Gözlerimden yaşların akmasına müsaade etme vaktiydi artık. Ne ara bu kadar sulu göz olmuştum. Belki de beni bu kadar derinden etkileyen cümle sonsuzluğa gidecek olmamızdı. Şu anda burada olan herkes gibi. Abel gibi. Gerçi onlar melek sayılırlardı. Şahitler de memura beklediği cevabı verdikten sonra Evander duvağımı kaldırdı ve alnımdan öptü. Düğün faslı sona ermişti. Burada yapılan törenlerde müzik ya da eğlence yoktu. Durmamız gereken yerde yerimizi aldıktan sonra tek tek gelen misafirleri yolcu etmeye başladık. Hepsi iyi dileklerde bulunup gidiyordu. Sahilde kimse kalmamıştı. Biz de evimize gitmek üzereydik ki arkadan gelen sesle birinin henüz gitmemiş olduğunu anladık.
"Umarım sonsuza dek mutlu olursunuz Evander."
Gözlerimin yerinden çıkacak gibi açıldığından emindim. Lakin karşımda duran adam,savaş sırasında benim hatta Evander'in hayatını kurtarıp sonra ortalardan kaybolan adamdı. Siyah takım elbisesinin içinde en az Evander kadar muhteşemdi. Evander'in yüzüne baktım. O da benim kadar şaşkındı.
"Baba."
.............................
Ve Hades karısı tarafından iktidarlık mücadelesi uğruna öldürüldü. Güç yalnızca Tanrı'ya aittir. O'nun dışındaki herbir varlığın mutlak bir sonu vardır. Hades'in hesabı cehennemin en şiddetli katında görülecektir.
Demek Erim'le Aden'in meşhur babası Hades buydu. Ve ben onunla daha önceden tanışmıştım. İnfernum dedikleri yer pekte korunaklı değildi anlaşılan. Oraya gönderilen herkes tek tek geri geliyordu.
"Sen nasıl geldin buraya?"
"Tanrı'nın merhameti hepimizden üstündür oğlum. O affetmeyi sever."
Evander'in bu adamın oğlu olduğuna kim inanabilirdi ki? Sanki iki arkadaş gibiydiler. Teninin rengini, boyunu ve vücut yapısını babasından aldığı belliydi fakat derin bakan ela gözleri kesinlikle annesinden geliyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH VE KADER
FantasyBembeyaz elbiseler içinde mutluluktan uçuyorum. Kalbim bir kelebeğin kanatları gibi sanki. Tanıdık bu sonsuz yeşil vadi her zamanki gibiydi. Sıcak ve huzurlu. Fakat bir değişiklik vardı. Bu kez parlak çimenler bembeyaz bir masayı misafir ediyordu ü...