2.BÖLÜM:YENİ BAŞLANGIÇLAR

98 28 3
                                    


Korktuğun zaman dua et." derdi annem.
"O zaman her şey geçer."

Geçmiyordu. İçimdeki korku, bilinmezlik hissi bir türlü dinmek bilmiyordu. Aksine gittikçe büyüyor ve çaresizlik baştan aşağı dalga dalga yayılıyordu ruhuma. Ölecektim. Hiç var olmamış gibi. Birden hayatım geçti gözlerimin önünden. O an kendimi gördüm.

4 yaşındayken annesi ve babası gözlerinin önünde katledilen beni.

9 yaşındayken olmayan varlıklar gördüğü için akıl hastanesine kapatılan beni.

Arkadaşlarına kanıp yola itilen,hızla gelen arabanın çarpması sonucu ölümle burun buruna gelen beni.

Ve az önce yeşillikler içinde ailesi ile hiç tanımadığı bir adamın ortasında kalan beni gördüm.

"Alina."

Biri sert tokatlar eşliğinde adımı söylüyordu. Gözlerime dolan ışıksa yaşadığımı müjdeliyordu adeta.

"İyi misin?"

Ağzımda acı bir tat vardı. Vücudumdaki bütün kemikler sanki orta yerinden kırılmış gibi acı çekiyordum. Ayağa kalkmak istedim.

"Dur bakalım, kıpırdamak yok."

Olanları idrak etmekte zorlanıyordum. Soru işaretlerimden kurtulmak ve bir parça olsun rahatlayabilmek adına ağzımı açtım. Konuşmayı yeni öğrenen bebekler gibiydim.

"Ne ol-du ba-na?"

"Bir kaza geçirdin ve mucize eseri hayattasın. Bundan sonra dikkatli olmanı öneririm çünkü bir dahaki sefere bu kadar şanslı olmayabilirsin."

Sevinmeli miydim yoksa üzülmeli mi bilmiyordum. Cehenneme geri dönmüştüm fakat her şeye rağmen yaşamak güzeldi. Bir anda içeri giren polisler irkilmeme sebep oldu.

"Hemşire hastanın uyandığını söyledi. İfadesini almamızda bir sakınca var mı? "

"Hayır. Ama fazla yormayın. Daha yeni kendine geldi."

Doktor bana göz kırparak odadan çıktı. Polislerle baş başa kalmıştım. Ama sözde arkadaşlarımın bana yaptığı iğrenç şeyi onlara anlatmayacaktım.

"Alina Erkil. Olay nasıl oldu? Anlatabilir misin?"

"Hatırlamıyorum."

"Görgü tanıklarının verdiği ifadelere göre yanında iki kişi daha varmış hatta seni yola onlar itmişler."

Onları ele vermeye hiç niyetim yoktu. Çünkü onların hesabını buradan çıkar çıkmaz kendim soracaktım.

"Gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorum. Daha yeni kendime geldim. İzin verirseniz biraz dinlenmek istiyorum."

"Peki. Bir şey hatırlarsanız biz buralarda olacağız."

Onaylar biçimde başımı salladım. Polisler çıktıktan sonra göğsümdeki ağrıya aldırış etmeden derin bir nefes aldım. Bir parça huzur arayışı içinde gözlerimi kapadım. O an, rüyamdaki genç adam geldi gözlerimin önüne. Ela gözler. Siyah saçlar. Elimde olmadan gülümsedim.

"Neye gülüyorsun?"

Gelen doktordu. "Hiç" dercesine yüzüne baktım. O da hemen başucumda ki monitöre yöneldi. Elindeki kağıda bir şeyler yazdıktan sonra da serumlarımı kurcalamaya başladı. Dikkatle onu izliyordum. Oldukça gençti. Kahverengi saçları darmadağın olmuştu. Gözlerinin altında birkaç gündür iyi uyumadığını belli eden mor halkalar vardı.

"İyi haber hızla iyileşiyorsun. Böyle giderse 2 güne taburcu edebilirim seni.Kötü haber kolundaki kırıkların iyileşmesi biraz zaman alacak."

RUH VE KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin