BÖLÜM 1: GERÇEKLER ACITIR

131 31 4
                                    

Bir..İki.. Üç..On dört..On beş..

Göğsümde hissettiğim büyük baskıya çığlıklarla karşılık vermek istiyor fakat her seferinde minik bir inilti dökülüyordu dudaklarımdan. Baskı,arada bir kendini elektrik dalgalarına bırakıyordu.Bu acının bir an önce bitmesini temenni ediyordum.Göz kapaklarım,tonlarca yükün altında kalmış gibi görüş alanımı engellese de kulaklarım hiç olmadığı kadar iyi duyuyordu sanki.

"Hastayı kaybediyoruz."

.................................................

Yeşil bir vadi...Olabildiğince sonsuz,masmavi bir gökyüzü... Ilık rüzgarlar bedenime ne zaman değse bütün vücuduma tatlı bir ürperti yayılıyordu. Huzuru her anlamıyla hissediyordum. Daha önce hiç görmediğim bu güzellikte sonsuza kadar kalabilirdim. Tek başıma. Hiç konuşmadan. Sadece kuşların ve hemen yanı başımda öylece akıp giden şelalenin sesini dinleyerek. Sahi,neresiydi burası? Ayağa kalktım. Her bir hücrem bu eşsiz güzelliği keşfetmek için can atıyordu. Önce birkaç adım. Ve birkaç adım daha. Sonsuz yeşilliğin üzerine muazzam bir ölçüyle yerleştirilmiş olan ağaçların altında arkası dönük bir adam duruyordu. Hareketsizdi. Beynim, tüm benliğiyle adamın kim olduğunu merak ediyordu. Geldiğimi hissetmiş olmalıydı ki bir anda bana döndü. Tanrı'm! O ne güzellik! Simsiyah, parlak saçların tam aksine açık renkli ela gözler. Hafif uzamış sakallar. Ve güldüğü zaman sağ yanağında oluşan çukur. Orada kaybolabilirdim. Uzun ve biçimli vücuda karşın kırılgan,zarif eller. Ve o ellerin süsü uzun parmaklar.

"Hoşgeldin." dedi. Daha önce yeryüzündeki hiçbir canlıda duymadığım kadar tatlı bir melodiyle. "Ben de seni bekliyordum."

O eller şimdi kendi ellerimin üzerinde kenetlenmişti. Kalbim bir anda yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Gözlerimi bir türlü alamıyordum gözlerinden. Keşke tam şu anda zaman dursaydı. Sonsuza dek böyle kalsaydık. Birden onun gözlerinin ben de değil hemen arkada olduğunu anladım. Baktığı yöne doğru çevirdim başımı. Sonsuz bir kapı. Sanki bizi bekliyor gibiydi.

"Alina. Buradayız kızım. Arkandayız."

Annemle babamın ne işi vardı burada? Şimdi genç adamla ailemin tam ortasında bekliyordum. İki taraftan da eller uzatılıyordu bana. Ruhum tüm benliğiyle genç adamın ellerinden tutup o sonsuz kapının ardında kaybolmak için can atsa da, kalbim ailemden yana kullanmak istiyordu şansını. Birden ayaklarımın yerden yükseldiğini hissettim. Evet. Gittikçe yükseliyordum. Sonsuz gökyüzüne ulaştığım sırada az önce beni ısıtan güneş tam karşımda duruyordu. O kadar aydınlıktı ki her taraf. Gözlerim yanıyor, hiçbir şey göremiyordum.

"Hasta geri döndü."

"Hemen yoğun bakıma alıyoruz."

RUH VE KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin