6) Kanlı aşk

551 59 35
                                    

Aşk yine aşktı

Ama üzerine damlayan kandı

Kardeş kanına bulanan aşk artık haramdı iki gönüle

Gül & Halil

İki karanlık insan birleşip bir aydınlık etmez miydi? Aşk dedikleri onları tüm zincirlerden koparıp kendi makamına oturtmaz mıydı?

Biri karanlığın içinde doğmuş deli Halil' di. Diğeri ömrünün baharında karanlığa düşen Gül' dü.

Yıllar geçmemişti üzerinden farklı iki karanlık insan sevdanın aydınlığında gözler birbirini görüp, ruhlar birleşşin aşk halvetinde.

Yasaklar vardı her daim sevenler arasında. O yasaklar ki her zaman nefse tatlı gelmiştir. Aşk dedikleri bu yüzden mi tatlıydı bilinmez.

Adam babasının yerine geçmek zorunda kalan bi' çareydi. Kadın, anne babasının ölümüyle genç yaşta bir pavyonla beraber, içindekilerinin günahını yüklenmek zorunda kalan zavallıydı.

Halil pavyon işleten yaralı kadını görünce ruhuna dokunmak istedi. Kendi kadar yaralı olan ruha.

Elini uzatınca ilk umut tohumu atılmıştı iki gönülde. Zannettiler ki dağları yıkardılar aşkın önüne geçeni. Hiç mi masal dinlemezdi aşıklar? Dağları delen Ferhat, Şirin' inine kavuşamadan son nefesini vermişti.

Erkekler Leyla arardı.
Kadınlar Mecnun.

Erkekler Leyla ararken Mecnun olmayı bilemedi.

Kadınlar Mecnun ararken Leyla olmasını...

Halil Mecnun oldu Gül' ü için,
Gül Leyla oldu Halil' i için.

Onlar tüm zorluklara beraber göğüs germişlerdi. Halil babasının kaderine yazılan karadan kurtuldu aşkı için.

Babasının elde ettiği tüm zehirli gücü bıraktı Gül' ü için. Gül pavyonu devretmek istedi. Tüm Leyla' lar özgür kalıp Mecnun' larına kavuşsun diye.

Gül, özgür ruhla koştu sevdiğinin gönlüne.

Çok mutlu olmalıydılar. Bedelleri ömürlerine çalınan karalar zannedip hepsinden kurtuldular.

Ama aşk imkansız olandı. Yakmalıydı ham gönülleri özlem, keder ateşinde.

...

Şehrin biraz dışında ormanlık bir alanda yeni hayatları için uğraşıyorlardı iki gönül.

"Halil bak bu oda güneşi daha çok alıyor. Burasını çocuk odası yapalım. Hemen yanındaki odayı da yatak odası yaparız."

Balkona çıkıp yere bakarken,

"Hemen buranın dibine hanımeli dikmeliyiz. Acaba nasıl yetişiyor? Sarmaşık uzayıp balkona ulaştımı oda hanımeli çiçeğinin kokusuyla dolar baharda."

Halil kadife sesli kadının her bir söylediğini aşkla dinleyip belinden sarıp yudumladı aşkın kokusunu saçlarından."

"Hangi çocuğun odası olacak bu?"

Yüzüne sevdiğine dönüp,

"Tabi ki bizim çocuğumuzun odası olacak. Bak ben çocuk çok seviyorum. Erken falan dersen kıyameti koparırım."

Tebessümle her mimiğini izlerken, hiçbir zaman bu kadına özleminin dinmeyeceğini düşündü.

"Sen iste Gül' üm yeterki, boy boy çocuğumuz olur."

ÖMR' Ü HAZİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin