Multimedia: Semih'in durumu , neon jungle - louder
Sezgi bana sırıtmaya devam ederken algılarımı kaybettim. Semih'in abisi. Abisi. Semih'in abisi mi vardı? Hiç bahsetmemişti. Sezgi bir kahkaha patlattığında , gerçek dünyaya döndüm."Benden hiç bahsetmedi değil mi?" dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım.
Barmen biraları getirdiğinde hepsini almaya çalıştım. Dikkat! Sadece çalıştım. İki bira elimden kaydığında Sezgi hızlı bir refleksle yere düşmeden yakaldı. "Sakar." dedi sırıtarak. Bu da kardeşi gibi manda. İç ses bana tek kaşını kaldırıp baktı.
'Cidden mi?' dedi.
Ona aldırmadan bizimkilerin yanına yürüdüm. Sezgi de arkamdan. Masaya geldiğimizde Ayaz , Sahra'yala uğraşıyordu. Eren ise onları gülerek izliyordu. Aslında Ayaz ve Sahra yakışıyordu. Bir ara aralarını yapmalıydım. Çöpçatan time .
"Sonunda be Hayal , nerede kaldın ? Ayrıca kim bu?" dedi Eren bütün saf öküzlüğüyle. Tam sorusunu cevaplayacakken Sezgi , "İsmim bu değil , Sezgi." dedi sırıtmasıyla. Biraları masaya bıraktıktan sonra bana döndü. "Umarım tekrar görüşü-" sözü biri tarafından sertçe itilmesiyle yarıda kesildi.
Eren ve Ayaz da ayaklanmıştı. Kimin ittiğine baktığımda bunun Semih olması beni şaşırttı. "Ondan uzak dur!" diye tısladı. Aman Allah'ım demek aramızdaki yılan Semih'miş.
"Neden ?" dedi Sezgi alayla. Semih'e baktığımda Sezgi'ye doğru ilerledi ve yüzüne sert bir yumruk attı. "Bu yüzden." dedi. Sezgi bir adım sendeledi. Birkaç kişi bize dönmüştü , diğerleri ise , onların yaptıkları hakkında hiçbir fikrim yok.
Ayaz ve Eren hemen Semih'in yanına gitti. Bense olduğum yerde kalakalmıştım. Sahra beni yanına çekti. Sezgi sakin bir şekilde Semih'in kulağına bir şeyler söyledi. Semih bana baktıktan sonra yumruklarını sıktı ve barı terk etti.
Ne oldu şimdi? Filmlerdeki aptal kızlar gibi etrafa bakarken biri tarafından çekilmemle kolumu tutan kişiye baktım. Semih? Yok artık! Bu çocuğun ikizi falan mı var? Yoksa bu kadar hızlı hareket edemezdi. "Ne yapıyorsun? Bırak beni." diye beğırmaya başladım. Ama yine takıldım mı? Hayır.
Bardan çıktığımızda soğuk havayı iliklerime kadar hissettim. Sonunda durduğumuzda şükür ettim ve durma nedenimize baktım. Eren , Semih'e yaklaşıp , yüzüne sert bir yumruk geçirdi. Beni kendine çekip arabasına doğru yürüdük. "Bu günlük macera kotamızı aştık" dedi.
....................................................
Başımda çalan telefona küfür edip. Canım yastığımdan ayrıldım. Hava hala karanlıktı. Telefona baktığımda saatin 12:30 olduğunu gördüm. Eğer önemsiz birşey için güzel uyukum bölündüyse piskopata bağlar , katliam çıkarırım.
Arayanın numarası kayıtlı değildi. Açtım , "Al-" "Hemen aşağıya gel." dedi ve kapattı. Sesinden bu kişinin Semih olduğunu anladım. Ama sesi bir tuhaf geliyordu.
Hemen üstüme bir ceket , altıma da koyu mavi bir kot geçirdikten sonra kapıya doğru ilerledim. Kapıyı yavaşça açıp etrafa baktım. Kimse yoktu. Parmak ucunda ilerlemeye başladım. Mutfağın önüne geldiğimde buzdolabının açık olduğunu görmemle duvarın arkasına saklandım. Buzdolabın kapanma sesi geldi. Adım sesleri de yavaş yavaş bana yaklaşıyordu.
Sonradan aklıma gelenle rahat bir nefes aldım ve saklandığım yeren çıktım. Evet! Doğru tahmin , Hakan uykusunda yemek yiyordu. Giriş kapısına doğru ilerleyip yavaşça açtım. Sanırım Hakan da odasına dönmüştü.
Dışarıya çıktığımda Semih arabası kapıdaydı ama Semih yoktu. Arabaya yaklaştığımda yerde yatan bir beden görmemle içimi bir endişe kapladı. Hemen yerde yatan kişinin yanına gittim. Herkesi beklerdim ama Semih'i gerçekten bu durumda beklemezdim. Ağzı , yüzü resmen kaymıştı."İyi misin? Semih?"
Gülerek yattığı yerden doğruldu. Önce delirdiğini düşündüm , ama sonra burnuma gelen ağır alkol kokusuyla sarhoş olduğunu anladım. Başını bana çevirdiğinde gülümsemesi yüzünde soldu ve aniden yerden kalkıp kolumda tutarak beni arabaya fırlattı.
Bunu çok ani , ve hızlı yaptığı için hiçbir tepki veremedim. Semih sürücü koltuğuna geçtiğinde burnuma yine o göz yaşartıcı alkol kokusu geldi. "Ne yapıyorsun ?" diye bağırdım. Hiçbir tepki vermedi. Arabayı çalıştırıp tekerleklerin asfaltta çığlık atmasını sağladı.
"Ne yapıyorsun? Durdur arabayı!" diye bağırdım. "Kenerini tak." dedi ürkütücü bir sesle. "Hayır. Sen arab-" sözüm resmen aslan gibi kükremesiyle kesildi. "Hayal , kemerini tak." diye kükredi. Bende dediğini yapıp kemerimi taktım.
Çok hızlı gidiyorduk. Bu , sarhoş haliyle hiç iyi bir şey değildi. Sonunda bir uçurumun kenarında durduğumuzda kapıyı açıp sertçe çarparak indim. Mandaya bak , bir de adam kaçırıyor. Semih de arabadan indiğinde ona baktım. Öfkeli bir şekile yanıma geldi. "Neden kaçırdın beni , manda herif." dedim. Semih gülüp , sabır dilenir gibi havaya baktı. Tekrar bana baktığında gözlerinde alayla karışık öfke vardı. Üzerime gelmeye başladığında bende geri geri gitmeye başladım.
"Neden mi? Neden mi istiyorsun? Hayat çok boktan. Bir bakıyorsun en mutlu anın iki saniye sonra kül olmuş ve sen o külleri toplayamadan onlar rüzgara kapılmış. Yüzümü kim bu hale getirdi biliyor musun ? Kendi öz abim. Hayatımı onun arkasını toplayarak geçirdim. Ama şimdi hayatımda bir şey , tek bir şey istedim.Ama babam ve o bir yolunu bulup yine mahfettiler. Belki annem yanımızda olsaydı bunların hiç biri olmazdı. Ama o nerede? Hiçbir fikrim yok" dedi gülerek ve devam etti. " Bunların önemi yok. Neden biliyor musun ? Çünkü ben gidiyorum Hayal ." diye bağırdı.
Konuşması bittiğinde uçurumun kenarına çok yakındık. Semih beni kolumdan tuttu. Uçurumun kenarına getirdi. Ne yani beni aşağıya mı atacaktı? Kafamı arkaya çevirip omuzumun üstünden aşağıya baktım.
Çok yüksekti ve şansıma deniz de bu gün çok dalgalıydı , bir adım atsam düşecektim ama aklıma Semih'in söyledikleri gelince çoktan boşluğa düşmüş gibi hissediyordum. Züppe gidiyor muydu? Aniden ayağımın kaymasıyla uçurumdan düşecekken belime sarılan ellerle kenardan uzaklaştım. Semih bana sarılıp kafasını omuzuma gömdü. Biraz önce beni neredeyse öldürüyordu ve şimdi sarılıyor muydu ?
Onu itmeye çalıştım. Yerinden kıpırdamadığında vurmaya başladım. "Geri zekalı neredeyse ölüyordum. Se-" sözüm bir hıçkırıkla kesildi. Bu ben değildim. Ceketimin ıslanmasıyla yüzüne bakmak için Semih'i benden uzaklaştırmaya çalıştım. Ama bana daha çok sarıldı. "Lütfen ," diye fısıldadı.
"Lütfen , son zerresi de uçup gitmesin"
Aman tanrım didim. Semih sizce gerçekten gidiyor mu? YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRLİKTE (askıda)
Teen FictionBu hikaye biraz farklı, Zaten onların karşılaşmaları da farklıydı , Ve , olaylar ilginçleşeceğe benziyor......