Multimedia: Züppelerin züppesi Semih
Güneşin gözlerime tecavüz eden ışıkları nedeniyle gözlerimi araladım. "Lan kim açtı bu perdeyi? Hakan , oğlum eğer sen açtıysan unutma beni güzel uykumdan ayırmak 60 yıldan başlar."diye bağırdım. Gözlerimi ovarak doğrulduğumda üzerime düşen kocaman gölge ile kafamı yavaşça kaldırdım. Pencerenin önünde kocaman yuvarlak kafalı biri vardı. Çığlık atıp gözlerimi kapattım."Uzaylı abi gerçekten beni değil Hakan'ı alın. Onun beyni çok tuhaf. Yok denemeyecek kadar." dedim."Kızım neyin kafasını yaşıyorsun ya. Hem sen beni niye hemen satıyorsun lan." dedi Hakan. Hakan'ın sesini duyduğumda rahat bir nefes verdim. "Hadi hazırlan annem aşağıda kahvaltı hazırladı." dedi. Hakan odadan çıkarken ofladım. Hakan kapıyı kapatmadan "on" dedi ve kapıyı hızla kapattı.
Birkaç saniye durup Hakan'ın bu hayattaki amacını ve yerini düşündüm. Sonra kalkıp hazırlanmaya başladım. Okul üniformamız klasik siyah etek ve beyaz gömlekti. Birde kırmızı kravatı vardı. Hemen odadan çıkıp aşağıya indim. Şimdi o öküz bütün sosisleri yemiştir. Hemen aşağıya indim. Masaya oturup anneme ve babama günaydın dedim. Annem sosislerin olduğu tabağı Hakan ile aramıza koydu. Hakan ile birbirimize öldürücü bakışlarımızı attıktan sonra çatalımı tabağa daldırdım.
Bir tabaktaki son sosise bir de Hakan'a baktım. O da bana bakıyordu. Tam çatal savaşını başlatacakken babamın Hakan'a seslenmesiyle dağılan dikkatinden yararlandım ve sosisi ağzıma attı. Hakan bana 'sen bittin bücür ' bakışları atarken , bende ona 'ben kazandım dostum' bakışları attım. Babamın sesiyle bakışmamız bölündü "Ne yapıyorsunuz siz? hadi geç kaldık zaten." dedi saatine bakıp. Çantamı sırtıma atıp önden dışarı çıktım. Kilidin açması için babama baktığıda babam anahtara basıp kapıyı açtı. Ben de arabaya oturup kulaklıklarımı taktım ve kendimi müziğin itmine bıraktım.
Arabanın ani freniyle babama baktım. Babam hemen kapıyı açıp arabadan indi. Ben ve Hakan da . Arabanın önünde kaykaylı bir çocuk yerde yatıyordu. Babam hemen çocuğu yerinden kaldırıp üstünü temizledi. "İyi misin delikanlı?" diye sordu babam endişeli bir sesle. Çocuk başını kaldırdı ve gülümsedi. "İyiyim efendim. Benim dikkatsizliğim" dedi. Bana ve Hakan'a bir bakış atıp kaykayı ile uzaklaştı. Bizde arabaya binip ne kadar istemesemde okula doğru gitmeye devam ettik.
Okulun önünde durduğumuzda babama baktım."Sakın bana öyle bakma Hayal. Yavru köpeğe benzemiyorsun." dedi. Hakan aradan kafasını uzatıp "ben demiştim" dedi. Elimi yüzüne bastırıp kafasını geriye ittim. Babamın yanağına öpücük kondurduktan sonra arabadan indim benimle beraber Hakanda indi ve yeni okuluma ilk adımımızı attık. İkinci dersin başlarında oldukları için bahçede kimse yoktu. Daha fazla geçikmeden okula girdik ve müdürün odasını bulduk.
Kapıyı tıklattım , içeriden 'gel' komutunu duyduğumda kapıyı açtım ve içeri girdik. Müdür bey bizi görünce elindeki kağıtları bırakıp bize döndü. "Siz Hakan ve Hayal KAYA olmalısınız?" dedi. Kafamı aşağı , yukarı sallayıp onayladım. Hakan benden bir yaş büyüktü. En azından sınıflarımız ayrıydı. "Hakan sen 12-A'dasın. Şu an tarih dersindeler." deyip Hakan'a programı uzattı. "Hayal sende 11-C 'desin. Onlarda şu an Matematik dersindeler." dedi ve programı bana uzattı.
Sınıfa doğru ilerledim ve kapının önünde durdum. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Hoca dersi bölüp bana baktı. "Ben Hayal. Yeni öğrenciniz." dedim. Herkes bana bakıyordu. "Hoşgeldin Hayalciğim , geç otur bir yere."dedi ve derse geri döndü. Bende en arkadaki boş sıraya geçtim.Hala herkes bana bakıyordu ve rahatsız olmaya başlamıştım.Onları umursamamaya çalışarak kafamı masaya koydum ve gözlerimi kapattım. Uykucuğum sana sesleniyorum , gel, gel, gel.....
Birinin beni dürtmesiyle biricik uykumdan uyandım. "Hadi uyansana ders bitti." dedi bir kız sesi. "Siz vicdansız mısınız? Planlayarak mı yapıyorsunuz?" dedim , karışan saçlarımı düzeltirken."Merhaba ben Sahra" dedi elini gözümün önünde sallayan kız. Elimi uzatıp elini sıktım." Bende Hayal." dedim uykudan yeni uyanmış sesimle. Sahra yanındaki iki yakışıklı çocuğu gösterdi."Bunlar da gereksiz 1 ve gereksiz 2. Ya da sen Eren ve Ayaz da diyebilirsin." dedi. Kıkırdadıktan sonra elimi onlara uzatım , ve gülümsedim. "Hadi bu kadar tanışma yeter. Acıktım , kantine gidelim." dedi dudaklarını büzerek.
Hepimiz onu başımızla onaylayıp sınıftan çıktık. Sahra ve Eren önde ben ve Ayaz da arkadaydık."Öyle acıktığıım dediğine bakma , hiç doymaz o." dedi ayaz. Küçük bir kahkaha attım. O da gülümsedi. Sert bir cisime çarpmamla gülümsemem soldu ve yere düştüm."Dikkat etsene ufaklık." dedi eğlenen bir ses. Bu ses nedense tanıdık geliyordu ama çıkaramadım. Kafamı kaldırıp beni düşüren öküze baktığımda , gözlerim kocaman oldu.....
Merhabaaaaaaa! Upuzun bir bölüm. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı , oylarınızı ve eleştirilerinizi bekliyorum!!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRLİKTE (askıda)
Fiksi RemajaBu hikaye biraz farklı, Zaten onların karşılaşmaları da farklıydı , Ve , olaylar ilginçleşeceğe benziyor......