Multide:Bütün çete ,
The bloody Beetroots & Greta Svabo bech - Chronnicles of fallen love
Sahra'ın Ağızından ;
Şenlik ateşini yakmak için biraz daha çalıya ihtiyacımız vardı. "Ben getiririm." dedim ve ormana doğru ilerlemeye başladım. Birinin yanıma gelmesiyle kafamı kaldırdım. "Eren ?" diye sordum. Ben onun rahatsız olduğunu sanıyordum. "Evet biraz yardıma ihtiyacın olur diye düşündüm." dedi. Kafamı sallayarak yürümeye devam ettim.
Yeteri kadar çalı topladığımıza kanağat getirdikten sonra ateşin yakılacağı yere doğru ilerlemeye başladık. Eren oldukça düşünceli görünüyordu ve ben neden olduğunu biliyordum. Hatta benim yardımıma sadece kafasını dağıtmak için geldi yoksa savaş çıksa kıçını bile kaldırmaz.
"Biliyorum." dedim imalı bir şekilde. Eren kafasını kaldırıp bana baktı. "Neyi ?" diye sordu. İçimden 'ebeni' demek gelse de , demedim.
"Hayal'den hoşlandığını." dedim. Bana gözlerini kocaman açarak baktı. "Sen..... yok öyle birşey." dedi. Tabi , ben de salaktım , dimi. "Saklayamassın gözlerinden okunuyor. Ona bakışın , Semih her onun yanındayken yumruğunu sıkman ve Semih'e ölümcül bakışlar yollaman." dedim , tam devam edecekken " Tamam , anladım." dedi.
"Ama kimseye söylemeyeceksin , Sahra lütfen." dedi. Ona gülümseyip ağzıma zip çektim.
..................................................................................................
Şenlik ateşini yaktıktan sonra Semih gitar çalmıştı. Kabul edin çocuğun sesi çok güzeldi. İçkiler gidip geliyordu. Herkes neredeyse sarhoş olmuştu. Yanımda bir beden hissettiğimde gözlerimi çevirip yanıma baktım.
"Ne oldu lan?" dedim Somurtarak bana bakan Ayaz'a. "Sahra ben işe yaramaz mıyım?" dedi. "Onasıl soru tabiki de öylesin. " dedim gülerek. O da güldü.
"Hayır. Cidden ?" dedi. "Ne oldu?" dedim. İnsanları çabuk tanıyan bir yapım vardı. Ne hissettiklerini hemen anlardım. "Babam." dedi. Kafamı sallayım önüme baktım. Ayaz'ın babası, Ayhan piçin tekiydi. Her akşam içer ve Ayaz'ı döverdi.Annesinin ölümünden onu sorumlu tutardı. Küçükken Ayhan onu dövmesin diye bize kaçardı. Büyüdüğü için ayrı eve çıkmıştı. Ama babası yakasını bırakmamıştı.
Bazen şaşırıyordum. Bazı insanlar küçük acılarını bu kadar büyütürken , Ayaz bu kadar acıyı çekmesine ramen hep gülümsüyordu. Belki de gülümsemek acıları kapatmasa da hafifletebilirdi. Ama Ayaz sırf diğer insanlar acısına ortak olmasın diye gülümsüyordu. Bütün yükü kendi sırtında taşıyordu.
"O piç kurusundan nefret ediyorum." dedi ve elindeki bira şişesini yere fırlattı. Ne ara bu kadar içti bu çocuk. Eline baktığımda kan aktığını fark ettim. "Ayaz , elin!" dedim ve elini tutup avucunu açtım. Şişeyi elinde parçaladı resmen. "Bir şey yok." dedi ve elini elimden kurtardı.
Tamam , bu kadar yeter. "Neden böyle davranıyorsun ? Hep böyle devam edemezsin birazda başkaları dışında , kendini de düşünmelisin. Bütün o yükleri tek başına kaldıramazsın. Anladın mı ?" diye bağırdım. Bana iki adım yaklaştı ve , " Ben kendimi düşünmeyi bıraktım , Anladın mı? Annem öldüğünde yanında sadece ben vardım. Neler hissettim biliyor musun ? Bilemezsin. " diye bağırdı.
"Kendini mutlu göstermeye o kadar uğraşıyorsun ki , hatalar yaptığının farkında değilsin. Bağıracak mısın? Bağır. Ağlayacak mısın? Ağla. Bizim senin hep yanında olacağımızı biliyorsun." dedim sonlara doğru daha sakin bir sesle. Sonsuza kadar böyle kalamazdı.
Neden aniden böyle patladım bende bilmiyorum. Sadece , belki de artık Ayaz'ın maske takmasından gına geldiğindendir. Onu çok iyi tanıyordum. Kendimi bildim bileli.
Ayaz bana biraz daha yaklaştı. Ne cevap verecek diye beklerken , beni öpmesi beklemediğim bir şeydi.
...........................................
Hayal'in ağzından;
Ben şok olmuş bir şekilde onlara bakarken biri kolunu omuzuma atıp beni sürüklemeye başladı.
"İnsanları dikizlemek çok ayıp bir şeydir küçük kız." dedi.
Sesi hiç tanıdık gelmiyordu. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda bunun benim yüzümü boyayan çocuk olduğunu gördüm.
Onun yüzünden neredeyse ölüyordum. "Ne yaptığını sanıyorsun ?" dedim , beni kalabalığın dışına sürüklüyordu.
"Sana biraz saygı öğretmeye çalışıyorum." dedi sırıtarak. Hah! Bu da Semih'in ikinci versiyonu çıktı. " Bu arada tanışmadık. Ben Can Sezgi. Sen?" dedi.
Ona kaşımı kaldırarak baktım. "Yüzünü boyadığın kız." dedim imalı bir şekilde.
Bir saniye , bu çocuğun kolu hala omuzumda. Kafamı eğip omuzunun altında geçtim ve kolundan kurtuldum.
"Ha! O konu hakkında özür dilerim." dedi ellerini ceplerine koyarak. Etrafa baktığımda çok kişi olmadığını fark ettim. İyi , bunu öldürsem görgü tanığı olmazdı.
"Hayal!" arkamdan birinin seslenmesiyle kafamı çevirdim. Sende geldin tam oldu , manda götü.
"Bir problem mi var?" dedi Can'a bakarak. Bu çocuk nasıl bu kadar hızlı hareket ediyor? Ben salondan , odama 5 saatte gidiyordum. Arada bir dinleniyordum.
"Yok hiç problem. Benim uyku gelmek , ben gitmek." dedim onların anlayacağı dilde. İkisine de bakmadan kulübeye doğru ilerlemeye başladım.
Yolda 3 kere ezilme tehlikesi geçirsem de sonunda kapıya tek parça ulaşmayı başardım. Ya da başaramadım. Birkaç yerim ezilmiş olabilir.
Kapıyı açıp içeri girdim. Yatağıma yatıp uyumaya çalıştım , ama bir türlü uyuyamıyordum. Kapı açılıp kapandığında gözlerimi açma gereği duymadım. Kesin Semih gereksiziydi.
Birkaç dakika daha yatakta döndükten sonra uyuyamayacağımı anladım ve kalktım. Semih Bey ise kıçını devirmiş horluyordu. Ondan intikamımı alabilirdim. Sonunda. Kalkıp valizimden makyaj çantasını aldım. Aslında çok makyaj yapan bir insan değildim.
Yatağın yanına yaklaşıp yüzüne baktım. "Seni çok güzel yapacağım. En güzel manda götü sen olacaksın." diye fısıldadım. Çantadan ruju alıp açtım ve sırıttım. Tam yaklaştıracakken Semih gözlerini açtı ve beni çekerek altına aldı. "Yaramazlık mı yapıyorsun minik böcek?" dedi sırıtırken.
Yüzü gerçekten çok yakındı. Bu beni oldukça geriyordu. Bakışları dudaklarıma düştüğünde istemeden dilimle dudağımı ıslattım. Biraz daha yaklaştığında , konuşsa dudaklarımız birbirine değecekti.
Öpmezdi değil mi?
İlk seferinde öptü. Bence öper.
İçses sen kimin tarafındasın.
Kaslının.
İç sesi önemsememeye çalışarak ana odaklandım. Semih hala dudaklarıma bakıyordu. Gözlerimi kapatıp herhangi bir tepki bekledim.
Semih ise kulağıma eğildi , "biraz sessiz olmayı öğrenmelisin."
...............................................
Merhaba zirzoplar.!!! Gecikme için üzgünüm annem bilgisayarımı ele geçirdi o yüzden mobille yazmak zorunda kaldım. Yazım hatası olursa özür dilerim. Birde okuyup oylamayanlar var . Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum zirzoplar!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRLİKTE (askıda)
Fiksi RemajaBu hikaye biraz farklı, Zaten onların karşılaşmaları da farklıydı , Ve , olaylar ilginçleşeceğe benziyor......