***
5 Sene sonra yazmaya yeniden başlıyorum. 5 senedir beni çağıran klavyeyle buluşan parmaklarım oldukça şaşkın. Umarım beğenirsin lütfen okuyan herkes ufakta olsa eksik, yanlış veya güzel bulduğu yerleri yorumda belirtsin. İnanın desteğe çok ihtiyacım var...
Severek okumanızı diliyorum ve bölüm şarkısı çok sevdiğim Beth Hart'tan geliyor,
Beth Hart & Joe Bonamassa - Your Heart is As Black As Night
***
Soğuk kaldırım taşları yeni yeni gelişemeye başlayan bedenini bir buz parçasına çeviriyordu. Gözlerinde ki soğuk bakış, buz gibi olmuş bedeninden kaynaklanıyordu belki de. Islak betonda doğruldu. Üzerinde çöpten bulduğu, muhtemelen zengin bir kızı zamanında mutlu etmiş ardından varlığı pahalı gardırobun içinde unutulmuş bir elbise vardı. Nemesisin sıska bedenine büyük geliyordu fakat tek kıyafetine alışmıştı.
Şehrin utandığı bu yerde sanki günlerdir aç değilmiş gibi dik başıyla yürüyordu. Çamurun içinde kirlenmiş yüzü, gözlerinin parlaklığını saklayamıyordu. Nereye gittiğini bilmiyordu. Gecenin geç bir vaktiydi ve Nemesis on beş yaşında genç bir kızdı. Kanında hissettiği güce o zamanlar inanmıyordu. Ve hatta sokak kedilerinin yaptığı tedirgin tıkırtılardan korkuyordu.
Fakat bu kez duyduğu sinsi kedilerin aç tıkırtıları değildi. Telaşlı ayak sesleri çınladı dar sokakta. Kaldırım yoktu, kaldırım taşlarıyla döşeli bir sokak ve yıllardır boşaltılmamış gibi görünen bir çöp konteynırından ibaretti kızın gördükleri. Uzun sokağın başında hızlı adımlarla yürüyen ve yürürken arkasını gözetleyen bir adam göründü.
Esmer adamın sureti kirli sakalla kaplıydı. Üstü başı eskimişti fakat pahalıydı. Tedirgin bir ifadeyle yürürken pis bakışları kızın titrek gözbebekleriyle buluştu. Küçük yaşına rağmen dolgun hatlara sahip olan kızı baştan ayağa incelerken, tedirgin ifadesi kirli bir arzuyla yer değiştirdi. Etrafına şöyle bir göz gezdirip güzel kıza doğru yürümeye başlamıştı. Güçlü parmakları narin kolu sıkıca kavrarken tek kelime etmemişti. Hayvanca bir dürtüyle kızı soğuk duvara çarpmış ve pis yüzünü, sokakta yaşamasına rağmen tertemiz görünen tene gömdü.
Kızın kollarını sıkıca tutmuş hareket etmesini engelliyordu. Kız kurtulmak için çırpınıyordu fakat tek kelime etmiyordu. Kolları çırpınmayı kesti. Büyük bir güç kızın okyanus mavisi gözlerine toplanırken bakışları gökyüzüne çıktı. Aya dikti gözlerini ilk önce yardım çığlığı attı. O zamanlar yeni yeni oluşmaya başlamış şuh ve şeytani ses kıza fısıldadı.
"Böyle bir durumdayken yardım mı dileniyorsun Nemesis?"
Kız tek kelime etmedi fakat beynindeki acizliği sildi. Onun yerine korkuyla bütünleşmiş gözleri nefretle alevlendi. Büyük bir intikam ve nefret duygusu narin bedeni ele geçirirken, tüm bedeni 'Ölüm!' diye haykırıyordu. Adamın yağlı bedeni bacaklarında derman kalmamış dibi pis kaldırıma düştü.
Ela gözleri büyümüştü. Kulaklarından, ağzından, burnundan kanlar akıyordu. "Lütfen" dedi adam. "Bana yardım et" dedi. Bunları söylerken ağzından sızan kan artmış ve adam kan kusmaya başlamıştı. Boğazında takılı kalan hırıltılı nefesler kız da zerre kadar acıma duygusu yaratmıyordu. Bedeni hak ettiği cezayı vermenin huzuruyla çözülmüş, burnuna kanın kokusu geliyordu.
Kızın soğuktan titreyen bedeni bir anlığına intikam ateşiyle ısınsa da şimdi yaptıklarının ağırlığıyla çökmüş ve başına geleceklerin korkusuyla dağılıyordu. Kız kanlı cesetten geriye bir iki adım attı. Tam o anda boş sokakta başka adım sesleri yankılandı. Okyanus mavisi bakışlar sokağın başına döndüğünde üç adam gördü. Az önce yaşadıklarını yaşayacak olmanın korkusuyla koşarak uzaklaşmak istedi. Fakat bunu yapmaya ne gücü vardı ne de güveni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nemesis.
RomanceEline bir fırça aldı genç kadın. Maviyle yeşil arasında gidip gelen gözlerini beyaz duvara dikti. İsyankar çiziklerle duvarı karanlığa boyadı. Bir harita çizdi kendine. Farklı medeniyetleri kendi karanlığına bahşetti. Hayatı boyunca hiçbir zaman gör...