Tanıtım

1.1K 49 13
                                    

İki birbirinden inatçı genç...

İki birbirinden tutkulu dansçı...

İki birbirinden yetenekli müzisyen...

Neydi inatlarına rağmen onları birbirine yaklaştıran?

Dans ve müziğe olan tutkuları mıydı onları birbirine tutsak eden?

Peki sanatın dahil olduğu bir aşk ile alev almaz mıydı İstanbul?

Elis, cadı prenses.

Can, ukala prens.

Nasıl olacaktı onların hikayesi? Bir dansçının bileğini burkmasına rağmen dansa devam etmesi kadar inatçı mı? Bir gitar ve piyanonun birlikte oluşturduğu harmoni kadar romantik belki de?

                                                              ******

''Bir centilmen bir prensese böyle yapardı. Buradan senin bir centilmen olmadığı sonucunu çıkarıyorum.'' Kaşlarımı kaldırdım.

Önce kaşlarını çattı sonra hemen muzip bir ifadeye geçiş yapıp eliyle bir sır verecekmiş gibi beni yanına çağırdı. Her ne kadar sinirlerimi bozacağını bilsemde yaklaştım ve bana eğilip söyleyeceği şeyleri bekledim. Ve yanılmadım.

''Prenses olanlara her zaman centilmenimdir, ama sende ne bir prenses asilliği ne de bir prenses zarifliği göremedim. Daha çok külkedisinin cadı üvey kardeşlerine benziyorsun.''

-------------------------------------------------------

İstanbul'da Dans SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin