İDS - 13

299 27 16
                                    

Merhabalar! 1.1K❤️ Okuyanlara, yorum yapanlara, oy atanlara, kütüphanelerine ekleyenlere, hayalet okuyuculara, hepinize çok teşekkür ederim.

Keyifli okumalar! Bol sevgilerim ve öpücüklerimle :*

Bu bölümü bu sabah beni güzel yorumlarıyla mutlu eden @xblueowl 'a ithaf ediyorum💕

(Multimedia: Brooklyn Duo - Flashlight (Piyano ve çello seslerini sevenlere))


Sonbahar serin havası ve dökülen yapraklarıyla geldiğini haber verirken birkaç saat sonra okulumuz olmasına rağmen şafağın sökmesine kısa bir zaman kala teyzemi yolcu etmek için uyanmıştık. Annem her ne kadar okuldan önce biraz daha uyumamız gerektiği için havaalanına gitmemizi istemese de ısrarlarımıza dayanamamış ve bizimde onlarla gidecek olmamızı kabullenmişti.

Teyzemin uçağı okul başlamadan kısa bir süre önce kalkacağından dolayı eve geri gelip okul kıyafetlerimizi giyinme imkânımız olmayacaktı. Bu yüzden Derin ve ben okula gidermiş gibi hazırlanırken ablamda mutfakta hepimizin ayılması için kahve hazırlıyordu. Kafeinden her ne kadar ben haz etmesem de şu an Derin daha çok uyur hazırlanır gibi evin içinde dolaştığından sütsüz acı bir kahve iyi bir fikir gibi gelmişti. Hem ablam kısa süreli de olsa araba kullanacağı için onunda ayılması gerekiyordu. Annem kendi arabasıyla gitmeyi teklif etse de havaalanından sonra ablam bizi okula bırakacağından bu konuda da ısrarcı olmamıştı. Anlaşılan annem bugün kızlarını reddetmek istemiyordu.

Teyzem valizlerini odasından çıkarırken bizde kahvelerimizi bitirmiş, sanki giden sadece teyzem değil de hepimizmiş gibi kapıda unuttuğumuz herhangi bir şeyin olup olmadığını kontrol ediyorduk. Sonunda evden çıkmayı başardığımızda ben, Derin ve teyzem arka koltuğa otururken annem ön koltuğa oturmuştu.

Müzik sesi bile bulunmayan arabada cama kafamı dayayıp yolu izlerken bir yandan bugün babamla konuşmayı düşünürken bir yandan da dans sonuçlarının resmileşmesinin altından nasıl kalkacağımı düşünüyordum. Can'ın ne kibrini ne de ukalalığını çekebilecek enerjim yoktu. Araba saatin erken olmasından dolayı ıssız yolda sakince ilerlerken düşüncelerimin yoğunluğundan havaalanına geldiğimizi ablam kapısını açıp arabadan inene kadar fark edememiştim.

Teyzemi yolcu etmek için gelebileceğimiz en son yere gelmiştik. Artık veda vaktiydi ama teyzemin birkaç hafta sonra temelli olarak buraya dönecek olması onun gidişine olan üzüntümün önüne mutluluktan bir bariyer çekiyordu.

Ne ablam ne de ben vedalaşmalardan hoşlanmıyorduk çünkü son iki yılımız ya annemize ya da babamıza veda etmekle geçmişti. Fakat bu tatlı bir veda olduğundan hepimizin yüzü gülüyordu.

Sonunda ablam, ''Teyzoş, çok özletme kendini hemen işlerini hallet ve gel.'' dediğinde hareketlenmeye başlamıştık.

Teyzem ona sarılırken, ''Merak etme esmer şeker, siz yokluğumu hissedip beni özleyene kadar ben tekrardan burada olacağım.'' dedikten sonra ondan ayrıldı.

Sırayla hepimize sarıldıktan sonra küçük valizinin tekerleklerinin yere sürterken çıkardığı sesler eşliğinde bizden artık göremeyeceğimiz kadar uzaklaştıktan sonra bizde artık havaalanından çıkıp okula doğru yol almaya başladık. Bizim içerde harcadığımız süre boyunca hava aydınlanmaya başlamıştı. Gökyüzü tatlı bir mavilikle kaplanırken kapanmak için can atan gözlerimi daha fazla zorlamayarak uykuya teslim oldum.

​​​​​                                   ***

Kolumda hissettiğim ufak dokunuşlarla gözlerimi açmaya çalışırken bir yandan da adımı seslenen kişinin ne dediğine odaklanmaya çalışıyordum.

İstanbul'da Dans SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin