İDS - 14

369 29 4
                                    

Not: Bölümlere şarkı isimlerini yazmak hoşuma gitmiyor. Koyduğum medyalar karakterlerin söylediği şarkılardır. İzlemek isteyenler için performansları satır aralarına ekledim.

Multimedia: Beyonce-Halo/ Madilyn Bailey cover (Derin ve Elis'in performansı)

Keyifli okumalar! Bol sevgilerim ve öpücüklerimle :*



Hem hüznü hem mutluluğu aynı gün içinde yaşamak ağustos sıcağında kavrulurken soğuk bir duş almaya ya da buz dolu bir kovayı baştan aşağı dökmeye benziyordu. Sıcağın ardından soğuk suyun tene temasıyla sonunda serinlemek mutluluğu, o serinlikten önce gelen bir anlık donma hissi ise hüznü ifade ediyordu. Okuldan çıkmış eve doğru yürüyorduk. Spor salonuna inmeden önce ısınmış olmak için otobüsten birkaç durak önce inmiştik. Havalar henüz tamamen soğumamışken son yürüyüşlerimizin keyfini çıkarıyorduk. Derin de ben de kulaklıklarımızı takmış, etrafımızdaki her şeyi incelerken hiç konuşmadan yürüyorduk.

Bir yandan çevremi incelerken bir yandan da dans kulübüne girişimin mutluluğunu yaşıyordum. Ege benim değerlendirme kâğıdımı Can'ın doldurduğunu söylediğinden beri kulübe giremeyeceğim fikrini benimsemiştim. Fakat Can gerçekten beni şaşırttı, bugün karşımda başından beri tanıdığım Can değil de tamamen farklı bir Can vardı sanki.

Ben düşüncelerime dalmışken siteye girmiş evin kapısına gelmiştik bile. Bazen insan beyninin neler yapabildiğine gerçekten şaşıyordum, o kadar düşüncelere dalmıştım ki siteye girip evin kapısına geldiğimizin farkına anca Derin kulaklıklarımı çıkarttığında varabilmiştim.

Derin tam kapıyı çalmak üzereydi ki, ''Dur boşa çalma hem anahtarım var hem de annem evde değildir.'' dedim.

Çantamın ön bölmesinden gezdiğim çeşitli ülkelerden topladığım anahtarlıkların takılı olduğu anahtarlarımı çıkarttım. Kapıyı açıp içeri girdiğimizde ikimizde garip derecede sessizdik. Derin yukarı üzerini değiştirmeye çıkarken bende mutfağa gitmiş su içmiştim. Merdivenlere doğru gidiyordum ki annemin odasından gelen seslerle oraya yöneldim. Annemin biriyle tartıştığını anlayınca her ne kadar oradan uzaklaşmak istesem de bugün ikinci kez merakıma yenilmiştim. Annem sinirle babamın adını bağırınca tartıştığının o olduğunu anlamıştım. Arada konuştuklarını biliyordum ama tartışacak kadar aralarında iletişim olduğunu bilmiyordum. Bilmek zorunda da değildim sonuçta koskoca insanlardı ama annemin konuşmaları beni meraklandırıyordu.

''Böyle bir şeyi onlardan daha fazla saklayamayız. Bu ikisini de ilgilendiren bir konu, bilmeye hakları var. Eğer kızlarım bir gün gerçeği öğrenir de senin korkaklığın yüzünden buraya dönemediğini öğrenirlerse sadece sana değil bana da onlara anlatmadığım için kızgın olacaklar. Senin yüzünden onlarla aramın bozulmasını istemiyorum. Daha fazla konuşmayalım.'' dediğinde söylediklerine anlam veremiyordum. Annemle bize anlatmadığı için aramızı açacak kadar ne olabilirdi. Annemin telefonu kapatmak üzere olduğunu anlayınca hemen kapıdan uzaklaşıp sessiz ama hızlı adımlarla odama çıkıp kendimi yatağıma attım.

Babam neyden bu kadar korkuyordu da buraya dönemiyordu. Ben işleri bırakamayacağı için dönemediğini sanıyordum. Ona her sorduğumda bana bu cevabı veriyordu ama açıkça belliydi ki yalan söylüyormuş. Ebeveynlerimiz bizden bir şey saklıyordu ve ben ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Hiç kurcalayamayıp bırakmalı mıydım yoksa ablama duyduklarımdan bahsetmeli miydim? Bugün Eda'yla olanlardan sonra fazla merakın zarardan başka hiçbir şey getirmediğini açıkça anlamama rağmen tekrardan aynı şeyi yapmıştım ve zararı yine bana olmuştu.

Gelir gelmez spora inmeyi düşündüğümüz için Derin spor kıyafetlerini giymiş ve benim odama dalmıştı. Beni yatağımda uzanmış düşünceli görünce hemen gelip yanıma oturdu.

İstanbul'da Dans SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin