İnsanoğlu çok değişik yaratıklardır, hep bir şeyler merak eder. Ama nedense biz insanoğulları genelde geleceği merak ederiz, hatta bunun için falcılara para verip geleceklerini baktırırlar. Bazen googleden "1000 yıl sonra dünya nasıl olacak?" diye sorarız. Daha 2000'lilere yeni girdik ama yinede 3000 yılını merak ederiz. Bende onlardanım, bende hep geleceği merak etmişimdir, bunu için küçüklüğümden beri hep zaman makinesi icat etmeye çalışırdım. Herkes asla yapamaz gibi bana bakıyorlardı ve hala da bakıyorlar. Aslında haklılar, size 1000 yıl önce telofon icat edecekler deseler sizde, hatta bende, alaya alırdım. Ama onların bilmediği ya da bilmemezlikten geldikleri bir şey var. Zaman ilerledikçw ve teknoloji de ilerliyor. "Yok artık!" diyeceğimiz icatlar çıkıyor. Herkes bie hayale kapıldı... Bende bir hayale kapıldım, gelecek...
Ben bir bilim kadınıyım ve bir hayale kapılıp gidiyorum. Yaşım daha 30 olsada kendi çapımda bir bilim kadınıyım. Belki hiç bir bilim adamının/kadının yapamadığı şeyi yapacağım, belki onlar bana hayretle bakacaklar ama belkide benim ismimi hiç bilmeyecekler.
Düşünsenize 1000 yıl sonra dünya nasıl olacak? Gökyüzünü kapatan gökdelenler, insan robotlar ve robotlaşmış insanlar, belki ışınlanma, uzayda yaşam, dünya nüfusu, susuzluk,küresel ısınma, yaşlanmış olan dünya, mevsimlerin değişmesi ve bir çok şey...
İnternette bir şey okumuştum, ABD Çin'e bağımlı olacakmış. Çok tuhaf değil mi? ABD Çin'e bağlı kalacak, başta bana da çok tuhaf gelmişti ama her şeyin olabileceğini farkına vardım. Eskiden Osmanlı Devleti'nin yıkılması imkansız gibiydi ama şimdi Osmanlı yok.
İnternette bir şey daha okumuştum, çok çok uzun yıllar sonra kıtaların hepsi birleşip tek bir kıta haline gelecek. Aslında bu çok yaygın bir bilgi, ama yinede bana tuhaf geliyor. Düşünsenize Türkiye ile Amerika yan yana?
Geleceği çok merak ediyorum. Eminim sizde merak ediyorsunuzdur . Her yer teknoloji ile dolu. Belki savaşta vardır, belki mutluluk belki de ölümsüzlük vardır.
Bugün benim için çok büyük bir gün, zaman makinem bitti ve ben bugün test edeceğim ve bütün sorularımı, bütün merakımı gidereceğim.
Zaman makinem bir kişinin girebileceği bir şekilde. İçerisinde rakamların olduğu bir bölüm var, gitmek istediğiniz tarihi yazıyorsunuz, yeşil düğmeye tıklıyorsunuz ve sonra zamana yolculuk...
Peki, nasıl geri döneceğiz? Onuda düşündüm, bunuj için bir kolye yaptım eğer tekrar kendi zamanınıza dönmek isterseniz kolyede bulunan kırmızı düğmeye tıklıyoruz ve geri dönüyoruz. Ama kolye kaybolur ya da kırılırsa dönmek imkansız olur.
Ola ki tam zamana yolculuk yapacaksınız ama pişman oldunuz, gelecekte ya da geçmişte değilseniz zaman makinemin içinde yeşil düğmenin yanında sarı ışığa tıklayıp zamana yolculuk yapmıyorsunuz.
Bu proje çok gizli, aslında illegal. Türkiye gibi bir ülkede böyle bir şeye izin verirler mi? Aslında verirlerdi ama gerçekci durmadığından alayla karşılarlar. Hatta öve öve bitiremediğimiz Avrupa ülkeleri bile alaya alırlardı. Onlar biliyor zaman makinesinin elbet bir gün icat edileceğini ama ne yazık ki çok çok uzun yıllar sonra icat edileceğini sanıyorlar.
Ben dünyada bir ilki başardım. Eğer bunun patentini alırsam bütün dünya beni konuşacak. Bütün dünyanın beni konuşması beni ilgilendirmez ama böyle bir icadın bir Türk tarafından icat edildiği duyulura bütün dünya Türkiye'ye hayranlıkla bakacak, Türkiye'nin geleceği tamamen değiseçek. Düşüncesi bile güzel.
Bir ses beni derin düşüncelerimden çıkardı. Annem burnumun dibine kadar gelmiş fakat ben hayal kurmakla meşgul olduğum için annemin geldiğini farkedemedim.
"Hayal, kızım?" dedi annem, dikkatini bana yöneltmişti.
"Efendim?" dedim merakımı belli ederek.
"Artık bu hayalden vazgeçmelisin, günün tamamı burada geçiyor, yemek bile yemiyorsun." dedi annem yapmacık kızarak, ama yapmacıklığın altında bir ciddiyet vardı.
Annemin yanaklarından öpüp gülümsedim.
"Bu sefer başardım." dedim mutlulukla.
"Hayal, geçen ayda başarmıştın ama sonucu ikimizde biliyoruz."
Annem bütün morelimi bozdu, böyle yapmasa olmuyor mu? Anne işte; maddi yönden destek verir ama iş manevi yöne gelince... Neyse annem benim bugün mutluluğumu bozamaz.
"Anne, bak! Zaman makinemin yukarısında antene benzeyen şey var. İşte o evrene sinyal gönderiyor ve böylece..." annem sözümü kesti.
"Hayal, artık zaman makinesi lafını duymak istemiyorum, nişanlın senden çok şikayetçi, onla hiç vakit geçirmiyorsun! Bu gidişle bir geleceğiniz olmayacak!" dedi annem sert bir şekilde.
Birde bir nişanlım var,tam bir baş belası ama onu seviyorum, onla üniversitede tanıştım. Çok iyi bir insan, sizde tanısanız çok seversiniz ama en çok ben seviyorum.
"Anne, başlama!"
Sesim olduğumdan sert çıkmıştı, annemin dedikleri morelimi bozuyor.
"Kızım, senin akranların eğlenip gülüyor, peki sen ne yapıyorsun? Ömrünü bir laboratuvarda geçiriyorsun. Oda yetmezmiş gibi yasa dışı işlerle uğraşıyorsun."
Annem bunları derken resmen öfke kusuyordu, içinde biriktirdiklerini dışarıya yansıtıyordu.
"Anne, bu son gerçekten, eğer bir daha başarısız olursam bir daha zaman makinesi lafını duymacaksın."
"Söz mü?"
"Söz."
Söz vermese miydim? Başarısız olursam bir daha zaman makinesi yapmaya çalışamam. Ama başarırsam sadece benim değil bütün insanların hayatı değişecek.
Annem gidince derin derin nefes aldım, masada duran kolyeyi aldım, boynuma Yavaşça takdım, aynadan kendime baktım. Siyah saçlarım oldukça uzundu, belime geliyordu, saçım düzdü. Boyum diğer kızlara göre uzundu. Kilom boyuma göre azdı ama yemek yemeye fırsat bulamıyorum, burnum küçüktü Kumraldım, yeşil gözlüyüm, makyaj asla yapmam, benim için makyaj cilde zarar vermekten başka bir şey yapmıyordu,oldukça rahat birisiyim, bana kalsa dışarıya pijamıyla çıkarım ama toplum içerisinde, hele okumuş biriyseniz resmi giyinmek daha yakışık kalı, ki ben resmi giyinmeyi hiç sevmem, şu an üzerimde eşortman ve koruma araçları var, çalışırken rahat olmalıyım.
Saçlarımı toparladım, başımı iki yana çevirdim, derin bir nefes aldım, zaman makineme doğru yürüdüm, heyecandan ölebilirdim.
Zaman makinemin kapısını açtım, laboratuvarıma son kez baktım ve içeriye girip kapıyı kapattım, numara yazan yere 1 yıl öncesine hazırladım ve yeşil düğmeye tıkladım.
Makinemden büyük bir ses çıkmaya başladı, kalbim çok hızlı atıyordu, nefes almakta zorlanıyordum, başım dönüyordu, gözlerim kapanmaya başlıyordu, bir anda yere düştüm ve sanki hiç uyanmayacak gibi derin bir uykuya daldım
............................................................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekteki Ben
Science Fiction"Küçükken sorarlardı bize "Bir şey icat etseydin,ne icat edersin?" diye Herkes en az bir kez "Ben eğer bir şey icat etseydim,zaman makinesi icat ederdim," demiştir. "Büyüğünce ne olacaksın?" diye sorarlardı. Herkes en az bir kez "Ben bilim adamı/ka...