Grand evden çıktı, evde tek başıma kaldım. Artık harekete geçtik, geri dönüşü var ama geri dönmek istemiyorum, kurtarılması gereken bir insanlık var. Bundan sonra ne olacak?
Evde çok sıkılıyorum, temizlik bile yapamıyorum ki robotlar var. Yapacak bir şeyde yok. Dışarı çıksam, her yerde savaş var. Grand erken gelsede dışarı çıksak.
Grand gideli bir saat oldu ama hala gelmedi, hemen gelirim demişti. Off nerde kaldı? İnsan olmayan insan. Acaba başına bir şey mi geldi? Gelmemiştir, ya geldiyse? O buzdolabına bir şey olmaz.
Odanın kapısı açıldı, başımı kaldırıp kimim geldiğine baktım. Gelen Grand'tı. Yanıma gelip otdedim Ona sorulu bakışlarımı ilettim.
"Zengin olanlar ikişer tane köle aldılar,fakir ve zenginlerin ortası bir tane aldılar, fakirler ise iki kişi bir köleyi aldılar. Yani toplamda bir milyar kölemiz var. Şimdi iki milyar kişi olduk." dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
"İki milyar kişiyle ülke kurulmaz ki, kurulurda bu zamanda kurulmaz. " dedim oflayarak.
"Hapiste kalanları alamaz mıyız?" dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
"Nasıl çıkacaklar?" dedim.
"Benim arkamda olanlar bütün servetlerini vermeye hazır. Hatta daha fazla köle alacaklardı ama sahipleri izin vermedi çoğunun." dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
"Konumuzla alakalı değil ama bu kadar çok köleyi nasıl bu kadar erken alabildiniz?" dedim merakla.
"Fakirler ve normal bütçeli olanlar yakınlarında olan zenginlerden aldılar, zenginler ise hem yakınında olanlardan hem de görkondan aldılar." dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
"Görkon?" dedim anlamayarak.
"Görüntülü konuşuyorsun."
"O bizim zamanımızda da vardı."
"Ama binlerce kişiyle aynı anda konuşamıyordunuz."
"Siz binlerce kişiyle aynı anda konuşabiliyor musunuz?" dedim şaşırarak.
"Evet, konumuza dönelim." dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
"Şimdi ne yapacağız?"dedim
"Bilmiyorum, onu sen söyleyeceksin." dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
"Her şeyi benden bekleme! Sende yardım et bana." dedim Grand'ın koluna vururken.
"Sana yardım ederim ama fikir bulmada edemem. Çünkü ben senin insan bile diyemediğin kişilerle beraber büyüdüm, insanlık nedir fazla bilmem." dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
"Off tamam. Hmm... Köleler okuma yazma biliyor mu?"
"Hayır."
"O zaman önce okuma ve yazma öğretin, ondan sonra... Sonrasını sonra düşünürüz."
"Tamam. O zaman ben haber veriyorum."
Grand başka bir odaya girdi, kısa bir süre sonra odadan çıktı.
"Hayal, gelir misin?"
Ayağa kalktım, Grand'ın olduğu odaya girdim, Grand'ın yanına durdum.
"Senle konuşmal isteyen birileri var." dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
"Kimler?" dedim merakla
"Karşına bak." dedi Grand ifadesiz bir şekilde.
Karşı tarafa baktım. Yerde hani bizim yer sofraları olur, tahtadan. İşte ona benzer bir şey vardı, üzerinde 3 boyutlu birisi vardı, arkasında sonunu göremediğim bir kalabalık. Bilmediğim aletin etrafında Yavaşça dolaştım, arka kısma geldigimde o kalabalığın arkalarını gördüm. Bunu ne ara icat etmişlerdir, bu mümkün müydü? Küçükken çizgi filmlerde izlerdik böyle icatları, bize hep imkansız gelmiştir, ama şimdi ben bunları karşımda görüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekteki Ben
Fiksi Ilmiah"Küçükken sorarlardı bize "Bir şey icat etseydin,ne icat edersin?" diye Herkes en az bir kez "Ben eğer bir şey icat etseydim,zaman makinesi icat ederdim," demiştir. "Büyüğünce ne olacaksın?" diye sorarlardı. Herkes en az bir kez "Ben bilim adamı/ka...