Rüzgar tenimi okşuyor, kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. İnsanlar çığlık atıyor ama onların seslerinden daha büyük bir ses var; kalbimin atışı. Rüzgar Grand'ın saçlarını önüne getiriyor, sağ sola savruluyordu, bir tepki vermiyordu.
Grand beni vurdu mu? Vurduysa neden hala ayaktayım. Grand dengesini kaybetti, üzerime düştü, Grand yapılı birisi olduğu için onu tutamadım ve sırtüstü yere düştüm, Grand da üzerime düştü. Vurulan oymuş, ama bana doğruydu silah, onun vurulması imkansız, ben vurmuş olamam, başkası vurmuş olmalı.
Grand'ın gözleri hala açıktı, göz kapakları arada bir istemsiz bir şekilde kapanıyor ama Grand gözünü açık tutmak için direniyordu, alnında damla damla ter geliyordu, bir şeyler demek istiyordu ama kelimeler ağzından çıkmıyordu.
"İnsanlığı kurtaramadan öleceksin." dedi Grand, sesi zar zor çıkmıştı, kelimeler anlaşılmıyordu.
Ben mi yanlış anladım, Grand bana bu lafları demiş olabilir mi? Demez bence, ama kulaklarım öyle işitti, yanlış işitmiştir, yanlış işitmesi çok zor. Bana nasıl öyle diyebilir?
Grand'ın altından zorlukla çıktım, Grand o anda bayıldı, gözleri kapandı, onu zorlukla kendime doğru döndürdüm.
"Yardım edin!" diye bağırdım, bana'öleceksin'diyen adam için yardım istiyorum, kim olursa olsun, ölmek üzere olan birisine yardım etmeliyim.
"Yardım edin!" diye tekrar bağırdım.
Kalbim sıkışıyor, nefes alamıyorum, yüreğimden acımasızca parça alıyorlar sanki. Bir şeyler mırıldanmak istiyorum Grand'ın kulağına ama bana az önce 'öleceksin.' demişti. Grand bana bunu diyemez,ne olursa olsun bana bunu diyemez.
"Hayal!" dedi tanıdığım bir ses, Grand'ın sesine benziyordu ama o baygın.
"Hayal!" diye tekrar bağırdı.
Ses arkadan geliyordu, arkama ağır hareketle döndüm. Grand'ı karşımda gördüm,elinde silah, bana korkuyla bakıyordu. Nasıl olur,iki tane mi Grand var? Hangisi benim bildiğim Grand?
Grand yanıma geldi, ayağa zorlukla kalktım, yüzümde korku olduğunu biliyorum. Grand bana sarıldı ben ise bekledim ve olayı çözmeye başladım, ama ne mümkün, bunu çözmek imkansız.
"Grand sen misin yoksa yerde yatan mı?" dedim titreyen sesimle.
"Grand benim, o yerde yatan ikiz kardeşim." dedi Grand, sesi yine ifadesizdi.
Grand sarılmayı kesti, bana baktı, yüzünde yine ifadesizlik vardı.
"Ama o..."
"Biliyorum, Hayal. Her şeyi biliyorum."
"Ama neden öyle bir şey yaptı?"
"Sonra anlatacağım. Bak insanlar seni bekliyor."
Etrafıma bakınca bana korkuyla bakan insanları gördüm, zorla gülümseyerek baktım, gülümsemek o kadar zor ki şu an. Bu olandan sonra bana güvenebilcekler mi? Ben olsaydım güvenmezdim, off her şey mahvoldu.Kendimi toparlamam lazım, keşke Grand kadar ifadesiz ve soğukkanlı olabilseydim belki onlara daha fazla güven verebilirdim.
Grand'a sorulu gözlerle baktım, bana yardımcı olması gerekir, ne yapmam gerektiğini söylemesi gerekiyor yoksa her şeyi batıracağım. Grand büyük kalabalığa doğru döndü, kalabalıktan ses gelmiyordu, herkes diyeceklerimizi bekliyordu.
"Bir sorunuz varsa sorabilirsiniz, eminim ki Hayal sizin sorularınızı söyleyecektir." dedi Grand.
Kalabalık birbirine baktı ama bir şey demediler, ben korkuyla başımı eğerekn bir ses işittim, ses işitmemle beraber başımı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekteki Ben
Ficção Científica"Küçükken sorarlardı bize "Bir şey icat etseydin,ne icat edersin?" diye Herkes en az bir kez "Ben eğer bir şey icat etseydim,zaman makinesi icat ederdim," demiştir. "Büyüğünce ne olacaksın?" diye sorarlardı. Herkes en az bir kez "Ben bilim adamı/ka...