Geciktirdiğim için çok özür dilerim. Ama bölümü watpadd'e geçirmek çok zor geldi nedense. Affedin beni ne olur. Umarım bu bölüm gönlünüzü almamı sağlar. Tabi bölüm sonunda daha çok küfretmezseniz shshshhs. Iyi okumalar....
Chanyeol sınıfa girdiği andan itibaren sırasına kapanmış onunla konuşmaya çalışan Baekhyun ve Kai'nin girişimlerini geri çevirmişti. Yalnızca sırasında oturuyor ve boş gözlerle duvara bakıyordu. Baekhyun da Kai de onun bu halinden oldukça korksa da hiçbir şey yapamıyorlardı.
"Baekhyun tenefüste konuşalım."
Baekhyun Chanyeol'un donuk bir şekilde bunları söylemesiyle iyice meraklanmıştı. Ama yine de başıyla onayladı uzun olanı.Tüm ders boyunca Chanyeol'un ona ne söyleyeceğini düşünen Baekhyun zilin çalmasıyla hızla Chanyeol'un yanına ilerledi. Chanyeol bilerek oyalanıyor gibiydi ve Baekhyun bunu farkedip onu çekiştirdi. Bir an önce konuşmak istiyordu çünkü. Ama olacakları bilse böyle acele eder miydi?
Baekhyun koşarcasına ilerlerken arkasına döndü. Chanyeol yüzünde acı bir tebessümle onu izliyordu.
"N-ne oldu Chanyeol. Niye öyle bakıyorsun?"
Chanyeol geldikleri yere baktı. Yüzündeki hüzün bariz belliydi artık. Çünkü Baekhyun onu en güzel anlarını yaşadığı yere, okuldaki en eski kiraz ağacının serin gölgesine getirmişti. Yani Chanyeol'un sığınağına....
Chanyeol aklına doluşan gülen, ona sımsıkı sarılan, kucağında uyuyan, Chanyeol'un omzuna başını koyup uzunun elindeki kitabı okumaya çalışan, ağaca sırtını yaslamış eli Chanyeol'un eline sımsıkı kenetliyken müzik dinleyen, narin dudaklarını dolgun dudaklara bastıran ve bunun gibi yüzlerce Baekhyun görüntüsüyle önündeki kısa bedene vedalaşırcasına sarıldı. Kollarından bırakmayacakmış gibi tutarken Baekhyun bir şeyler olduğundan emin endişeyle dudaklarını dişledi ve uzunun sakinleşmesi için sırtını okşamaya başladı. Ama Chanyeol bu hareketle kendine gelip kısa bedenden hızla ayrıldı . Başını iki yana sallayıp derin bir nefes aldı. Vazgeçemezdi. Şimdi değil...Sevdiğine son kez dokunmuş olmanın verdiği hisle konuştu.
"A-ayrılalım."
Chanyeol titreyen sesine lanet ederken kısa bedenin gözlerindeki şaşkınlığı, acıyı, öfkeyi görmemek için başını yere eğip gözlerini çiçeklere odakladı. Tıpkı kendi gibi solmuş çiçeklere...
"Anlamadım......Chanyeol neden bahsediyorsun?"
"Ayrılalım B-baekhyun."
"Ne ayrılması? SEN NE SAÇMALIYORSUN CHANYEOL? NELER OLUYOR? BAK ŞAKAYSA BU HİÇ KOMİK DEĞİL."
Baekhyun kendini bunun şaka olduğuna inandırırken Chanyeol başını kaldırıp bağıran çocuğun gözlerine baktı.
"Seni s-sevmiyorum.....Artık seninle s-sevgili olmak
i-istemiyorum."
Baekhyun şaşkınlıkla uzuna baktı. Kalbinin kırılma sesi kulaklarında yankılanırken Chanyeol gitmeye yeltendi ama Baekhyun koluna yapışıp durdurmuştu onu.
"N-neden Chan neden? Ne yaptım ben? Seni istemeden kırdım mı? Bak çok üzgünüm. Bir daha seni üzmem affet beni ne olur. Ne olur bir şans daha ver sevgilim. Ben seni çoook seviyorum. Çok fazla. Sensiz yaşayamam ben."
Chanyeol düşüncesinin haklılığını bu sözlerle tekrat anlamıştı ve daha fazla tutamamıştı gözündeki yaşları. Yaşlar ondan bağımsız aşağı inerken Baekhyun görmesin diye daha da indirdi başını. Ama malesef ki konuştuğunda sesi onu ispiyonlamıştı.
"DUR!!*hıck* Dur Baek duur.
B-bunu yapamam. S-sana bu acıyı yaşatamam *hıck*. Yapamayız. Uzatma l-lütfen. Biz ayrıldık.
A-artık sevgilim *hıck* değilsin."
Baekhyun ardı arkası kesilmeyen hıçkırıklarla uzunun çenesine yapıştı ve başını kaldırdı. Ağladığı kesinleşmişti artık.
"Ne acısı? Ne yaptın ayrılmamızı gerektirecek? Ayrılmak istiyorsan neden ağlıyorsun? Neden Chanyeol nedeen? Neden neden nedeen ?"
Chanyeol kolunu Baekhyun'dan kurtarıp arkasına döndü ve ilerledi.
"Biz ayrıldık. Artık sevgilim
d-değilsin."→→→→→→
"K-kai.....Sehun'a söyle *hıck* hemen B-baekhyun'un yanına *hıck* gitsin. K-kiraz ağacının altında."
Kai duyduğu hıçkırıklar ve güçsüz sesle başını kaldırdı ve ona ağlamaktan kızarmış gözlerle bakan Chanyeol'u gördü. Bu korkması için yeterli bi sebepti.
"C-chanyeol ne oldu?"
"Lütfen K-kai...lütfen yalnızca
d-dediğimi yap."
Kai bununla beraber başını salladı ve Sehun'a Baekhyun'un yanına acil gitmesini bildiren bir mesaj attı.
"Tamam......şimdi bana ne olduğunu anlat."
Chanyeol başını öğle arası olduğu için boş olan sınıfa çevirdi. Amacı gözyaşlarını saklamaktı.
"B-biz...ayrıldık."
"Neee? Nedeen? Ne oldu Chanyeol? Niye ayrıldınız? Bak Baekhyun çabuk sinirlenir. Onu çok takma. Üzülmene değmez. Siniri yatışsın gönlünü alırsın zaten. Hem o da sakinleşince koşarak kollarına atlayacaktır--"
Chanyeol aralıksız konuşan Kai'yi donuk bir sesle böldü.
"Ayrılmayı ben istedim Kai..b-ben."
Kai duyduklarıyla dondu bir an. Niçin böyle bir şey istemişti ki Chanyeol? Baekhyun'u delicesine severken neden ondan ayrılmıştı?
"Neden?"
Chanyeol yorgun bedenini duvara yaslayıp yavaşça yere bıraktı. Ayaklarını uzatmış başını duvara yaslamışken acıyla karşı duvarı seyrediyordu.
"Biz....biz b-birlikte olmamalıyız Kai. Lanet olsun *hıck* o-ona bunu ya-yapamam. Ben ona *hıck* bu acıyı yaşatamam."
Kai şaşkınlıkla hıçkırarak ağlayan uzun çocuğa baktı. Onu ilk kez ağlarken görüyordu (daha önce Yoora öğrendiğinde gözünden akan yaşları ağlamak olarak kabul etmiyor Kai) ve bunun son olmasını istiyordu.Yavaşça uzuna yaklaşıp yere oturdu ve ona sarıldı. Ne dediğini anlamamıştı ama öğrenmek istiyorsa ilk onu sakinleştirmeliydi değil mi?
Aralıksız ağlan Chanyeol 20 dakikanın sonunda biraz olsun sakinleşmişti. Kai ne kadar onu üzmek istemese de konuştu tekrar.
"Neden ayrılmak istedin Chanyeol? Anlat bana hadi."
Chanyeol duyduğu şefkatli sesle şişmiş dudaklarını araladı.
"B-ben...ben kanserim Kai. Ve....ve zaten ölecekken Baekhyunla
s-sevgili olamam....Ben ona bunu
y-yapamam Kai. Onu üzmeye hakkım y-yok. En basımdan düşünmeliydim bunu. Daha hiçbir şey olmadan önce. Ne kadar da aptalım. Eunji d-demese farketmeyecektim bile. Farketmeyecek ve B-baekhyun'u daha da üzecektim. Şimdi bile onu ağlatırken o zaman....."
Kai duyduklarıyla yutkundu. Her şey onun hatasıydı. O hiç kötü yanından bakmamıştı. Hep iyi düşünmüştü ve şimdi bu acı onun eseriydi. Anlatılması güç duygular yaşıyordu şu an. Bir yanı Chanyeol'un ayrılmasının iyi olduğunu Kai'nin başından beri saçma düşündüğünü söylüyordu. Ama onu dövüp kendine getirmek isteyen Baekhyun'un onu iyileştireceğine inanan iyimser yanı daha ağır basıyordu."C-chanyeol yapma! Durdur bunu. Bu eziyeti kendine çektirme. Söyle Baekhyun'a ve kurtul. O seni her şekilde kabul eder. Ayrıca sen ölmeyeceksin tamam mı? Ameliyat ol ve yaşa Chan. Ameliyat ol."
Chanyeol cılız bir sesle konuştu.
"Ö-ölmek istemiyorum *hıck* Kai. Artık ölmek istemiyorum. B-ben Baekhyunla *hıck* uzun bir ö-ömür geçirmek istiyorum."
Kai duyduklarıyla şaşırdı. Sonunda Chanyeol yaşamayı istemişti. Sonunda. Dudaklarında beliren tebessümle konuştu.
"Ameliyat ol Chanyeol Ameliyat ol"
"O-olucağım. A-ama Baekhyun bilmesin. B-bilmemeli. Bo-boşuna umutlanmamalı."
Kai bu sözlerle kaşlarını çattı. Chanyeol'u ikna etmek için ağzını aralamıştı ki hızla açılan kapı buna engel oldu. Kapıyı açmasıyla eşdeğer bir sinirde koşarak gelen Sehun, Chanyeol'u omuzlarından kavrayıp ayağa kaldırdı ve sert bir yumruk geçirdi yorgun yüze. Beklemediği bu yumrukla afallayan Chanyeol yere yapışmıştı. Daha ayağa kalkamadan Sehun Chanyeol'un karnının üstüne oturdu ve sert yumruklar geçirdi ağlamaktan ıslanmış surata. Bir taraftan da konuşuyordu.
"B-bunu neden yaptın lanet olası? Niye onu bunu yaptın haa? Onun duygularıyla nasıl oynarsın sen nasııl?"
"SEHUN DUR VURMA. BIRAK ONU HEMEN."
Sehun onu çekmeye çalışan Kai'yi ittirdi ve hışımla esmerin yüzüne baktı.
"Ne yaptığını biliyor musun? Bu pisliğin Baekhyun'a ne yaptığını biliyor musun Kai?"
Kai hala Sehun'u Chanyeol'un üzerinden almaya çalışırken Chanyeol zorlukla mırıldandı.
"B-bırak K-kai...o...h-haklı--"
Ardından kendini karanlığa teslim etti Chanyeol. Lanet olası kriz yine en uygun anı seçmişti gelmek için.Kai sesin kesilmesi ve Chanyeol'un gözlerinin kapanmasıyla hızla Sehun'u yana ittirdi ve Chanyeol'u sarsmaya başladı.
"C-chanyeol. Chanyeol uyan ne olur. CHANYEOL AÇ GÖZLERİNİ LANET OLASI. AÇ GÖZLERİNİ *hıck* d-daha ameliyat olacaksın. Uyan Chan uyaan. Daha
B-baekhyun'un gönlünü alman lazım. O-onunla olan *hıck* hayallerini gerçekleştirmen
l-lazım. CHANYEOL UYAN. CHANYEOOOL."
Sehun şaşkın bir halde ikiliye bakıyordu. Neler dönüyordu burda? Korkuyla Chanyeol'e bakarken aklına gelen fikirle ambulansı arayıp yeri bildirdi.Öğle arası bittiği için sınıfa gelenler gördükleriyle şok olmuşlardı. Bir kaç öğretmenin de gelmesiyle büyük bir kargaşa hakim olmuştu sınıfa. Duyulan siren sesleriyle Kai hızla Chanyeol'u kucakladı ve öğretmenler eşliğinde sınıftan çıktı. Farklı sınıflardan insanlar merakla bakarken olayı anlayan Eunji korkuyla dudaklarını kemirdi. Yalnızca Chanyeol'u bu halde gören Eunji değildi elbet. Sınıfa girmek isterken kargaşayı farkeden Baekhyun gördükleriyle iyice şok olmuştu. Ne olmuştu böyle? Herkes neden panik halindeydi? Chanyeol neden Kai'nin kucağında baygın bir halde yatıyordu?
Endişeyle Kai'nin ardından koştu.
"K-kai neler oluyor? C-chanyeol'e ne oldu?"
"Sonra Baekhyun sonra."
Kai'nin koşmasıyla Baekhyun durmuş ve ikilinin ardından bakakalmıştı. Yanından koşarak geçen Sehun'a ne olduğunu sormak için ağzını araladı ama Sehun da onu es geçip ambulansa ilerledi. Ve Kai'nin kolundan tutup bir şeyler dedikten sonra ambulansa bindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Give Up
FanfictionOkula yeni nakil olan; uzun boyu, kıvırcık açık kahve saçları ve yakışıklı yüzü ile kızları kendine hayran bırakan ama soğukluğu ile insanları kendinden iten Park Chanyeol... Arkadaşı Kai'nin Chanyeol'le olan samimi ilişkisinden kaynaklı tanışan, ay...