Bu Sehun ve Kai'nin ilişkilerinin başlangıcını anlatan bir bölüm yalnızca ikisini. Yalnızca onlara ait
O bir melek olmalı.
Çarptığı kişiye bakarken Jongin'in aklından geçenler tam olarak buydu. Yerde, poposunun üzerine düşmüş bi halde duran beyaz tenli çocuğa bakarken kahverengi gözleri hayranlıkla genişlemişti.Beyaz tenli çocuk sımsıkı kapadığı gözlerini açarken Jongin kendine gelip hızla elini uzattı bu büyüleyici varlığa.
"Çok özür dilerim. Iyisiniz değil mi, bir şeyiniz var mı?"
Jongin'in desteğiyle ayağa kalkan çocuk üzerini temizlemeyi yarıda kesip endişeli çocuğa baktı. Esmer çocuğa bakarken yanakları kızarmıştı ama buna aldırmadan dudaklarına büyüleyici bi tebessüm kondurdu.
"Ben iyiyim. Ne olur endişelenme...ımm adın neydi acaba?"
Jongin beyaz tene yayılan kırmızılıklarla donmuşken bir de adını öğrenmek istemesiyle kendini kaybetmişti. Ama beyaz tenli çocuk onu yanlış anlayıp aceleyle konuştu.
"T-tabi senin için sorun olmazsa."
"Ahh s-sorun yok. Adım Jongin. Sen?"
Hala yanakları kırmızı (Jongin'e göre oldukça ısırılası) olan çocuk mutlulukla gülümserken esmer olanı yanıtladı.
"Bende Sehun."→→→→→→
"Baeeekk. B-ben...aşık oldum galiba."
"NEE? OHAAA KİME AŞIK OLDUUUN?"
Sehun kısa çocuğun bağrınmasıyla yüzünü buruşturdu.
"Ahh bağırma Baek. Amacın beni sağır etmek mi?"
Baekhyun bu sözlerle uzun çocuğa vurdu.
"Devam et aptal. Merak ediyorum herhalde? Kim bu çocuk?"
"Oo....adı..J-jongin. Y-yani öyle söyledi."
"Jongin mi? Ilk kez duydum bu ismi. Hangi sınıftaymış peki?"
Sehun'un bu soruyla beraber yüzü asılmıştı.
"B-ben..bilmiyorum. Aslında...onunla bugün tanıştım."
"Ne demek bugün tanıştım? Sehun sen ne saçmalıyorsun acaba? Ne demek oluyor bu? Ilk kez karşılaştığın daha sınıfını bile bilmediğin birine nasıl aşık olursun sen? "
"Baeeekk. Ne olur kızmaa. Ben...ben nasıl oldu bilmiyorum ki. Onu gördüğüm ilk anda kalbim tepinmeye başladı...... Ben...ben ondan hoşlandım Baek. Hemde çok. Ve bu benim isteğimle olan bir şey değildi."
Baekhyun ciddi bir ifadeyle uzun çocuğu süzdükten sonra bıkkınlıkla nefesini dışarı verdi.
"Aahh Sehunniee. Ben seninle ne yapacağım böylee?.......Aahhh üzülmeee. Sen merak etme. Ben bu işi halledeceğim."→→→→→→
"Kai-ah...Kaiiii....çikolataaa....esmeeerr....heeeeyy....aishhh TAKSANA ARTIK BENİ BE YETEEER."
Tüm yemekhane Baekhyun'un bu çığlığı ile onlara dönerken Kai sonunda kendine gelmiş ve Baekhyun'a salak mısın sen bakışları atıyordu.
"Ne var Baek?"
"Aaahhh. Ne zamandır sana sesleniyorum ama beni duymuyorsun. Ne oldu sana Kai? Niye bu kadar dalgınsın?"
"Been....."
Kai duygularını anlatıp anlatmama da kararsızken en sonunda pes etti ve arkadaşına dökülmeye başladı.
"Ben galiba aşık oldum Baekhyun. Üstelik adını bile yeni öğrendiğim birine."
Baekhyun bunları dinlerken bir yandan da bu garip tesadüfe şaşırıyordu. Bu olayların aynısını Sehun da yaşamıştı. Üstelik çok yakın bir zamanda.
"Nasıl?"
"Ben derse geç kaldığım için acele ediyordum ve birine çarptım. Çarptığım kişi yere düştü....Aahh Baek o mükemmeldi. O kadar büyüleyiciydi ki anlatamam. Korkuyla yumduğu kahverengi gözleri, canı acıdığı için ısırdığı kırmızı aşırı öpülesi ince dudakları, bembeyaz onu meleklere benzeten teni, narin parmakları ve eşsiz gülümsemesi...Tanrıım. o harika bi melek Baek. Cennetten gelmiş bi melek. Ona aşık olmamak imkansız."
Baekhyun etkileyici anlatımla esmer çocuğa bakıyordu. O esnada Kai yüzün şaşkın bir ifadeyle Baekhyun'un arkasına odaklanmıştı.
"Ne oldu Kai?"
Baekhyun merakla arkasına dönerken Kai mırıldandı.
"Orda..."
"Hani hani nerde?"
"Orda işte . Yemek alıyor."
Baekhyun Kai'nin tanımına uygun birini arasa da bulamamıştı. Ya da bulmuştu da onun olabileceğini düşünmüyordu.
"Hangisiii?"
"Ortada ki işte. Sehun. Adı bile harika değil mi?"
"S-sehun mu?"
"Evet. Ne kadar harika değil mi?"
"Ş-şu soluk tenli olan u-uzun ve zayıf ç-çocuk mu?"
Kai bu sözlerle bi gariplik olduğunu anlayıp bakışlarını Baekhyun'a çevirdi. Onu bir süre ciddiyetle süzdükten sonra konuşmaya başladı.
"Ne oldu Baekhyun? Bir şey mi var?"
Baekhyun bu sözlerle istemsizce yutkundu. Tabi bu ayrıntı Kai'nin gözünden kaçmamıştı. Gözünden kaçmayan bu ayrıntı kötü düşünceleri aklına getirirken sesi titreyerek konuştu.
"N-ne olur bana o-onu sevdiğini
s-söyleme."
"NEEE? SAÇMALAMA KAİ?.....Onu seviyorum tabi ki ama o şekilde değil. Ahhhh. Bakma bana öylee. Ona aşık falan değilim. Sadece şaşırdım. Çünkü o benim kardeşim gibidir. Çocukluğumuzdan bu yana beraberiz ve senin onu seveceğini hiç düşünmemiştim."
Kai duyduklarıyla şaşırırken konuştu. Yada konuşmaya çalıştı diyelim.
"Na-nasıl....B-ben anlamıyorum Baekhyun. Siz çok y-yakınsanız ben onu neden h-hiç görmedim senin yanında?"
"Ahhh. Şöyleki Sehun bu okula geleli yaklaşık bir ay falan oldu.....Bizi birlikte görmemen konusuna gelirseeek senin görmemen benim onunla olmadığım anlamına gelmiyor Kai. O farklı bi sınıfta ve sınıftan kolay kolay çıkmıyor. Dolayısıyla bende hep onun sınıfında oluyorum."
Kai duyduğu mantıklı açıklamayla aklına üşüşen saçma düşüncelerden kurtuldu. Ama durun bir saniye. Baekhyun bunu en başında yutkunmadan da anlatabilirdi değil mi?
"Peki.....neden onu sevdiğimi öğrenince gerildin Baekhyun? Anlatmadığın şey neyse dökül. Hemen."
Baekhyun soğuk ses ve soruyla beraber gözlerini kaçırdı. Bunu ona söyleyip kalbini kırmak istemiyordu.
"S-söylemek istemiyorum Kai. Lütfen."
"Anlat Baek. Ne olur anlat. Bilmek istiyorum."
"Ben....üzülmeni istemiyorum....ama....ahhhh o başkasını seviyor Kai."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Give Up
FanfictionOkula yeni nakil olan; uzun boyu, kıvırcık açık kahve saçları ve yakışıklı yüzü ile kızları kendine hayran bırakan ama soğukluğu ile insanları kendinden iten Park Chanyeol... Arkadaşı Kai'nin Chanyeol'le olan samimi ilişkisinden kaynaklı tanışan, ay...