Başlarda belki aklınız karışabilir. Ama lütfen okumaya devam edin. Anlayacaksın neler döndüğünü :D.
Simsiyah saçları gözlerini örten, arada şişmiş dudaklarını yalayarak mırıldanan bedeni izledi uzun bir süre kısa çocuk. Ardından da dudaklarını dolgun dudaklara sabitleyip alt dudağı dişlerinin arasına aldı ve emmeye başladı. Çok sürmeden altındaki beden kollarını onun beline dolamış ve zevkle karşılık vermeye başlamıştı şeker dudaklara. Onun uyandığını anlayan kısa çocuk yüzündeki gülümsemeyle ayrıldı ıslak dudaklardan.
"Sevgilim. Seni uyurken izlemeye bayılıyorum ama ne olur sanki bir kere de benden önce uyansan ve de beni öperek uyandırsan? Normalde bunu senin yapman gerekmez mi?"
"Biz normal bir çift değiliz ki bebeğim. Üstelik benden önce uyandığını sanıp bana bakarken sürekli 'Ben Chanyeol'u hakedecek ne yaptım, tanrım onun gibi yakışıklı birini nasıl benim sevgilim olması için yollarsın? Sen melek misin Yeol söyle bana.' demen çok hoşuma gidiyor. Ve beni öperek uyandırman da işin minik bir detayı tabi."
Uzun olanın gülerek bunları anlatması sonucu kısa olan yakalanmanın verdiği utançla kızardı ve bu gizlemek için sinirli gibi davranıp konuştu.
"Yaahhh. Madem benden önce uyanıyorsun neden beni de kaldırmıyorsun?"
Chanyeol bu sözlerle yüzüne yayılan masum gülümsemeye engel olamadan konuştu.
"Seni uyandırmaya kıyamıyorum bebeğim. O kadar huzurlu görünüyorsun ki uyurken. O güzelliğini dokunup bozmaya, seni rahatsız etmeye korkuyorum."
"C-chanyeol."
Chanyeol ağlayacak gibi duran bebeğinin burnunu iki parmağıyla sıkıştırdı.
"Yahh. Baekhyun ağlama. Bana bir daha mutluluktan dahi olsa ağlamayacağına dair söz vermiştin"
Evet vermişti. Bir daha mutluluktan dahi olsa ağlamayacağına dair uzun olana söz vermişti.Flashback
Tam iki saattir bekliyorlardı ama hala bir sonuç yoktu. Endişelilerdi. Hemde çok. Ama Chanyeol'e güvenleri sonsuzdu. Biliyorlardı ki Baekhyun da onun yanına gelmişken o asla vazgeçmezdi. Asla.
Bayan Park sandalyelerde oturuyor ve eşinin omzuna başını yaslıyordu. Bay Park endişeyle dudaklarını kemiriyor eşine güç vermek amacıyla koluyla sardığı bedenin omzunu okşuyordu. Yoora ne kadar Jongdae'ye kızsada ona sarılmış yerde oturuyordu. Jongdae'yse tanrıya yalvarıyordu arkadaşını kurtarması için. Kai ve Sehun sırtları duvara yapışık bacakları ileri uzanmış bir halde yanyana oturuyor el ele tutuşuyorlardı. Gözleriyse bi an olsun ameliyathanenin kapısından ayrılmıyordu. Baekhyunsa....o ayakta duruyor ve anne ve babasının endişeli bakışları eşliğinde ameliyathanenin içine bakmaya çalışıyordu. Hemde iki saattir usanmadan. Ahhh evet Bay ve Bayan Byun da burdaydı. Chanyeol'un başına gelenleri duyan Bayan Byun oğlunu gaza getirdikten sonra ameliyat saatini Sehun'dan öğrenip eşini de alıp hastaneye koşturmuştu.
Açılan ameliyathanenin kapısından çıkan bir hemşire hızla koşup koridorda gözden kaybolurken tüm grup ayaklanmıştı. Korkuyla beklerlerken aynı hemşire yanında biriyle koşarak geri gelmişti. Ameliyathanenin önündeki kalabalığı farkedince hızla bağırdı.
"ÇEKİLİİNN!"
Herkes endişeyle kenara çekilirken Baekhyun içeri giren hemşireyi kolundan tutmuştu.
"Neler o-oluyor? Lütfen b-bir açıklama y-yapın. S-sevgilime ne oldu?"
Ağlayacak durumda olan Baekhyun zorlukla konuşmuştu. Ama genç hemşire işinden alıkoyulmanın verdiği sinirle bağırmaya başladı zavallı çocuğa.
"SEVGİLİN NERDEYSE ÖLMEK ÜZERE. KALBİ İKİ KERE DURDU VE BU SEFER TEKRAR ATABİLECEK GİBİ DEĞİL. VE SEN ŞİMDİ BENİ TUTMUŞ ENGELLİYORSUN. BIRAKTA SEVGİLİNİN YANINA GİDEYİM HAA NE DERSİN?"
Baekhyun şaşkınlıkla kadının kolunu bırakırken genç kadın bi anlık sinirle söylediklerini farketti ve endişeyle yutkundu. Bir süre ne yapacağını düşünse de ardından ameliyathaneye girdi. Ama bunun için çok azar yiyecekti orası kesin.Yere çöken ve hıçkırıklarını serbest bırakan genç omzuna dolanan kollarla başını kaldırdı.
"O...o da *hıck* bana t-tıpkı böyle *hıck* s-sarılırdı anne. Böyle
k-kocaman s-sarılırdı bana."
Bayan Byun hüzünle iç çekerken konuştu.
"Ağlama Hyunnie. Ağlama oğlum. Chanyeol seni yalnız bırakmayacak. O hep yanında olacak."
"Olacak *hıck* değil mi anne? Olacak?"
Her şeyi izleyen ve duyan Sehun yutkundu. Çünkü Bayan Byun oğlunun bu sorusuna cevap verememiş ve yalnızca yutkunmuştu.→→→→→→
Uzun ve endişeli bir bekleyiş...Açılan bir kapı...Kapıdan süzülen yorgun bir beden....Görünen bu bedenle ayağa kalkan yakınlar....
"Bay Park'ın yakınları??"
Yaşlı doktorun öylesine sorduğu bu soruya herkes hararetle başını salladı. Doktor bu hareketle iç çekip konuşmaya başladı.
"Ahhhh. Park Chanyeol....O ameliyattan çıkmayı başardı. Bizi aşırı zorlasada savaşını kazandı ve direnişini tamamladı. Şimdi tek yapacağımız şey uyanmasını beklemek. Ve herhangi bi şey olmaması için tanrıya yalvarmak."
"Te-teşekkürler. Çok teşekkür ederiz. Çok teşekkürler."
Yaşlı doktor ona minnetle bakan zavallılara tebessüm etti ve biraz dinlenebilme umuduyla odasına ilerledi.→→→→→→
"Channiee. So-sonunda gelebildin sevgilim. Çok beklettin beni *hıck* ama y-yine de geldin. Sen *hıck* geleceksen ben seni h-hep beklerim ama *hıck* yine de hızlı olmalıydın sevgilim. B-ben çok korktum Chanyeol. Çok fazla. *hıck* Neden hala uyanmıyorsun Chanyeol. Çoktan iki gün oldu bile sen çıkalı. Uyan artık ne olur *hıck*."
Baekhyun bağırarak ağlıyordu artık.
"B-baek. Baek."
Ağlayan çocuk duyduğu mırıldanmalarla hızla başını kaldırdı. Chanyeol'un gözleri kapalıydı ama dudakları hareket ediyordu. Hemen başını Chanyeol'un dudaklarına yaklaştırdı. Şimdi söyledikleri biraz da olsa anlaşılıyordu. Bir süre durup uzunu dinledikten sonra yüzündeki tebessümle başını kaldırdı. Ve mırıldandı.
"Söz Chanyeol. Bir daha asla ağlamayacağım."
Uzun olan bu haldeyken bile onu düşünüyordu. Ve Baek onu üzmeye niyetli değildi. Bu yüzden hızla gözlerini sildi.Chanyeol'un Baekhyun'a ne söylediğini merak mı ettiniz? Uzun olan minik bebeğine şu sözleri demişti:
"Baek. Ağlama. Sen ağladığında benim canım çok yanıyor. Bir daha asla ağlama bebeğim. Asla. Mutluluktan olsa bile Söz ver bana"End of The Flashback
Chanyeol bu olaydan üç saat sonra uyanmıştı. Üstelik kanserden kurtulmuş bir şekilde. Ve şimdi, bugün bu olayın üzerinden tam bir buçuk yıl geçmişti. Chanyeol'un saçları uzamış ve doğal rengi olan siyah halinde kalmıştı. Çünkü Baekhyun bu rengi uzuna çok yakıştırdığını söylemişti. Ve Baekhyun'un ağzından çıkan her kelimeye tapan Chanyeol bu isteğe karşı gelememişti.
"Baekhyuuuun.....Baeeekk. Sevgiliiimmm."
Baekhyun duyduğu sesle silkelenip kendine geldi. Chanyeol endişeyle ona bakıyordu. Bunu farkedince hemen gözlerini silip yüzüne sevimli bir gülümseme yerleştirdi. Ardından ellerini uzun olanın omuzlarına koyup hafifçe ittirdi onu.
"Chanyeol. Şimdi sen beni öperek uyandırmamanın cezasını çekmelisin. Doğru aşağıya in ve bana enfes bir kahvaltı hazırla."
Chanyeol buna kıkardadı.
"Peki ya sen?"
Baekhyun bu soru üzerine muzipçe gülümsedi ve nerden bulduğu belli olmayan bir gülü Chanyeol'un sağ kulağına monte etti.
"Bende boş durmayacağım tabi ki. Gözlerimin de tıpkı midem gibi bir ziyafete ihtiyacı var. Bu yüzdeeen..seni izleyeceğim sevgilim."SON
Bitti yaa. Şaka gibi. Neyse çok üzülmeyin daha özel bölüm yayınlayacağım. Final konuşmamı bile yapmadım bu yüzden shshshsh. *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Give Up
FanfictionOkula yeni nakil olan; uzun boyu, kıvırcık açık kahve saçları ve yakışıklı yüzü ile kızları kendine hayran bırakan ama soğukluğu ile insanları kendinden iten Park Chanyeol... Arkadaşı Kai'nin Chanyeol'le olan samimi ilişkisinden kaynaklı tanışan, ay...