Yaşanan Garip Olaylar Zinciri

227 23 15
                                    

Ece'nin ağzından

  Ben internetteki bloğumu doldururken Selin ile Hande, Ali adında biriyle tanışmışlar. Daha sonra 3 ü beraber eve geldiler. Bana bütün konuşulanları anlattılar. En azından bizim bildiklerimizi bilen bir kişi daha olması bizi rahatlatmıştı. Ayrıca bu cafe olayını arrık ciddiye alıyordum.

  Ali, sıcakkanlı bir insandı. Ve biraz sohbet edince bizimle yaşıt olduğunu ve çalışkan bir öğrenci olduğunu öğrendik. Daha sonra Ali bana sordu:

-- Selin ve Hande sen güneş kremi alırken bir şeyler olduğunu söylediler. O konuyu anlatabilir misin?

 Ben biraz düşündüm. O konuları hiç açmak istemiyordum. Ama merakla bekleyen 3 arkadaşım da bana bakıyordu. Ben de anlattım:

-- Güneş kremi almadan önce mutfakta su içtim. O esnada yukarıdan sesler gelmeye başladı. Ben de yukarı çıktım. Güneş kremini aldım. Sonrada vücudumda kanli el izi olduğunu gördüm ve bağırdım. Ama günün mahvolmasını istemedigim için arkadaşlarıma küçük bir böcek gördüğümü söyledim. Ardından havuzda da .... (o anda sözümü Hande kesti.)

-- Oraları anlattık zaten biz Ali'ye. Bizim yaşadıklarımızı boşver sen. Sen cafede boş masalara servis yaptığınızı söylemiştin, o konuyu detaylıca anlatabilir misin?

Ali derin bir nefes aldı ve "elbette" dedikten sonra anlatmaya başladı.

-- Ben buraya 2 ay önce geldim. Nedeni ise yaz tatilini boş geçirmemek idi. Cafeyi görünce heyecanlandım ve orada calışmak istedim. Patron, hemen kabul etti. İlk başlarda her şey normaldi. Günde en fazla 10 insanda olsa geliyorlardı cafeye. Ama aradan bir ay geçtikten sonra işler kotüleşti. Nedenini bilmediğim bir şekilde patron herkesi kovdu ve sadece ben kaldım. Bana "Sana güvendiğim için buradan kovmadım. Senden istediklerimi kimseye anlatmadan yaparsın değil mi? dedi. Ben şüphelendim ve "Bu bana ne yaptıracagınıza bağlı efendim." dedim. Daha sonra bana "Senden çokta zor bir şey istemiyorum. Sadece benim için ben ne zaman desem boş masalara servis yapar mısın? " deyince ben bu adamın kafayı yediğini düşündüm. Ama daha sonra bana ayda 4000 TL vereceğini söyleyince dediğinin çokta zor olacak bir iş olmadığını düsündüm. Sadece bir kaç ay çalışıp yaaın geri kalanı için tatil parası kazanacaktım. Teklifini kabul ettim. İlk gün, bana garipte gelse servisleri yaptım. İşin garip yanı ise şuydu: Ben masalara bardakları veya pastaları koyunca bardaklar havaya kalkıyor ve sanki görünmez bir insan varmış gibi içiliyordu. İçimde bir ürperti vardı hep. Böyle boyle bir haftayı geçirdim. Artık alışmaya başlamıştım. Günduzleri burada servis yapıyor, geceleri ise buranın yakınlarına kurduğum çadırda kalıyordum. Aradan 2 hafta geçti ve bir akşam uykum gelmediği için dişarıya çıktım. Cafenin karşısında duruyordum. Sonra patronun kendi kendine güldüğünu ve sanki bir insanla tokalaşiyormuş gibi tek başına elini salladığını görünce bu adamın şizofren olduğunu düşündüm. Ayrıca masalardan sesler geliyordu. O anda yarın bu işten cıkmaliyım deyip uyumaya gittim.... Aaa bu arada siz 2 hafta önce gelmiştiniz ve aniden ayrıldınız cafeden. Ben tam dışaeı çıkacakken siz gittiginiz için çok üzulmüştüm. Sanırım boş masalardan ses geliyor diye ayrıldınız değil mi? (Ben, Selin ve Hande evet anlamında basınızı salladık ve Ali anlatmaya devam etti.) Gün doğarken bir kaç servis daha yapıp işten ayrılacaktım ve işte o gün dündü. Selin ve Hande de cafeye geldiklerinde benim "ilk defa insan geldi" dememe şaşirmıslardı. İste sonra patrona haber vermeden buraya geldim. Ayrıca sizin salonunuz bile benim kaldığım çadırdan daha rahattı doğursu.

 Ben şaşırmış bir halde "Sen de neler yaşamışsın" dedim. Sonra ekledim:

--Ayrıca sen artık burada kalacağına göre sana bir oda bulmalıyız. Istersen bizim bulundugumuz ikinci katta bir bos oda var. Orada kalabilirsin. Senin iyiliğin için orayı önerdim cünkü 3. Katta ilginc bor aile kalıyor ve her gün seni onlarla bas basa birakamayız.

Selin gülerek:

--Haklısın. Ayrıca o kadının bağirışları... Ahhh. Beni sinir ediyor.

   Biraz daha sohbet ettikten sonra saat geç oldugu için odalarımıza çıktık. Herkes tam uykuya dalmıştı ki Selin " kızlarrrrrrrr!!!, Aaaaaa!" diye bağırınca hepimiz korkuyla Selin'in yanına koştuk. Selin:

-- Kankalarr işığım açılmıyorrr.

Dedi ve ben ışığı nazikce açtım ve ardından Selin'e anlamsızca *neyin kafasını yaşıyorsun* der gibi baktım. Selin anlattı:

--B-b-ben balkonda bir gölge gordüm. İlk once umursamadım fakat sonra cama sert bir şekilde vurulunca korkup ışığı acmaya gittim. Ama ışığı ne kadar denesem de açamadım. Sonra cama elini koyunca bağırıp sizi çağirdım. Ne olur bugün biriyle oda değistirelimmm. Ben bu odada kalamam. Ece, sen boyle şeylerden pek korkmazsın ha. Seninle odaları degiştirsek diyorum.

Ben:

-- Offf ben korkmasaydım neden el izini gorünce bagırdım. Hem neden tehlikeye ben  giriyormuşum? 

Selin: O zaman siz de benim odamda yatın olmaz mı? Hande, Ece... Nolurrrr. He  ben olsam size tereddütsüz evet derdim. 

Hande ile birbirimize baktık ve "tamam" dedik. Hem Ali de yan odadaydı. Yani o bize seslense hemen duyardık. Ve zaten uçümüzde yalnız uyumaktan birazcık cekinmeye başlamıştık. 

Selin bize odasında bulunan kanepeyi gösterdi ve "oldukça geniş" dedi. Hande ise:

-- Başka derdin. Biz tek koltukta 2 kisi sen koskoca yatakta rahat uyuyacaksın. Herkes sırayla yatakta uyusun. Bu geceyi böyle atlatalım yoksa ben ve Ece sabaha boynumuz tutulmuş olarak uyanacağız.

 Ben de onay anlaminda kafamı salladım. Selin de tamam dedi ve sonunda uyuduk.


KABUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin