*İlginç yazı ve bıçak*

157 18 4
                                    

Ece konuşuyor :)

1 HAFTA SONRA...

Aslı ve ailesi sonunda hastaneden döndüler. Geldiklerinde annesi odaya gidip ağladı ve bu lanet yerden hemen gitmek istedi ama Ramazan Abinin olayını bilmiyorlardı.(Ramazan Abi ölmüştü) Hande, İnci Hanımın yanına gidip onu sakinleştirmeye çalıştı. Ardından ben ve Selin de yanına gittik. Daha sonra yaşanan korkunç olayı bize anlattı:

--Doktor birkaç test yaptı.(birden hıçkırarak ağlamaya başladı.) As-Aslı'nın şizofren olduğunu söyledi... (uzun bir süre agladı, sonra sakinleserek devam etti.) Evde gördüğü kan izleri, bazen odasında biri varmıs gibi gördügü eşyalar ve Ela'nın onu oldürmeye çalışması. Hepsi şizofren olduğu için gördüğü hayallermiş. Onun için hepimiz üzülmüştük fakat bu gerçeği değiştiremezdik. Hande bize imalı bir bakış atmıştı. Bu bakış, Aslı'nın onun hakkında dediklerinin sebebinin sizofren olduğundan kaynaklandığını anlatıyordu resmen. Ben de ikilemde kalmıştım. Tabiki de kankam dururken şizofren bir kıza inanamazdım ama onun dedikleri çok gerçekçiydi.

Bugün boyunca "ilk defa" çok fazla ilginç olay yaşamamıştık. Akşam yemeğini üst katta oturan aile ile birlikte yedik. Aslı yemek boyunca üzgün görünüyordu. İnci Hanım ona söylememişti hastalığını. Fakat onda ayrı bir suskunluk vardı. Yemekten sonra ben, Selin ve Hande beraber oturup uzun uzun sohbet ettik. Buradan ayrılmanın bir yolunu bulmalıydık. Çünkü işler gittikçe kötüleşiyordu. Ali, bir anda yanımıza geldi ve oturdu. Ben Ali'ye "Gün boyu ortalıkta görünmüyorsun. Gittikçe garipleşiyorsun. Bir problemin mi var Ali? Varsa bize anlatabilirsin." Selin'de cevap beklercesine Ali'ye bakıyordu fakat Ali ile Hande sadece korkulu gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Ali "Tabi ki de bir problemim yok. Sadece buranın etrafı ağaçlık alan, belki de ilginç bir şeyler bulurum diye geziyorum her gün." dedi ve oldukça sahte bir şekilde gülümsedi. Selin "Pekala. Sadece ilginç bir şeyler arıyorsun öyle mi? O zaman yarın boyunca evde bizimle duracaksın. Sonuçta bir günden ne olur ki?" Ben de kesinlikle! diye cevap verdim. Hande "Doğru diyorlar Ali. Evde neler oldu ve sen hâla yoksun!" Ali meraklı bir şekilde "Ne oldu?" Diye sordu ve ben de olanları anlattım. O da şaşırmıştı ve üzülmüştü. Daha sonra saate baktım ve saat gece 02.12 ydi. Artık geç olmuştu ve hepimiz odalarımıza gittik. Uyumaya çalışırken birden aklıma bir fikir geldi. Madem ki biz mesaj atamıyorduk veya telefonla arıyamıyorduk ailelerimizi. O zaman ben de internet bloğuma bir yazıyla ailemi çağırabilirdim. Bu iyi bir fikirdi. Hemen laptopumu açtım ve bloğuma girdim. Uzun bir yazı ile olanları bloğumda anlattım ve bir çağırı mesajı yazdım. Fakat bir türlü gönderemiyordum. Denedim, denedim fakat olmuyordu. Sonra benim yazımın üst kısmında bir şey gördüm:"Bu yazıyı paylaştığın anda hemen arkandayım". Korkudan titriyordum fakat yazıya da bir anlam veremiyordum. Iyice yatağımda çivilenmiş gibi durmaya başlamıstım. Ve bir anda arkamdan bir ses geldi. "Ece.Uyudun mu?" Arkamı döndüm ve neredeyse çıglık atıyordum. Gelen Aslı'ydı. Ve elinde bir tabak meyve ve tabağın üstünde bir bıçak vardı. Sonra gelip yanıma oturdu ve tabağı bana verdi. Ben tabağı aldiğımda direk bıçağı arkama saklamaya çalıştım. Aslı "Merak etme, seni öldürmek için gelmedim. Belki de bu hayatta en son yapacağım şey olur." dedi. Ben şok olmuş bir şekilde "Ben zaten öyle bir şey düşünmüyordum. Sadece ben.. ben biraz sakarım da ondan arkama aldım." diyerek Aslı'yı huzursuz etmek istemedim. Aslı "Annem size olayı anlatırken duydum. Doktor bana şizofren teşhisi koymuş. Öyle bir şey demedi gibi şeyler söyleyeceksen siz konuşurken telaştan kapıyı sonuna kadar açık unutmuşsunuz. Sana bir şey sormak istiyorum ve lütfen içinden geçeni söyle." Ben merakla sor dedim ve Aslı devam etti "Sence ben gerçekten şizofren miyim? Buna sen de inanıyor musun? ". Neye uğradığımı şaşırdım. Nasıl cevap verebilirdim ki? Sonra söze şöyle başladım "Tabiki de hay... (sözümü bitiremeden Aslı kaşlarını çattı, yalan söylememi istemiyordu) ııı olabili, offf bilmiyorum. İnanmak istemiyorum fakat sonuçta testi yapan bir doktor. Hem bu o kadarda kötü değil. Bu durumu biz kabullenmeye her zaman hazırız. Tabi eğer şizofrensen." Aslı bir süre anlamsızca bana baktı. Birden irkildim. Şuan neler olabileceğini bilmediğim halde bir şizofren ile konuşuyordum. Artık yatmak istediğimi esneyerek belli etmeyi çabaladım ve Aslı "Meyveyi yemeyecek misin?" diye sorunca ben " Üzgünüm fakat çok uykum var. Şuan yemeyi hiç istemiyorum." Aslı pekala dedi ve ardından "Hiçbir şeye inanmayabilirsiniz ama size yemin ederim ki Hande ile ilgili söyleeiklerim doğruydu. Zaten bir şekilde sizde bunu öğreneceksiniz" dedikten sonra meyve tabağını alıp odamdan çıktı. Ne için geldiğini anlamamıştım bile. Neyse ki artık gitmişti. Hem de kafamda şüphe uyandırarak.

Sabah uyandığımda kolumda ve elimde derin yaralar vardı ve fena halde acıyordu. İlk önce bir anlam veremedim ve çığlık attım. Selin ve Hande uykulu bir şekilde gelip "Yine ne oldu?" deyince ben de yaralı kolumu gösterdim ve "Ahhh. Yaralar çok derin! Acıyorrrr." diye bağırdım. Ardından Ali'de geldi ve "Bunu nasıl becerdin!" dedi. Ben de "Offf yatağımda bir bıcak unuttum. Sanırım o kesti. Yorganımın altında bir yerlerde olmalı." Üçü de şaşkın gözlerle bana baktılar ve ben ne olduğunu hemen anlayıp anlatmaya başladım "Tabiki de yanımda bıçak taşımıyorum. Dün gece Aslı gelip meyve tabağı ve bıçak getirdi. Onu unuttum yatağımda." Hande "Aslı neden geldi?" Ben "Artık soru sormayı kesip kolum için bir şeyler yapsanız. Burada kan kaybından ölebilirim." Selin "Abartma Ece. Tamam kolundaki kesikler çok derin ama seni öldürmez merak etme." dedi koluma saracak bir şeyler araken. Bu sırada Ali bıçağı yorganımın altından çıkarmıştı ve net bir soru sordu "Bu bıçakta neden kan yok?" Hepimiz aynı anda bıçağa baktık ve Ali haklıydı. Eğer koluma bu kadar derin kesikler bıraksaydı nasıl kan olmazdı ki! Bıcak ile ilgili bir detayı unutmuştum. Bağırarak "Ama Aslı'nın dün getirdiği bıçak maviydi. Bu ise kırmızı! Bir şekilde bıçak değişmiş." Selin kolumu sararken Hande mutfağa koştu. Ve bir süre sonra elinde kanli, mavi bir bıçakla geri döndü. "Dün yanında olan bu bıcakmıydı" "evettt. Kesinlikle buydu." Dedim. Bunu Aslı yapmış olabilirdi. Ama sonuçta bundan önce gelen Aslı'nın sözleriydi.

KABUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin