Korkunç Mesajlar

141 12 7
                                    

    HANDE'NİN AĞZINDAN...

2 gün önceki yaşanan olayın etkisinde kalmıştık. İnternette Ece'nin bloğuna o mesaj geldikten sonra Aslı'dan uzak durduk. İnanamayacaksınız ama şu an üzülüyoruz. Keşke son günlerinde bile olsa onunla beraber olabilseydik...

  Etkisinde kaldığımız hatta atlattığımız bir çok olay yaşadık hiçbirşey olmamış gibi devam ettiklerimizde oldu. Ama daha bu mesaj konusu nedir ne değildir bilmeden sanki lanetlenmiş gibi Ece'nin bloğuna akşam vakti bir mesaj daha geldi...

  Gönderen: Gizli Kullanıcı

 ''Bakıyorumda çok cesursunuz. Bence çok umutlanmayın ilerki zamanlarda sizde yaşayacağınız şeylerden dolayı Aslı'nın durumuna düşebilirsiniz...''

 Şaşırmalı mıydık? Yoksa korkmalı mı? Üzülmeli miydik? Yoksa... kafamız çok karışmıştı. Ne yapacağımızı bilemiyorduk. Bunu gönderen kimdi?En önemlisi de neden bizim de şizofren olacağımızı söylüyordu?

  Ece artık internet bloğunu açmak istemiyordu. Fakat onun mesajlarına sadece buradan ulaşabilirdik. Kafamızı toplayıp birşeyleri yoluna koymamız gerekiyordu. Selin bir anda patladı:

''Kızlar siz ne derseniz diyin düşüncelerimi söylüyorum sonra yorumlarsınız;

Gizli mesajcımız İnci Hanım olamaz kızı bu haldeyken 1999 yılının aksiyonlarınamı düşecek? Eşide olamaz zaten adamla doğru düzgün dialog dahi kurmuyoruz. Aslı'yı söylememe gerek yok diye düşünüyorum. Geriye sadece 2 kişi kalıyor...

Hande/Ece/Selin: Ela ve Ali

Ali kısmından pek hoşnut kalmamıştım ama Selin'in konuşması şöyle devam etti:

''... Ela belkide ablasıyla son günlerde yaşadığımız tartışmalar yüzünden veya geçirdiğimiz bir iki maceranın ablasının üstüne bizim yüzümüzden çok gittiği düşünebilir. Ali'ye gelecek olursak...

Hande: Ama çocuğu daha doğru düzgün tanımadan neden böyle konuşuyosun. Ela ve Aslı konusunda önyargılı olmamamızı sen diyordun. ''

Selin: ''Görmüyor musun çocuk başlı başına bir gizem. Ayrıca sende ne bu korumacı tavırlar bildiğin bir şey mi var?''

Hande:''Yok canım saçmalama.''

 Elim ayağım titremeye başlamıştı. Sebebini bilmediğim bir şekilde kendimi suçlu hissediyordum.

    ERTESİ SABAH

  Kahvaltı masasına somurtarak oturduk. Hiçbirşey yaşamak istemiyorduk. Bana sorsalar gözlerinden hepsinin ölmek istediği anlaşılıyordu. Kafamızı dağıtmak için dışarıya yürüyüşe çıktık. Şans hiçbir zaman bizi bulmadığından dolayı buz gibi hava vardı ama evin cansız havasından iyiydi. Ne değişiktiki caddenin sol tarafı (bizim yürüdüğümüz alan) ağaçlarla kaplı yeşillik alandı ama sağ tarafı ise ıssız bir tarlaydı.

 Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra eve döndük. Ben hemen banyoya Selin mutfağa Ece ise bilgisayarına koştu. 1 mesaj gelmişti. Yine bilinmeyen bir kişidendi mesaj. Ece daha mesajı açmadan Selin ve beni çağırdı. Bilinmeyen şahısımızdan bir mesaj olduğunu söyledi uzatmadan mesajı açtık ve gördüklerimiz karşısında çok şaşkın kaldık.


         DEVAMI DİĞER BÖLÜMDE GELECEK...




KABUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin