Tam karşımda durmuş kalın siyah kalem çektiğim gözlerimin içine bakan kıza gözlerimi kırpmadan bakıyordum. O da kırpmıyordu gözlerini. Gözlerimizin rengi birdi. Griye çalan açık mavi.. Tek fark onun gözleri makyajsızdı, sadeydi.
Mavi gözleri benim mavi gözlerime sabitlenmiş okumaya çalışıyordu içimi.. Gülümsedim. Başımı hafifçe yana eğdim. 'Okuyamazsın içimi' dedim.. Ama benim aksime o gülümsemedi. Aksine onun gözleri ıslanmaya başlamıştı. 'Neden ağlıyorsun? Ne o yoksa bana acıdın mı?' diye sordum kıza. Cevap vermedi. Dudakları birbirine yapışmış konuşmamaya yeminli gibiydi. Onun sözcükleri gözlerindeydi. 'Kendine eziyet etme' diyordu.
'Hah. Eziyet mi? Ben iyiyim.'
Her gün.. Allah'ın her bir günü kendime söylediğim yalanı bir kez daha karşımdakine söyledim. Ben iyiyim.
Kız gözlerini kırpmadan bakmaya devam etti. 'Sıkıldım senden. Git artık bırak peşimi. ' Dedim. Dinlemedi beni. Sıkıca yumdum gözlerimi. İçimde dolup taşan hislerimi büyük bir güçle geriye iterek yutkundum. Kendi kendime içimden tekrar etmeye başladım.. Gözlerimi açtığımda karşımda kimse olmayacak. Gözlerimi açtığımda karşımda kimse olmayacak. Gözlerimi açtığımda yalnızca ben olacağım. Yalnızca ben olacağım..
Gözlerimi açtım. Aynadaki aksim bana bakıyordu. Makyajlı gözlerimi gördüğümde içimde ferahlama mı oldu yanma mı seçemedim. İstediğim gibi olmuştu. Gitmişti. Şimdi yalnızca ben vardım.
Odamın kapısının tıklatılmasıyla yerimden sıçradım. İki elimi dayadığım şifonyerden kıpırdamadan ''Gelebilirsin'' dedim. Başımı önüme eğmiş tüm ağırlığımı aynalı şifonyerime vermiştim. Dalgalı kumral saçlarım yüzümü örtüyordu.
''Hala hazır değil misin Derin geç kalacağız?''
''Hazırım Cansu geliyorum.''
''Sen iyi misin?''
Ben daha cevap veremeden ev arkadaşım dibimde bitmişti. Elini sırtımda hissedince irkildim. ''Derin?'' Cansu'nun bana bir kez daha seslenmesiyle başımı kaldırdım. O kadar zor gelmişti ki bu. Sanki kafam bin tondu. Taşıyamıyordum. Ne kafamı ne yüreğimi.. Ağır geliyordu. ''İyiyim. Biraz başım ağrıdı sadece.''
''Dün gece çok geç yattık ama sen sabahın bir körü kalkıp bu yağmurlu havada koşmaya gittin. Islandın da tabi. Çok normal başının ağrıması.''
''Haklısın galiba.''
''Ben sana şimdi bir ağrı kesici veririm hiçbir şeyin kalmaz.''
''Olmaz. İçmeyeyim. Bu gece alkol alacaktık unuttun mu?''
Cansu hınzır bir şekilde gülümsedi. ''Çakaal seni. Unutur muyum? Unutmadım tabi ki. Seninde başın falan ağrıyor ama hiç başka zaman alayım alkolü falan demiyorsun.''
''Eh bu gece çok içimden geldi biliyorsun.''
''Evet biliyorum tutturdun bu gece içeceğiz diye. Ne özelliği varsa. Sevgilinin terk etme yıldönümü müdür nedir anlamadım.''
Cansu'ya buruk bir gülümseme gönderdim. İçimden avaz avaz bağırmak gelirken ''Iıı ı bilemedin'' dedim sakince. Sonra silkelenip kendime geldim, üzerime giydiğim siyah daracık mini eteğimi elimle düzelttim. Sonra üzerimizdeki beyaz atletlere baktım. Oldukça seksiydi. Oldukça açıktı. Bar sahibi özellikle bu gece bunları giymemizi istemişti. Bu gece önemliydi. Ağır bir parti vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceden Bile Karanlık
RomanceSiyahın her tonunu bilirim. Karanlığın insana neler yaptığını bilirim. Gecenin yalnızlığını en derinimde hissettiğim geceler olmuştu. Ama bazı zamanlar vardı ki gün ışığında daha katlanılmazdı.. Acı içime kör bi iğneyle işlendiği zaman hayata kanl...