2.BÖLÜM *Kayıp Bir Gece Hikayesi* ..

436 105 87
                                    

  ''Hayırdır küçük canavar? Nereye böyle veda etmeden?''

 Şansıma tüküreyim.      

 *** 


Of burası çok soğuktu. Isınmak için üstüme örtülen örtüye biraz daha sarındım. Bacağım örtünün dışına çıkmıştı, onu da çektim. Tanrım. Soğuk olan şey örtünün kendisiydi. Yattığım yer soğuktu. Ama aynı zamanda da çok yumuşaktı. Tenimde kayıyor gibiydi.

Gözlerimi hafifçe aralayıp etrafıma bakındım. Başımın zonklamasına aldırmadan doğruldum. Doğruldukça gözlerim açılıyordu. Burası kesinlikle benim odam değildi. Burası.. Bu oda. Bizim ev kadardı. Yattığım yatağa baktım. Saten nevresim takımı saten çarşaflar. Tabi üşürdüm. Bu kışın ayazında saten çarşafta neymiş? Battaniyenin suyumu çıkmıştı.

Bu saçmalıkları düşünerek esas şeyi beynimden atmaya çalışıyordum ama kaçınılmazdı. Sahi ben neredeydim? Gözlerimi kapatıp başımı elime dayadım. Düşünmeye, hatırlamaya çalıştım. Tek hatırladığım simsiyah gözler oldu.

''Uyanmışsın.''

Gözlerimi kocaman açarak kafamı kaldırdım. Duştan yeni çıktığı belli olan, genç bir adam bana doğru geliyordu. O bana geldikçe benim gözlerim hem patlamaya yaklaşıyordu hem de beynim ateş atıyordu. Suratım yanmaya başlamıştı.

''Ayılabildin mi?''

Adam şimdi gelmiş yatağın yanında, biraz ötesinde duran tek kişilik koltuğa oturmuştu. Elinde ki kahve fincanını bana uzattı. ''İç biraz iyi gelir.''

Nutkum tutulmuş bir şekilde bana uzattığı kahveye baktım. Dumanları tütüyordu. Sonra kafamı kaldırıp bir daha adama baktım. Hatırladığım siyah gözler. ''Sen? Sen dün geceki adamsın.''

Biraz daha öne eğilip gözlerini benimle aynı hizaya getirdi. ''Hatırlamıyor musun?''

Biraz daha düşündüm. Birazcık hatırlıyordum. O sırada uzanıp kahveyi aldım. Eli elime değince birden irkildim ama sesimi çıkarmadım. Başımı kaldırmaya korkuyordum. Aramızda bir şey geçmiş olabilir miydi? Olamazdı. Yok canım. O kadar da değil. Aman Allahım! Ya olduysa?

Gözlerim bu sefer titrek bir şekilde adamın gözlerini buldu. Suratımı buruşturmuştum, yüreğim ağzımdaydı. ''Biz? Yani?'' Kekeleye kekeleye konuşmaya çalıştım. Ama nafile. O sırada gözlerim üstümdekilere takıldı. Daha doğrusu üstümdeki tek parça siyah bol tişörte. Hızlıca çarşafı kaldırdım. Bacaklarım çıplaktı. ''Hii.'' Diyerek çarşafı geri örttüm. Sonra başımı dehşetle kaldırıp adamın gayet eğlenen suratına baktım.

''Sana inanamıyorum seni adi herif. Sapık.'' Bir yandan söylenirken bir yandan kahveyi yatağın yanındaki komidine sert bir şekilde bırakmış yataktan kalkıyordum. ''Seni öldüreceğim.'' Ayağa kalkmamla ayak bileğimin acısını beynimde hissetmem bir oldu. Tam sendelerken sapık adam yerinden kalkmış beni bileğimden yakalamıştı. Hala sırıtmakla sırıtmamak arasında gidip geliyordu dudakları. O yakışıklı suratını dağıtmak istedim o an.

Eh evet itiraf ediyorum. Oldukça yakışıklıydı. Bana tepeden bakan yüzü, sert hatları ve keskin elmacık kemikleriyle bilenmişti. Dolgun dudakları ve simsiyah gözleri yüzünde bir tezatlık oluşturuyordu. Dudakları hınzırca kıvrılırken gözleri karanlığın en derinine çekiyordu insanı. Gözlerine uyan tek şey simsiyah saçlarıydı. Kısaydı saçları. Ama elini geçirip parmaklarına dolayacak kadar da uzundu. Belki de şuan ıslak olduğu için bana öyle geliyordu.

Geceden Bile KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin