''Derin hadi uyan hayatım.''
Cansu'nun şefkat dolu sesi, saçımı usulca okşayan elleri huzursuz uykumdan beni çekiyordu. Gözlerimi aralayıp Cansu'ya baktım. Kıpırdanmam ile ağzımdan küçük bir inilti çıkması bir oldu. ''Ne oldu Derin?''
''Yok, yok bir şey biraz karnım ağrıyor sadece.'' Ah canım fena yanıyordu. Yatakta iki büklümdüm.
''Ağrır tabi. Karnında ağrır başında ağrır. Her yerin ağrır. Tamam artık yeter bırak şu adamı düşünmeyi. Gitti işte, başka önemli işleri var demek ki. Buydu işe sana demek istediğim!''
Dünden beri Cansu fena sinirliydi. Beni öyle gördükçe kızgınlığı artmıştı. İlk başlarda 'İşi çıkmıştır gelir, arar akşama' dese de sonradan işin ciddi olduğunu anlamış ve sövmeye başlamıştı.
''Cansu tamam önemli değil gerçekten, sorun yok.'' Ellerimi karnıma bastırarak ağrıyı dizginlemeye çalışıyordum.
''Sorun yok mu? İki gündür yemiyorsun içmiyorsun, konuşmuyorsun. Sence sorun yok mu? Ne kadardır tanıyorsun ki bu adamı? Tamam çok yakışıklı olabilir, tamam belki bir bağ kurmuş olabilirsin?..''
''Cansu lütfen..''
''Derin. Başına bir şey gelmiş olsa mutlaka haberimiz olurdu. Kötü bir şey olsa bilirdik. Adam çalıştığımız yerin sahibi yahu! Kötü bir şey olsa sence de haberimiz olmaz mıydı? İlla ki duyardık. Demek ki konu başka bir şey. Demek ki adam ortadan kaybolmak istedi. Aramak isteseydi arardı.''
Haklıydı. Gözlerim yorgun bir şekilde Cansu'nun yüzünde geziyordu. Sonra usulca kapattım. Ne düşüneceğime dair en ufak bir fikrim yoktu. Belki de ben abartıyordum. Ağzımdan usulca ''Tamam'' kelimesi döküldü.
''Ne tamam?''
''Tamam dediğin gibidir.''
''Yani? Kalkıp insan gibi yaşamaya dönecek misin?''
Karnımın ağrısını görmezden gelmeye çalışarak doğruldum. ''Tamam. Haklı olma ihtimalin çok yüksek. Çok saçma göründüğünü farkındayım. Belki tüm bunları yaşayan sen olsan sana deliymişsin gibi bakardım. Ama atamıyorum. İçimde bir şey var. Bunu atmam lazım, bunun içinde bana zaman lazım.''
''Sen bu adama aşık mı oldun?''
Gözlerimi devirdim. ''Cansu konu bu değil.''
''Oldun mu?''
''Bilmiyorum. Hayatımda hiç aşık olmadım.''
Cansu gülümsedi. Usulca beni kendine çekip sarıldı. ''O zaman desene artık öğrenmiş oldun.''
Cansu'nun omzuna yasladığım başım, karnımdaki ağrıyı dizginlemek için savaşan ellerim, dün geceden beri uyuşuk olan ayaklarım buz kesmeye başlamıştı. Öğrenmek istemiyordum, hayır.
..
Akşam yemeğinden sonra ben oturmuş boş boş dışarı bakarken Cansu hazırlanmaya başlamıştı. ''Derin?''
''Efendim?''
''Hadi saat kaç oldu geç kalacağız, hazırlan artık.''
''Ben gelmeyeceğim.''
Cansu neye uğradığını şaşırmış bir halde gelip oturduğum koltuğun önünde durdu. ''Bugün Cuma? En kalabalık gün.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceden Bile Karanlık
RomanceSiyahın her tonunu bilirim. Karanlığın insana neler yaptığını bilirim. Gecenin yalnızlığını en derinimde hissettiğim geceler olmuştu. Ama bazı zamanlar vardı ki gün ışığında daha katlanılmazdı.. Acı içime kör bi iğneyle işlendiği zaman hayata kanl...