Fırat masasının arkasındaki sandalyeye oturmuş gözünü kapıya dikmişti. İçerisi loştu. Beni görünce kafasını daha da dikleştirdi. Ben de hiç yüzüne bakmadan masaya doğru ilerledim. Tepsiyi bıraktım. Sonra yüzüne bakıp ''Başka bir şey var mı?'' diye sordum.
Gözleri baştan ayağa beni süzdü yine. Ama bu sefer hızlıca değildi. Gayet belli ede ede. Göstere göstere. Her bir santimimde oyalana oyalana.. Bekledim.
Yüzünü kaldırıp gözlerine baktığımda siyahının içindeki alev daha da palazlanmıştı. Yerinden kalktı. Bana doğru gelmeye başladı. Ceketini üstünden çıkarmıştı, siyah gömleği tüm vücudunun da kasılmıştı.. Kollarının düğmelerini açmış, birer kez kıvırmıştı.
''Dur lütfen.''
Durdu.
''Bana yaklaşınca bana neler yaptığını biliyorsun. Sana yenik düştüğümü biliyorsun. İstemiyorum. Mesafemizi koruyalım. Ne söyleyeceksen oradan söyle.''
Sesim titrek çıkmıştı. Sinirliydim ama aynı zamanda da kırgındım. Bastıramıyordum kırgınlığımı. Yok sayamıyordum.
Fırat başını yana eğip gözlerime baktı. Söylediklerimi düşünüyormuş gibiydi. Sonra vazgeçip bir adım daha attı. Durdu.
''Neden aşağıda öyle konuştun?''
Sorusuyla kaşlarımı çattım.
''Neden mi? Sen neden aşağıda öyle bir gösteri yapma gereği duydun? Hem de bugün. Bu gece.''
Yutkundu. Omzunu silkti. ''Senin istediğin bu değil miydi? Çalışanlarımla ilgilenmem gerektiğini düşünmüyor muydun? Al işte. İlgilendim.''
Giderek hoşnutsuz bir hal alıyordum. ''Ne yani tüm bu gösteri ben istediğim için miydi?''
''Belki de sadece çalışanlarımla ilgilenmek istemişimdir..''
''Ya değil mi ama.. ? Ne mutlu çalışanlarınıza. Herkes ne kadar da mutlu oldu.''
''Olmadılar mı? Bence herkes özellikle de kızlar oldukça mutlu görünüyordu. Ki ben bile bu durumdan mutlu oldum. Meğer ne harika çalışanlarım varmış benim. Hepsi birbirinden güzel.''
Kızgın bir boğa gibi içime derin bir nefes çektim. Onun suratında kıvrılan dudaklarını yumruklamak istiyordum. Bunun yerine birbirine kenetlediğim ellerimi sıktım.
''Öyledirler. Onlarda eminim sizi gibi HARİKA bir patronları olduğu için şimdi çok mutludurlar.''
''Öyle mi düşünüyorsun?'' Bir adım daha attı. Ellerini pantolonunun cebine sokmuştu.
''Ya öyle düşünüyorum tabi. Fırat Bey benim bir işim var, unuttuysanız hatırlatayım ben de sizin bir çalışanınızım. Benimle işiniz bittiyse gidebilir miyim artık?''
''Hayır.''
Sinirle ve anlamlandıramadığım başka bir şeyle yüzüme bakıyordu. Derin bir nefes çektim. ''Bunun için mi beni işe geri aldın? Her istediğinde ayağına çağırabil diye mi?''
''Ne?'' Kaşları çatıldı. Belli ki benden böyle bir şey beklemiyordu. Belli ki ne kadar kırıldığımı göremiyordu. Söylediklerimle bocaladı. Sonra ''Tabi ki hayır Derin. Nasıl böyle bir şey düşünürsün?'' dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/64437323-288-k168668.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceden Bile Karanlık
RomanceSiyahın her tonunu bilirim. Karanlığın insana neler yaptığını bilirim. Gecenin yalnızlığını en derinimde hissettiğim geceler olmuştu. Ama bazı zamanlar vardı ki gün ışığında daha katlanılmazdı.. Acı içime kör bi iğneyle işlendiği zaman hayata kanl...