Kaan'dan...
Neredeyse ben bile inanacaktım gerçek aşkın var olduğuna .Yine yapmıştım yapacağımı.Gizem'in hastahaneden kaçtığını öğreneli iki hafta olmasına rağmen henüz bana yaklaşan hiçbir kıza zarar vermemei şaşırtıcıydı doğrusu.Aslına bakılırsa beni sıkmadığı sürece diğer kızlara ne yağtığının bi önemi yoktu.
Alpin bu oyunda sadece bir piyondu.O da diğer kızlar gibi Gizem'den korkup beni sevmediğini söyleyip paçasını kurtarırdı.Zaten kim Gizem gibi bir sadistle uğraşmak isterdi ki .Şu saatten sonra hep yaptığım gibi bu işe karışmadan olayları izleyecektim. Gizem'de bana yaklaşmadan hastahaneyi boylayacaktı.
Alpin'den...
Artık Kaan'a ve benden etkilendiğine inanmaya başlamame rağmen içimdeki kötü his bana sürekli kötü birşey olacağını hatırlatıyordu. Belki de iyi şeyler yaşamaya alışkın olmadığımdan dolayıydı bu his. Sanki garipsemek gibi.
Sabah uyandığımda odama dolan güneşin ışıkları bugün güzel bir gün olacağını hissettirmek ister gibiydi. Bu hissi umursayarak bir çırpıda yatağımdan çıktım ve banyoya girdim. Rutin işlerimi halledip odama döndüm ve Kaan için hazırlanmaya başladım. Evet Kaan için, saklayacak bir durum kalmamıştı artık kendimden. Okul kıyafetimi giydikten sonra saçlarımı açtım ve düzleştirdim. Saçlarım çabuk şekil aldığından fazla vaktimi almaması işime gelmişti aslında. Saçlarımla işim bittikten sonra gözlerime eyeliner çektim ve birazda dudaklarıma parlatıcı sürdüm. En son aynadaki görünümümden memnun olunca okul çantamı alıp aşağı indim. Teyzem ve eniştem henüz uyanmadıkları için makbule teyze mutfakta kahvaltı hazırlamakla uğraşıyordu. Sessizce arkasından sarılıp
''Günaydın sultanım''dedim.''Günaydın kuzum ,erkencisin bugün hemen masaya geç kahvaltını getireyim ''böyle içten bir insan kalmamıştı çevremde. Bende aynı şekilde içten bir gülümseme ile konuştum.
"teşekkür ederim sultanım hiç zahmet etme sen, okula yürüyerek Gideceğim.
Vaktim çok kalmadı, okulda ederim" deyip yanağından öptüm ve evden çıktım.Bugün hava çok güzel ,çiçekler güzel kokuyor,her taraf rengarenk. Bir Leyla'ya bağlamadığım kalmıştı. Neydi bu bana böyle hissettiren . Okula gelene kadar her yeri ezberlemek ister gibi izlemek ne kadar da normal. Kendi iç sesimle didişmeyi bir kenara bırakıp hızlıca sınıfa girdim.
Kaan...
Sıra...
Boş...
Kaan gelmemişti. Yüz ifadem yerini somurtmuş bir Alpin'e çoktan bırakırken ağır adımlarla sınıfa ilerledim.Çantamı sıraya yerleştirdim ve kafamı tam anlamıyla sıraya gömdüm. Kaan olmadığına göre uyuyabilirdim. Diyordum ki tam diyemeden Deniz va Naz ikilisi kelimeleri bir güzel yutturdu bana.
"Ooo Leyla'mız bugün erken gelmiş"
Deniz benim geliş saatlerime mi bakıyordu ne."Ve üstelik makyaj yapmış"Naz birşeyler eklemese olmazdı zaten.
"Oah çok güzel olmuşsun Alpin kime bu hazırlık" dedi gözlerini çıkara çıkara Deniz
Naz ben konuşmadan cevabı verdi
"Tabi ki Kaan'a ama Kaan gelmemiş"
"Alpin artık Kaan var bizi umursamazsın"
Hadi ama Deniz şimdide kıskançlık krizlerine mi gireceksin."Saçmalamayın kızlar bugün keyfim yerinde ve ben de kendim için hazırlanmak istedim"
"yedik mi" Şimdi de ikili ittifak mı kuruyorlardı .İkisi birden gözlerini önüme fırlattı sanki.