Huzurlu uyanmak tam da şuan yaşadığımdı sanırım. Gözlerimi yavaşça açtım ve kollarımı kaldırarak genleştim. Yatakta beklemeyi bırakıp banyoya girdim ve rutin işlerimi hallettikten sonra formamı giyip aşağı indim ve kısa bir kahvaltı ettim. Teyzem işe erken gittiği için okula yürüyerek gitmeye karar verdim. Hava güzel olduğu için pekte sorun değildi.
Okula geldiğimde Naz ve Deniz kırmızı görmüş boğa gibi üzerime atladılar. Ah canlarım benim ne uzun zaman oldu görüşmeyeli. Kızlarla sarıldıktan sonra sınıfa geçtik.
Kaan gelmemişti bugün ve sanki daha fazla sıkılmıştım. "Ne diyorum ben ya Tövbe Allah'ım çok Tövbe "deyip sıkılmaya devam ettim.
Fazlasıyla sıkıcı ve Kaan'sız bir günün ardından kızlarla yarını tekrar konuşup evlerimize geldik.Sabahın bu saatinde arayan kişiye içimden sövüp telefona baktım. Saatin öğlen bir olduğunu görüp uzun bir 'oha'çektim.Deniz ve Naz'ın beni öldürmek için planları olduğuna emin olduktan sonra acısız bir ölüm adına hemen telefonu açtım.
"Deniz canım arkadaşım "hemen ardından çığlık duymamla telefonu kulağımdan indirdim.
"Alpin saat kaç oldu " sinirle soluklandı ve tekrar konuştu.
"Yüz kere aradım kızım ya" dedi.
"şey ben birazcık uyuya kalmışım da "
"birazcık mı Alpin! Saat 11 de buluşacaktık. 2 saattir ağaç olduk burda"
"Tamam hemen hazırlanıp geliyorum" daha fazla azar işitmemek için cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım ve yataktan fırladım.
15 dakika içinde hazırlanmama rağmen güzel olmuştum. Şort tulumumu giyip altına beyaz converselerimi geçirdim. Saçlarımı salık bıraktım ve çantamı alıp aşağı indim. Askılıktaki anahtarımı çantama atıp evden çıktım. Beş dakika yürüdükten sonra buluşacağımız yere geldim.Karşımda gözlerinden alev çıkan Deniz olmamalıydı. Olmaması lazımdı.
Alpin düşün kızım ölmek için çok gençsin deyip içimden söylendim ve bingo. Hızlı bir şekilde Deniz'e sarıldım.
"Ay canım biraz geç kaldım ve kurt gibi açım"Deniz'i bırakıp Naz'a sarıldım.
"Naz canım benim sen ne kadar güzel olmuşsun "deyip gözlerimle süzdüm.Allah'ım affet arkadaşıma yürüyor gibiyim ama sen içimi biliyorsun. Korkunun gözünü seveyim.
İkisininde kollarına aynı anda girip "hadi hemen bir şeyler yiyelim sonra da film izleyelim" deyip sürükledim.Onlar da yırtmaya çalıştığımı anlamış olacaklar ki bişey demediler. İçimden "Allah'ım Yarabbim ben çok akıllıyım, İyi yırttım" diye söylenip kıkırdadım.
Kahvaltımızı ettikten sonra film seçmeye başladık.Naz
"korku filmi izleyelim "deyip bir film gösterdiğinde
"Hayır olmaz "cırladım.
Deniz'de beni başıyla onayladı.
"Romantik komedi izleyelim"dedim ve bir film de ben gösterdim. Orta yolu bulup Benim Dediğim! filme girdik.
"Naz bütün film boyunca güldün,bi film izletmedin "yapmacık bir şekilde azarladım bıyık altından gülerek.
"Bence de Naz "deyip hala kıkırdayan Deniz'e ölümcül bakışlarımı attım.
"Sen sus hiç konuşma.Önünde oturan kel adamın kafasına mısır atan ben miyim? Adam bütün film boyunca mısır atanı aradı. "
Deniz"Alpin sen sanki gülmedin eğlendik işte"demesiyle üçümüz birden kahkaha attık. Etraftan "yeni nesil de hiç utanma kalmamış" bize kınayan gözlerle bakan teyzeleri umursamadan gülmeye devam ettik.
Saat beşe geliyordu .Daha zamanımız olduğunu düşünüp mağazaları gezmeye başladık. En son bir takı mağazasına girdik.Gözüme bir çift bilekliği takıldı.Bileklikleri alıp parasını ödedim.
"Kaan'a çok yakışır"diyen iç sesimi bastırdım. "Edepsiz iç ses "
Neredeyse iki saattir geziyorduk ve hava kararmaya başlamıştı.Gitmeye karar verip Avmden çıktık ve taksi bekledik. Üçümüzde aynı anda önümüzde duran motora baktık.Bir dakika bu Baran'ın motoru değil mi? "Ne yapıyordu burada kesin beni takip ediyor" diye içimden geçirdim.
Hava kararmasına rağmen dudağındaki ve kaşındaki patlaklar belli oluyordu. Ben yüzünü incelerken Baran konuşmaya başladı.
"Alpin? "
"Baran! "
"Ne hoş tesadüf "
"Ya evet ben de tam beni takip ettiğini düşünüyordum"kızlar bize kıkırdayarak bakıyordu. Size de malzeme çıktı.
"Hayır burdan geçiyordum seni gördüm selam vermek istedim"
"Baran gördüğün gibi üç kişiyiz burda"deyip kızları gösterdim. Baran kızlarla selamlaşıp tekrar bana döndü.
"istersen seni eve bırakabilirim"
"Hayır gerek yok kızlarla giderim ben sen hiç rahatsız olma"dememle Deniz konuştu.
"Sen git Alpin biz Naz'la gideriz "deyip kıkırdadı. Deniz'in konuşmasının üstüne Baran
"ne rahatsız olması saçmalama atla bak kızlar kendileri gidecekmiş" dayan Alpin kızım başaracaksın.
"Ben motordan korkarım"iyice rezil ol Alpin harika yalan!
"Sarılırsın atla "deyip göz kırptı. Yaktın Deniz beni .
Kızların ikisinede aynı anda sarıldım "bunun hesabını soracağım"deyip cimcikledim ve yapmacık bir şekilde gülümsedim.
Baran'ın arkasına geçtim ve arkadan tutundum.
"Dikkat et düşme"dedi sarıl der gibi.
"Düşmem merak etme"
"Korktuğunu sanıyordum" bir kendi kazdığım kuyuya kendim düşmediğim kalmıştı. Cevap vermemeyi tercih ettim ve kızlara el sallamak için başımı çevirmemle siyah gözlerle karşılaştım.
Kaan! Burda ne arıyordu ve sanki fazla sinirliydi. Bu çocuğun yüzü hiç gülmez miydi?
Başımı tekrar çevirip kızlara el salladım. Baran'ın kaskını bana takmasıyla başımı Kaan'ın olduğu yere çevirdim. Gitmişti.
Baran'a evin adresini vermemin dışında konuşmadık.Evin önüne geldiğimizde hemen inip kaskı çıkardım.
"Teşekkür ederim bıraktığın için "
"Rica ederim benim için zevkti"deyip piçimsi bir şekilde gülümsedi.
"İyi geceler"
"iyi geceler Alpin"daha fazla konuşmak istemediğimi anlamış gibi çok uzatmamıştı.
Peki ismimi söylemesi neden Kaan gibi hissettirmemişti. Arkamı dönüp çantamdan anahtarımı çıkarıp eve girdim. Ayakkabılarımı çıkarmamla ayaklarımın ağrıdığını hissetmem bir oldu. Çok yorulmuştum.
Salona geçtiğimde teyzem dosyalarla uğraşıyordu. Yanına yaklaşıp yanağına öpücük kondurdum. Fazla yorgun gözüküyordu.
"Hoşgeldin birtanem"güzel gülüşüyle gülümsedi.
"Hoşbuldum teyzem, nasılsın yorgun gözüküyorsun"
"Evet birtanem bir davanın üzerine çalışıyorum fazla yoruluyorum "
"kendini çok yorma teyzem "deyip sarıldım.
Makbule teyzenin seslenmesiyle sarılmayı bırakıp yemeğe geçtik. Yemekten sonra izin isteyip odama çıktım. Hemen üzerimi değiştirip yatağa girdim ve çok geçmeden gözlerim kapandı.