Kaan yanıma gelip kolumu tuttu . Tuttu mu dedim ben, koparmak istercesine kolumu sıkıyordu. Sinirli olduğu için canımı ne kadar yaktığının farkında bile değildi. Neye sinirlenmişti bu kadar. Kolumu Kaan'ın elinden kurtarmaya çalıştım ama umursayan kim. Kaan net bir sesle "konuşalım" dedi. "Hayır, istemiyorum bırak " kolumu tekrar çekmeye çalıştım. Tabi ki başarısız oldum. "İstiyor musun diye sormadım." Beni çekiştirmeye başladı. "Bırak gelmek istemiyorum" bağırdım.
"Duymadın mı kız istemiyor"hah tam da kahramanlık yapmanın sırasıydı Baran! Kaan hızlıca Baran'a döndü. Sinirle dişlerini sıkıyordu ve bu sanki, fazla korkutucuydu. Beni bırakıp seri bir şekilde Baran'ın yanına gitti ve bir çırpıda Baran'ı altına aldı. Deniz koluma girip beni uzaklaştırmaya çalıştı ama Deniz'in beni çekiştirme çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. Kaan yumruğunu tam Baran'ın suratına geçireceği zaman Emir
"abi burda olmaz" dedi ve bu cümle altında bir çok şey barındırıyordu.
"Okuldayız, amcan burda ve herkez bize bakıyor" der gibiydi. Kaan seri bir şekilde kalkıp yanıma geldi.Aferin Alpin neden Deniz'le gitmezsin ki!Kaan üstüme gelirken geri geri gitmeye başladım.Tekrar kolumu tutup beni okul dışına çekiştirdi. Kolumu çekmeye başladım. "Bırak beni nereye götürüyorsun" dedim sesimi güçlü tutmaya çalışarak. "Kapat şu siktiğimin çenesini" tısladı. Ne vardı bu kadar kızacak. Gözümden bir damla yaş düştü. Kaan beni çekiştirerek bir arabanın yanına getirdi. (medyada) Yüzüme bakıp arabaya yumruğunu geçirdi. "Lanet olsun ağlama" dedi yumuşak tutmaya çalıştığı sesiyle. Beni ön koltuğa itti. Bildiğiniz itti.
Sürücü koltuğuna geçip motoru çalıştırdı. Kısa süre sonra bir parkın önünde durduk ama burası benim geldiğim park değil miydi.Ne yani buraya geldiğimi biliyor muydu. Tesadüftür deyip kafamdaki düşünceleri gönderdim.
Kaan arabadan indi ardından bende indim."Ne var niye getirdin beni buraya"kaşlarımı çattım. Ben bugün fazla mı cesurdum ne.
Sinirli olduğu her halinden belliydi ama sakinliği korumaya çalışarak "Ben bilmiyordum" dedi anlamayarak yüzüne baktım.
"neyi" diyerek sordum.
"Yani vücudundaki izleri bilmiyordum,nasıl oldu onlar" ne yani beni bunun için mi getirmişti. Vücudumu sinir dalgası sararken olabildiğince bağırdım. "Sanane bilsende yapardın, seni ne ilgilendiriyor" soluklanıp tekrardan konuştum. "vicdan yaptığın için mi getirdin beni buraya ne o çok mu üzüldün"
"yapmazdım"aynı şekilde bağırdı.
"yapardın kendini kandırma"
"yapmazdım Alpin "gözlerinden bir an pişmanlık duygusu gelip geçti. Peki ya ismimi söylemesi neden bu kadar garip hissettirdi. Düşüncelerimi kovup arkamı döndüm.
" özür dilerim" fısıltı gibi çıkmıştı sesi.Bu hali komiğime gitse de kendimi tuttum gülmemek adına. Sanki özür dilemeye çekinmişti. Tekrar yüzüne döndüm.
"Ne o Kaan Keskiner benden özür mü diliyor " duymadığımı sanmış olacak ki afallamıştı.
"Hayır sadece Kaan" bunu derken dudağının kenarı kıvrılmıştı.Bu hali çok tatlı değil mi. İnsan mı yedin lan vicdansızın oğlu bu ne güzellik. Birden kafama dank eden şeyle kendime geldim. Kaan'a yürüyor gibiydim! sanki. Ne diyorum ben ya deyip iç sesimi azarladım.
"hayran hayran bakman bittiyse okula gidelim" süper yine rezil olmayı çok güzel başardım. Yüzüme hücum eden ateşe aldırmayıp konuştum.
"ne bakacağım sana be " kaşlarımı çatıp burnumdan soludum.Bilin bakıyım Kaan dediğimi yedi mi. Yemedi tabi ki!
Bu halime gülümsedi ve arabaya geçti" gün boyunca seni burda bekleyemem " umursamamazlıktan gelip kollarımı göğsüme dolayıp yürümeye başladım. Yoldan bir taksi çevirip okula gidebilirdim.
Yanımdan hızla Kaan arabayla geçti Ne yani beni burda bırakıp gitti mi!
" öküüüz" diye bağırdım arabanın arkasından. Araba ani frenle durdu ve sürücü koltuğunun camı açıldı. Kaan başını uzatıp
"duydum seni cadı " küçük bir kahkaha attı ve arabaya girip gazı kökledi.
Durduğum yerde ayağımı sertçe yere vurdum" öküz işte öküz" kendi kendime konuşmayada başladım sonum hiç iyi değil.
Sonunda bir taksi çevirip okula geldim. Hemen olanları Deniz'e anlatmam lazımdı. Çatlarım anlatmazsam. Sınıfın kapısını çalıp içeri girdim "geciktiğim için özür dilerim " tatlı olmaya çalışıp yavru köpek bakışı attım. Öğretmen " geç kızım"dedi.
Bu ne zaman sınıfa geldi bir de pis pis gülüyor. Kaşlarımı çatıp Kaan'ı görmezden gelerek sırama geçtim. Deniz'in benim konuşmamı beklediğini anlayıp "tenefüste konuşuruz" kulağına fısıldadım. Deniz "tamam canım" deyip derse döndü. Hemen defterimi çıkarıp not almaya başladım.
Not almam bittiğinde parmaklarımın ağrıdığını hissettim. Parmaklarımla oynarken zil çaldı. Deniz "hadi kantine inelim" dediğinde
"çantamdan telefonumu paramı alıp geliyorum bekle"diyerek cevap verdim. Deniz başını sallayıp sınıfın kapısında beklemeye başladı. Birlikte kol kola sınıftan çıktık. Deniz iki dakikalık kantin mesafesine kadar yirmi yedi kere "Hadi anlat" diyerek başımı şişirdi. Sonunda dayanamayıp "meraklı seni çatlama anlatacağım" deyip kıkırdadım.
Kantinden tost ve kahvelerimizi alıp boş bir yer bulup oturduk. Bir yandan tostumu yerken bir yandan Deniz'e olan biteni anlattım. Deniz ağzı açık bir şekilde beni dinlerken tostunu ağzına bile sürmedi. Anlatmam bittiğinde Deniz "oha Kaan senden özür mü diledi" şaşkın gözlerle bana baktı.
"evet ne var bunda"dedim.
"kızım emin misin bildiğimiz Kaan mı senden özür diledi" gözlerimi devirdim.
"Eminim Deniz "dememle Deniz birden çığlık atıp ayağa kalktı ve bana sarıldı. Kantindeki herkez bize dönerken" Deniz herkez bize bakıyor, otur lütfen "deyip etrafa yapmacık bir şekilde gülümsedim.
"Alpin senden hoşlanıyor" Deniz'in dediğine ağzım açık kalırken kendimi toparlayıp "saçmalama Deniz öyle birşey yok" deyip geçiştirdim. Zil çaldığında sınıfa gitmek için ayağa kalktık Deniz tostunu alıp sınıfa kadar tostu bitirdi. Bu haline gülerken "beni dinleyeceğim diye tostu yemezsen böyle olur" deyip kahkaha attım. Deniz'de kahkahama eşlik edince iki kat gülmeye başladık.
Sıramıza geçtiğimizde Mert arkasına dönüp "neye gülüyorsunuz bakıyım siz" deyip meraklı bir şekilde baktı. "Deniz sını-" sözümü bitirmeden Deniz ağzımı eliyle kapadı"Ay canım utandın mı" elinin içine konuştum. Deniz elini çektiğinde tekrar ağzımı kapatmasına izin vermeden bir çırpıda "Deniz sınıfa gelene kadar bir tost yedi" dedim. Deniz kollarını dolayıp somurttu. Mert dediğime kahkahayı patlatırken Deniz'de dayanamayıp bizle gülmeye başladı. Sınıfın kapısı açılıp Kaan ve dörtlüsü içeri girdi. Emir'in , Deniz'in gülüşünü izleyişi radarlarıma takıldı.Onlar yerlerine geçerken burnuma sigara ve eşsiz bir koku doldu. Arkamı döndüğümde Kaan Mert'e ölümcül bakışlar atıyordu. Hemen önüme dönüp kıkırdadım. Deniz'in kulağına yaklaşıp "Emir'in senin gülüşüne nasıl baktığını gördüm" dememle Deniz'in gözleri yerinden fırlarken "ne, nasıl baktı, kötü mü, iyi mi" şaşkın bu kız ya yerim.
"daha çok hayran hayran baktı"dedim. Deniz'in yüzü gülümsemeyle dolarken, muhteşem gamzeleri yerlerini aldı. Deniz başını çevirip Emir'e baktı.Emir'le göz göze gelirken o kadar tatlı duruyorlardı ki. Artık Emir'inde Deniz'den hoşlandığına eminim.
Sınıfın kapısının açılmasıyla başımı kapıya çevirdim.Deniz hala Emir'e bakıyordu. Kolumu hemen dürtüp öğretmeni gösterdim. Deniz hemen ayağa kalkarken bu haline gülümsedim.Öğretmenin hemen arkasından bir kız öğrenci daha girdi.
Öğretmen boğazını temizler gibi ses çıkarıp sınıfın dönmesi sağladı. "Arkadaşlar yeni arkadaşınız Naz" sınıfa baktı ve gözleri beni buldu. "Alpin Kaan'ın yanına geç Naz sende Alpin'in yerine" dedi. Hemen ayağa kalktım"Ben burda otursam olmaz mı hocam Naz geçsin Kaan'ın yanına"deyip en masum bakışlarımı attım "Alpin dediğimi yap" yanaklarımı şişirdim ve arkaya geçtim. Deniz bana üzgün bakışlar atarken Kaan kıkırdadı.
"Ne gülüyorsun çok mu hoşuna gitti"deyip somurttum.
"bence senin hoşuna gitti, herkese benle oturmak nasip olmaz" deyip dişlerini göstererek güldü. Çok mu tatlı gülüyor lan bu.
"Tam da bundan bahsediyorum, izlemen bittiyse derse dön " yüzümün alev aldığına eminim.
"kendini beğenmiş, gözüm daldı bir kere" deyip suratımı astım. Kaan he yav he he bakışları atarken sıraya sindim.
Dersin sonuna kadar öğretmeni öldürme planları kurdum. Zil çaldığında Deniz'in yanına geçip Naz'ı incelemeye başladım.Esmer teni, kıvırcık saçları ve kahve gözleriyle itiraf etmeliyim ki güzeldi. İzlemeyi bırakıp elimi uzattım.
"ben Alpin" dedim. Samimi bir şekilde o da elini uzatıp "bende Naz tanıştığıma sevindim" dedi. Deniz'le birlikte bakışıp "bizde" dedik aynı anda.
Okul boyunca Deniz, Naz ve ben konuşup güldük. Son dersin ziliyle karnımıza ağrılar girdiğini anlayıp tekrar güldük. Kaan gitmek için yanımdan kalktı.
"ne çene varmış bir dakika susmadın cadı" deyip laf sokmayı da ihmal etmedi. Umursamayıp çantamı topladım ve kızlarla çıktık. Okulun kapısında, cumartesi günü sinemaya gitmek için sözleştik. Teyzem kapıda bekliyordu daha fazla bekletmemek için kızları öpüp arabaya bindim. Teyzem "canım çok neşelisin" teyzeme dönüp
"kızlarla çok eğlendik ve çok güldük " teyzem kızlar deyince sadece Deniz'i bildiği için anlamamıştı. Teyzeme Naz'dan bahsettim. Teyzemde en az benim kadar Naz'ı sevmişti.
Eve geldiğimizde odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Ellerimi yıkayıp tekrar aşağı indiğimde masa hazırdı. Karnımı tıka basa doldurdum. Makbule teyzeye "eline sağlık Makbule teyze" deyip oturma odasına geçtim.Teyzemde yanıma oturduğunda TV den bir film açıp izlemeye başladık. Makbule teyze elinde mısırlarla yanımıza geldi ve bizimle birlikte filmi izledi. Saate baktığımda 10a geliyordu.
"teyze duş alıp yatacağım iyi geceler" dedim ve yanağına öpücük kondurdum.Kanepeden kalkıp merdivene yöneldim. Basamağa adım atacağım zaman aklıma gelen şeyle arkamı döndüm.
"teyze" teyzem bana döndü.
"efendim birtanem" yavru köpek bakışları atıp "şey cumartesi Deniz ve Naz'la sinemaya gidebilir miyim?" teyzem düşündü.
"birtanem arkadaşların daha çok yeni bilmiyorum nasıl olur" dedi.
"teyze söz veriyorum Naz ve Deniz'i tanıştırmaya getireceğim, telefonum sürekli açık olacak" dedim.
"peki ama çok geç kalmak yok"
"söz teyzem " deyip yanağını öptüm ve yukarı koşarak çıktım. Hemen duşa girdim. Üç sefer şampuanlanıp çikolatalı duş jelimi üstüme boca ettim. Parfüm sıkmayı sevmiyorum hem duş jeli daha güzel.
Durulanıp duştan çıktım ve saçlarımı kurutup yatağa girdim.
Düşünmeye başladım. Deniz bugün haklı mıydı, Kaan benden hoşlanıyor mu. Baran'a kızması Parkta benden özür dilemesi...
"saçmalama Alpin o ancak seninle oyalanır" deyip düşüncelerini dağıttım. Gerçekten güzel bir gün geçirmiştim ve huzurlu bir şekilde uykuya kollarımı açtım.♥♥♥Canlarım uzun bir bölüm yazmaya çalıştım yine. Konuşmaları çoğalttım ve anlatımını olabildiğince düzeltmeye çalıştım. Kitap kapağı yapmayı bilen varsa bana ulaşırsa çok sevinirim. Bu arada biliyorum medyaya araba koymam çok amaçsız ama tam bir Audi Dodge hastasıyım.
Lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. ♥♥♥