Oyuncu değişikliği yaptım arkadaşlar.Umarım beğenirsiniz.İyi okumalar.
Başımı onaylarcasına salladım.Ne yani,bunlar tanışıyorlar mıydı.Ama ner- iç sesim cümlesini bile bitirmeden ikiside birbirine sarıldı.
"Noluyo lan" şaşkınlıkla saçımı karıştırmaya başladım.İkiside bana dönüp,sırıtmaya başladılar.
"Biz tanışıyoruz ki." Oha!nerden? demek istesemde, demedim.Terbiye kuralları sonuçta.Ne diyorum ya, ne terbiyesi Oha da Oha.
"Oha nerden?" Sesim azcık yüksek çıkmış olabilir ki, bir iki kişi bize döndü.Onları takmıyarak, İremle Merve'ye odaklandım.
"Cemre, hani iki yıl önce Antalya'ya tatile gitmiştim ya,halamların yanına." Ellerimi birbirine bağlayıp Merve'ye odaklanmıştım. "Hıh işte ozaman, İrem halamların yan komşusuydu.Ama, ben halamların yanına geç gittiğim için, İrem'le sadece bir hafta, vakit geçirmiştik.İşte ordan tanışıyoruz."
Vay be.Bak seen şu kokoşlara, tanışıyorlarmış zaten.İrem, Merve'nin dediklerine bir aşağı ,bir yukarı kafasıyla onay vermişti. 'Direk kafasını salladı deseydin, olmazdı sanki' diye böğüren iç sesimi takmadım.
"E iyiymiş" diyerek yanlarına gittim.
"Hadi ,yeni sınıfıma geçelim artık"
"Tutan mı var kızım, gir işte" Merve'ye kafamla sınıfı işaret ediyordum.Merve göz devirip sınıfa geçti.Arkasından İrem, ve sonrada ben.
Öğle arasında olduğumuz için, sınıfta kimse yoktu.Ve korktuğum soru gelmişti.
"Eee Cemre ,senin sıran nerde?" Tam cevap verecekken İrem konuşmuştu.
"İşte, benle Cemre burda oturuyoruz" diye gülümseyen İrem'e içimden bir tanecik küfür geçirmiş olabilirim.Ben, uygun bir şekilde izah edecektim ya.
Merve tek kaşını kaldırıp öksürürcesine boğazını temizledi.İşte bu halini biliyordum.Hafif sinirli,hafif üzgün.Yani bayağı bozulmuştu.Çünki, oda benimle oturacağını sanıyordu.
"Peki, ben nerde oturacam?" Başımı sıralarda gezdirirken, arkadan gelen erkek sesiyle ,o tarafa döndüm.
"Benim yanımda" diyerek içeri girmişti Kıvanç.Ben ona otuz iki diş gülümserken ,Merve biraz düşündükten sonra ikna olmuştu.
"İyi tamam"
Zilin çalmasına daha yirmi dkka vardı.
"Ben acıktım, hadi yemek yiyelim." Merve gelecek diye, sabahtan beri hiçbirşey atıştırmamıştım.
"Bende acıktım." İrem karnını tutuyordu.
"Valla saolsun Şeyda teyze, bana mis gibi, kahvaltı hazırlamıştı.Ama size eşlik ederim." Pis boğaz Merve. Herzaman yemek yerdi. Kıvançta onay verdikten sonra, kantine indik.
Kantine indiģimizde,Rüzgar Kıvanca 'gel' işareti yaptı.Kıvanç etrafa göz gezdirirken, bizde boş masanın olmadığını fark ettik .Kıvanç Rüzgarların yanına gidip, birşey söyledi.Rüzgar hariç, yanındakiler sandalyelerini yana kaydırıyorlardı. Anlaşılan aynı masayı, paylaşacaktık.
Kıvanç diğer masalardan, fazla olan sandalyeleri masaya yerleştirdi ve bize eliyle 'gelin' işareti yaptı.Ben takmıyarak masaya doğru ilerlerken, Merve de benim gibi, emin adımlarla yürüyordu.İrem ise, arkamızdan tedirgin bir şekilde, geliyordu.Gerçi ilk gün, korktuğunu belli etmişti.Masaya geldiğimizde Merve direk Kıvancın yanındaki sandalyeye oturdu.İremde onun yanına.Bende İremle Rüzgarın arasında kalan sandalyeye oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Dolunay"
Teen Fiction"Beni sevmek zorundasın" "Ben hiç bir şeyin zorunda değilim. Lütfen uzatmayalım artık" "Vazgeçmiyecem bunu bil" ⬇ "Sen onu sevmiyorsun İrem" "Evet.Ben onu sevmiyorum.Ona aşığım" "Yalan söylüyorsun.Sen ona deil bana aşıksın ama bunu kendine yediremi...