14.Bölüm

64 6 7
                                    

Keyifli Okumalar..

Multimedia: Eren

Kızlarla okuldan sonra markete uğrayıp 2 poşet abur cubur almıştık. Şimdi de oturmuş film seçiyoruz.

"Bence Romantik Komedi izleyelim" dedim sıkılmışçasına.1 saattir film seçemiyorlardı.

"Ay tamam.Yeter.İzleyelim" dedi Merve yanıma oturarak.

İrem de poşetlerimizi verip yanımıza oturdu.Bir poşet abur cubur her derde deva.Hele de içi benimki gibi browni keklerle doluysa.

"Cemre sen neden Kuzey'in yanında oturmasına izin verdin ki.Tamam Kıvançla biraz bozuk olabiliriz ama onun inadına yakınlaşman..yani bilmiyorum Kıvanç çok sinirlendi"

"Onunla yakınlaşmıyorum Merve. Sadece yanımda oturdu.Bana zararıda yok neden bu kadar büyüttünüz bu yanımda oturma mevzusunu.Ayrıca Kıvanç bize daha neden uzak durmamızı bile açıklamıyorken onun istediğini yapmak saçma değil mi?"

Merve kafasını sallıyarak önüne döndü.Bu saçma konuşmadan sıkılmıştım artık.

"Filmi izliyelim mi artık.Abur cuburlarım bekliyor şurda" dedi İrem elinde ki poşeti sallıyarak.

"Aynen" diyip keklerime sarıldım. Bence aşk yaşıyacaksınız browniyle yaşayın.

İsim orjinal ve etkileyici.
Bol kakao ve çikolatalı.
Şekil desen 10 numara 9 yıldız.
Ağzın içinde parçal...

Bence bu kadar yeterli.Tamda aradığım damat adayı.

Şu an düğun hayallerimden ayrılıp filme odaklandım.Hayaller/hayatlar mevzusu.

●●●

Şu an oturmuş hayvan gibi gülüyorduk.

Filme yaptığımız binbir eleştiriden sonra İrem filmi kapatmış yerine damat halayını açmıştı.

Damat halayı oynarken Merve kendini kaptırmış allah ne verdiyse yağdırıyordu.

İremle yerde karnımızı tutmuş kahkaha atıyorduk.Gülmekten ağrı girmişti artık.

"Merve yeter yahu.Öldük burda" dedi İrem.

Merve sonunda durup yanımıza geldi ve uzandı. "İyi oynadık be"

"Biz sadece gülebildik." dedim hala gülerken.

İrem derin bir nefes aldı.

"Hayat ne zor arkadaş.Aklını kurcalayan onca şey varken bir müzikle eğlenip gülebiliyoruz.Ama böyle harbi gülebiliyoruz.En istemediğimiz zamanda karşımıza çıkan olumsuzluklar saat diliminde anlamını yitirebiliyor.Mutlu olup gülmeyi,o şeyi unuttuğumuzu sanmayı ne kafamızdan atabiliyoruz ne de o saat dilimine sıkıştırabiliyoruz.Boktan sebepler yüzünden olumsuz havayı kahkahalarımıza yükleyebiliyoruz. Ama bu kahkaha patlak verdiğinde ardında kalan göz yaşlarımızı güçsüzlükle itam etmelerinden korkmuyoruz.Belki de güçsüzüzdür. Bunu kabul etmek korkaklık değil aslında!Ya da mücadeleci ruhumuzu yitirdiğimiz anlamına gelmiyor.Belki sadece bir tutam çaresizlik serpilmiştir içimize..Ama sadece bir tutam...."

Hepimiz yerde yatmış tavanı izliyorduk.İrem haklıydı.Bazen sırf çaresiz olduğumuz zaman kahkahaların arkasına saklanabiliyorduk.Kahkaha gerçek anlamını yitirmiş bir sözcük olabiliyordu bazen.

Gülerken çıkan ses olarak bilinen sözcük bazen sadece çaresizliğin verdiği duygu belirtisiydi.

Bir de yüksek sesle gülme anlamı vardı tabi.Bu ise bizim dilimizde yüksek sesle haykırıştı.Herkesin duyduğu ama bizim hissettiğimizdi.

"Dolunay"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin