X

5.3K 363 1.5K
                                    

Bölüm şarkısı; Cœur de Pirate - Les amours dévouées
__________

Gelecek ay boyunca, Louis kendini her gün Zayn Malik'le takılırken bulmuştu. Günleri şaraplar, purolar, çimenlik araziler, pastel renkler ve öğle yemekleriyle dolu geçiyordu. Geceleri ise duman, martiniler, pahalı kolonyalar, dans etmek, şehri limuzinle dolaştıklarında poposuna yaslı olan deri koltuklar, oradan oraya koşuşturmalar ve paranın satın alabileceği en iyi içeceklerle hayata kadeh kaldırmalarla geçmekteydi.

Gittikçe Zayn Malik'i epey sevmeye başlıyordu.

Sessiz tavrı, mütevazi gözleri ve baygın hareketleriyle, adamla kendi arasında tuhaf bir yakınlık duyuyordu; o gösterişçi olmadan şairene, sahte olmadan tatlıydı. Boş zamanlarda çizim yapıyor —Louis odasındaki bir yığın güzel tablonun kendisinin olduğunu keşfetmişti— ve bulduğu her parça kağıdın üzerine herhangi bir şeyin eskizini çiziyor ve çizdiklerini fark ettirmeden çocukların ceplerine atıyordu. O eğlenceli, uysal, yaratıcı, cömert, sadık biriydi, ve Louis her gün onunla birlikte gülünecek şeyler ve yapılacak şeytanlıklar öğreniyordu.

Diğer suç ortağı, Liam da Louis'nin hayatında önemli bir yere sahip olmaya başlıyordu, tabii ki sırf Liam'ın ona taptığı gerçeğinden dolayı değil. Temiz ve profesyoneldi, her zaman söylemesi gereken şeyleri söylüyordu ve çocukları birçok kez tatsız durumlardan kurtarmıştı. Özellikle de, Niall okul çeşmesinde üzerinde hiç kıyafet olmadan, konfetilerle dolu bir elektrikli tencereye yapışıp bilinçsiz bir şekilde yattığında bulunduğu zaman gibi. Bunların hepsini mutlulukla yapıyordu, karışıklıkları şaka ve samimiyetle yatıştırıyordu, ve sonra, konu kapandıktan ve öğretmenlerinin dikizleyen bakışlarından uzaklaştıktan sonra, sahte tavırları bırakıyor, hayatın sunduğu tüm fırsatları benimsiyor, onları havaya savuruyor ve sanki yağan yağmur damlalarıymış gibi aralarında dans ediyordu. O hayat doluydu, herhangi bir durumdan beceri ve hileyle en faydalı şekilde yararlanabiliyordu —sanki yapım aşamasında olan bir iş adamıymış gibi— ve Louis onda pek doğal görünen neşe ve şefkate hayranlık duyuyordu. Bazı garip durumlarda oyunbozanlık yapsa bile.

Bunlara rağmen, şaşırtıcı olarak, Louis derslerine de sosyal hayatına olduğu kadar ayak uydurabiliyordu, bazen grubu toplantıları kütüphanede ya da Liam'ın odalarında —ki Liam'ın odaları okulun uzak bir köşesinde yerleşiyordu, kocaman ve dikkat dağıtmayan odalar— geçirmeye başarılı bir şekilde ikna ediyordu. Louis hatta derslerinde ileride olduğunu bile söyleyebilirdi, özellikle sıkıcı olan, onuruna ve sabrına hiçbir yararı dokunmayan "Viktorya Çağı Oyun Yazarlarının Nesir İncelemeleri" dersi dışında.

Fakat dersten en azından geçtiğinden oldukça emindi, bu nedenle endişelenmesine izin vermiyordu. Çok fazla.

Ayrıca annesi konusunu da halletmeyi başarmıştı (ki kardeşlerinin Facebook mesajlarına göre annesi iyi idare ediyormuş) ve Liam'la Niall günün olmadık saatlerinde, özellikle de esrar içtikten ve gece konyaklarını tattıktan sonra futbol oynamayı sevdiklerinden, biraz egzersiz de yapmıştı.

Neticede, Louis'nin hayatı inanılmaz geçiyordu.

Sadece küçücük bir sorun vardı.

Ve bu sorunun kaynağı, parayla tuttuğu fahişelerle olduğu gibi, bir tutkudan diğerine atlayan, etrafta kasıla kasıla yürüyen kıvırcık saçlı, yeşil gözlü, övüngen ağızlı züppeydi. Çünkü evet, Louis her defa Harry'yi gördüğünde, Harry'nin kolunda paramparça edeceği ve dikenlerini geçireceği yeni bir kurbanı vardı.

Ve oh, şu kendini kaptırdığı "yeni olayları"... Bunlar insanı delirtirdi.

Her sosyal etkinlikte, Harry kendini daha da saçma göstermeyi başarıyordu. Sarı güllerle takıntılı geçirdiği üç gün olsun (herkes sarı renkte giyinmek zorundaydı, ve bir senfoniye katıldıklarında, Harry hepsine gülleri sahneye attırmıştı), "tavus kuşu" kelimesine sevdalanması olsun (kroket oynadıklarında Zayn'in göl kenarındaki evinin çimenlik alanında lanet olası tavus kuşlarını beslemeye teşvik etmişti bu sevdası, bir de, "Onlar benim ruh hayvanlarım," diyordu kelimeleri uzatarak), veya özellikle sinir bozucu olan, antika kapı topuzlarına aşık olmak olan şu küçük, geçici takıntısı olsun, antika topuzu olmayan herhangi bir kapıyı açmayı reddediyor, bu yüzden de etrafındakilerin onun için kapıları açmasını sağlıyordu, her gün. Louis bu takıntısından eline geçen her fırsatta kapıları yüzüne çırparak yararlanmıştı. Bu oldukça harika bir şeydi açıkçası. İyi bir "olayıydı" bu.

Young & Beautiful ➸ l.s  (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin