XVIII

5K 316 1.8K
                                    

Bölüm şarkıları; Daft Punk - Get Lucky, Florence & the Machine - Cosmic Love
_______________

Bugün Cadılar Bayramıydı.

Bugün Cadılar Bayramıydı ve Louis, Niall'ın yüzüne kabak birası sallamasıyla uyanmıştı.

"Cadılar Bayramın kutlu olsun, dostum! İçkiler benden!" diye gürledi Niall, radyant gülümsemesi Louis'nin özel alanını işgal ediyordu ve yanaklarına soğuk şişeler bastırıyordu, ve o anda Louis hayatında ilk kez herhangi bir gün piyano sesiyle uyanmayı buna yeğleyeceğini sahiden düşündü.

"Tanrı aşkına, aklından zorun mu var?" dedi Louis kızgın bir tonla kendini toparlamaya çalışarak, artık sabah olduğunu, bugünün pazar olduğunu ve Zayn'in de partisine sadece birkaç saat kaldığını fark etti. Zayn'in olağanüstü, kostüm gerektiren, alkolle-temin-edilmiş, oldukça sıcak ve pahalı partisi.

Ki bu, Niall'ın gözüne soktuğu şişelerden birini kafasında kırmamasının tek nedeniydi

"Kostümün hazır mı?" diye sordu siktiğimin sinir bozucu gün ışığı, biralardan birinin kapağını açtığında gözlerinin içi parlıyordu, sonra kapağı rahatlıkla arkaya fırlatarak şişenin yarısını bir göz kırpımında bitirdi.

Louis etkilenmiş bir ifadeyle ona bakarak gözlerinden ve kirpiklerinden uykuyu ovalayıp temizledi ve dik oturdu.

"Her şeyim hazır ve gitmeye de hazırım, ahbap. Ya sen?" Louis bir dakikalığına bu soruyu düşündü. "Bu arada, ne olacaksın? Bu konuda bana bir şey söylemedin."

Niall sırıtarak artık boş olan şişeyi bir yere bıraktı, dudakları ıslaktı. "Sürpriz," diyerek ağzını Styx tişörtüyle sildi.

"Pekala, bu kulağa umut verici geliyor," diye konuyu kapattı Louis, sonra homurdanarak yataktan hopladı (neden enerjik bir oda arkadaşı olmak zorundaydı? Neden?), eşofman altını üzerine geçirip kollarını kafasının üstünde gerdi. "Doğrusu, sanırım bu gece için epey heyecanlıyım. Doğru dürüst partiye gitmeyeli uzun zaman oluyor."

Yatak odasından çıkarak Niall'ın yanıtını bekledi ve oh.

Lanet olsun.

Dairelerinde bir yığın balkabağı vardı.

"Kabak oyuyoruz!" diye bağırdı Niall aniden, Rory içeri bir koca kabak daha taşıdığında ve mutfağa bırakmak için mücadele verdiğinde Niall ileri atladı. Louis yardım etmeyi geçirdi aklından, yardım etmek istiyordu —zira Rory'yi severdi— ama, hayır. Hayır. Kabak taşımak için daha çok erkendi. Bu yüzden bir yere oturdu, uykudan kurtulmak adına gözlerini ovaladı ve ayaklarını en yakınındaki kabağın üstüne koydu.

"Kabak fenerleri yapmakta berbatım," diyerek esnedi Louis dağınık saçlarını karıştırarak, ancak bu fikrin kulağa eğlenceli geldiği gerçeğini reddedemezdi. En azından Niall'la televizyon izleyerek, yemek yiyerek, çocuklarla takılarak ve fazlaca içerek geçirdikleri tipik cumartesilerden daha eğlenceli görünüyordu. Ki dürüst olmak gerekirse, bunlar da bir süre sonra eskiyordular.

"Bu, Cadılar Bayramı aktivitelerimizden biri olacak. Geleneği bozmamak lazım, değil mi?" diye övündü Niall, yumruğuyla hafifçe Louis'yi vurarak.

Louis ona anlamlı bir bakış attı. "Evdeyken hiç kabak oymazdık. O yüzden, hayır. Gelenek değil."

"Sen ne? Hiç mi?"

Louis kafasını iki yana salladı. "Hiç. Annem kokusundan hoşlanmazdı. Kabağın içinden nefret ettiğini söylerdi."

Niall'ın bakışları sertleşti. "Pekala. Jo'yla bunun hakkında konuşmam gerekecek. Bu kabul edilemez bir şey. Küçük kız kardeşlerin yok muydu?"

Young & Beautiful ➸ l.s  (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin