~Defne'den~
Oha pislik. Deniz beni öperek uyandırdı. Iy böyle sulu sulu. Gözümü zarzor açtım ve "Saol Deniz. Yüzümü yıkamama gerek kalmadı." dedim. Ardından anırdı. "Deniz bazen senin hayvanat bahçesinden kaçmış ve insan kılığına bürülmüş vir goril olduğunu düşünüyorum."dedim. O yine herzaman yaptığı işi yapıp anırırken banyoya doğru afallayarak yürümeye başladım. Elimi yüzümü yıkadım. Oha! MUTFAKTA İKİ TANE TAŞŞ KAHVALTI HAZIRLIYOR!!! Oha Kayra ve Gökhan oldukça yakışıklı görünüyordu ve ben kendimi kezban gibi hissettim. Hayvan gibi yemek yedim. Kayra ve Gòkhan üzerlerini giyinmeye gittiler. Bizde üzerimizi giyindik. Siyah addidas eşofmanımı ve içinede kısa kollu beyaz bir t-shirt giydim. İçimde kötü bir his vardı. Deniz kısa kollu siyah bir t-shirt siyah pantolon ve siyah hırkasını giymişti. Su ise kot pantolon üzerine gri yazılı bir t-shirt üzerinede hırka giymişti. Gökhan kot pantolon üzerine beyaz t-shirt ve hırka giymişti. Kayra isr onun gibi sadece farklı olan siyah bir t-shirt giymişti. Alp siyah bir kot siyah baskılı bir t-shirt ve hırka giymişti. Erkenden gittik. Yürümek için. Kulağimda müzik dinledim. Okula geldik. Sonunda okul bitti. Telefonuma Bela'dan mesaj geldi. Bela dediğim eski sevgilim. Piçin teki. Onunla ayrıldım. Ama o hala peşimi bırakmıyor. Arada tehdit mesajları yolluyor.Kimden: Bela
Buldum seni.Kime:Bela
İyi. Aferin. İyi iş becermişsin.Kısa konuşmadan sonra yoluma devam ettim. Gökhan bana dik dik baktı. "Ne var?" dedim. "Ne oldu. Sinirli görünüyorsun." dedi. "Yok bişey." diyip geçiştirdim. Ara bir sokağa girdik. Etrafta birlikte gezen kediler vardı. Tabii mart ayındayız. Doğal. Sjsjsj. Sakince ilerliyordum. Ama bir el kolumu çekti. Arkama baktım. Aa bela. Bizimkiler bana baktı. "Siz gidin ben arkadaşla birşey konuşcam." dedim. Onlar gitti. Gökhan gitmedi. Belanın adı Berkay. "Ya kolumu acıtiyosun!" dedim sinirle . "Sen benden nasıl ayrılabilirsin!" dedi bağırarak. Gökhan bize doğru geldi. "Hayır birader bi sorun mu var ?!" dedi ve kolumu elinden kurtardı. Sonra beni kenara itti. "Sen karışma."dedi.
"Karışırım. Sen kimin kolunu sıkıp bağırıyorsun!" dedi Gökhan. Vayy beklenmedik tavırlar.
"Sanane olum. Bizim meselemiz. Sen kim oluyorsunda karışıyorsun!". Bak şimdi Gökhan kalcak sap gibi.
"Sevgilisi olarak karışıyorum." dedi. Ne! SEVGİLİM Mİ?!
"İyi o zaman bende eskisiyim. Çıkta bi konuşalım." dedi Berkay.
"Ben senle anlican dilden konuşim mi senle!" dedi ve Gökhan Berkay'a bir yumruk attı. Berkay hazırsız yakalandı. Yere düştü. Ayağa kalkıp Gökhan'a yumruk atcakken Gökhan Berkay'ın kolunu tuttu. Berkay "Mesaj atcağım yere gelin. Bende 2 kişi bulcam. 3'e 3. Bunu yanına bırakmam." dedi. Gökhan "Siktir Git!" diye bağırdı. Oha. Sonra da belime girip "Böyle piçlerle uğraşma." dedi sakince. "Ben ben özür dilerim." dedim. "Sen neden özür diliyorsun ki. Eskide kalmış bir hata sadece. Eğer seni korkuttuysam özür dilerim."dedi. Hiçbirşey demedim. Eve yaklaştığımızda belimi bıraktı. Eve geldik. Kayra,Su ve Alp'i de buraya çağırıp olayları kısaca anlattım. "Bu akşam halledicez!" dedi Alp sinirle. Onlarla kısa süreden beri tanışım. Ama çok çabuk ısındım. "Bakın ya ben onunla konuşurum. Bi öyle deneyelim." dedim. "Onun böyle anlayacağını sanmıyorum." dedi. "O zaman Defne önce konuşmaya çalışsı. Anlamassa anlayacağı dilden konuşalım. Şindi herkes hazırlanmak için evlerine dağalsın." dedi Kayra ve olayı kapattı. Sonra herkes evlere dağıldı. Siyah pantolon siyah baskılı t-shirt üzerinede siyah hırkamı giydim. Deniz'in tek farkı beyaz t-shirt giymesiydi. Gökhan da benim gibi giyinmişti. Kayra'da Deniz gibi giyinmişti. Su kot pantolon mavi t-shirt siyah hırka, Alp kot pantolon siyah pantolon siyah hırka giyinmişti. Saçlarımı dağıttım. Artık hazırdım. Kayra Deniz ben ve Gökhan Deniz'in arabasıyla, Su ise Alp'in arabasıyla gitti. Mesaj attığı yer arka sokaklarda genelde flimlerde kavga olan yerlerdeki gibiydi. Arabadan indim. Onlara bir zarar gelmesini istemiyordum. Hele de benim yüzümden. Asla yüzlerine bakamazdım sanırım. Gerçik şu an da bile utanıyordum. Berkay'ın yanına gittim. Tam karşısında durdum. "Ne var ne istiyorsun?!" dedim bağırarak. "Aaa. Yoksa o sevgilin korkup seni mi gönderdi. Vah vah. Bu kadar ezik olduğunu düşünememiştim. Bilseydim bizimkileri çağırmazdım."dedi. Eminim şu an Gökhan ona ezik denildiği için kuduruyordur. "Hayır ben kendim istedim. Belki konuşarak anlayabilirsin. Aaa tabii unuttum. Hayvanlar konuşamıyordu dimi."dedim. Laf koymaya çalışmıştım. Ama ilk okul bebeleri gibi olmuştu. Ama o an aklıma gelen tek şey oydu. Ama bu Berkay'ı sinirlendirmeye yetti. "Defne kapa çeneni." dedi sinirle. "Sen neden hala benim peşimdesin." diye sordum sinirle. Buraya kadar nasıl takip etti ki beni. Belkide tesadüfen karşılaşmışızdır. "Çünkü ilişkimizi sen bitirdin ve ben hala seni seviyorum."dedi. O yeşil gözleri çok güzel parlıyordu. Ama bu onu sevdiğim anlamına gelmez. "Ama sorun şu ki ben seni sevmiyorum. Şimdi ortada sorun kalmadığına göre olaysız bir şekilde dağılabiliriz. Ve sen de benim peşimi bırakıp başka kızlarla çıkarsın. Çevrende benden daha güzel kızlar var sonuçta." dedim ve oradan uzaklaşacaktım ki kolumdan tuttu ve beni kendine çekti. "Denemedim mi sanıyorsun? Kaç kızla denedim senin haberin varmı?! Ama olmuyo Defne olmuyo. Kimse senin yerini dolduramıyor." dedi ve beni kendine daha da yakınlaştırdı. Yemyeşil gözleriyle bana bakıyordu. Hayır. Hayır buna aldanmamalıyım. Gözlerimi kaçırdım. "Bana bak Defne. Gözlerimin içine bak. Hala anlamıyormusun." dedi ve elleriyle yüzümü tutup gözlerini bana dikti. Yüzümü yüzüm7me yaklaştırdı. Tam dudaklarıma yapışacakken yüzümü çevirip kulağına "Ben artık değiştim. Yanlış adres." diyip özel bölgesine tekmeyi geçirdim. Acıyla inledi. Arkada ki iki adam bana doğru yürümeye başladı. O sırada bizimkiler çıktı. Gökhan beni sertçe kenara itti. Bir an için arkamı döndüm. Ama sonra baktım ki Su ve Deniz adamların sırtına atlamış. Deniz yoruldu ve indi. Sonra ayrıldılar. Adamlardan biri cebinden çakı çıkardı , Berkay ise tabanca! "Ber-Berkay. Bırakın onu. Sakın Berkay sakın!" dedim. Çakı olan adam Kayra'ya doğru ilerlemeye başladı. Elinde bir şey olmayan elini yumruk yapıp Alp'e doğru yürüdü. Berkay bizi korkutmak için bir el havaya sıktı. "Berkay bırak onu. Lütfen." dedim. Çakılı adam Kayra'ya saplicakken Deniz Kayra'yı yere itti. Ama sıyırmıştı. Deniz'in karnı kanıyordu. Berkay elindeki tabancayı yere doğrulttu. Yere atacağını zannedip Deniz'in yanına gittim. Sonrada bir el silah sesi duydum. Berkay şok olmuş bi ifade ile bana bakıyordu. Ve Gökhan yerde kanlar içindeydi. O an başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Hemen Gökhan'ın yanına gittim. "Gökhan! Gökhan iyimisin?!" dedim. Ne yapıcağımı şaşırmıştım. "He he süperim." dedi yorgun bir sesle. "Çok canın yanıyomu?" diye sordum. "Belki. Biraz. Evet." dedi yorgunca. Biliyordum. Böyle olacağını biliyordum. Geber Defne GEBER! "Çok mu?" "Belki." dedi.". Hırkasını açtım ve üzerinden çıkardım. "Ne yapıyorsun Defne?" diye sordu Su. Şu an Gökhan dan başka hiçbirşey düşünmüyordum ve sorusunu duymazdan geldim. Kayra'dan hırkasını istedim. İki hırkayı birleştirip güzel bir yastık yaptım ve başının altına koydum. Sonra kendi hırkamı çıkarıp yarasının üzerine koydum. Siyah t-shirtü kan nedeniyle bordoya dönmüştü. "Of ne bekliyorsunuz. Arabayı çalıştırın!" dedim sinirle. "Gökhan özür dilerim." dedim ağlayarak. "Ağlama." dedi kesik kesik. Sonra Alp ve Kayra geldi. Gökhan'ı kaldırdılar. Hemen arabanın arkasına gittim. Gökhan'ın başını dizlerimin üzerine koydum. Ellerimi o yumuşak saçlarının arasında gezdirdim. Yavaş yavaş gözlerini kapatmaya başladı. "Sakın Gökhan. Kapatma gözlerini." dedim. "Çok mu kanıyo?" diye sordu. Evet çok kanıyo. T-shirtinde siyah yer kalmamıştı. Benim hırkamda kan olmuştu. "Hayır. Hiçkanamıyo." diyip yalan söyledim. Kahretsin. "Uykum geldi." dedi. "Hayır zamanı değil. Gözlerini açık tut. Bak yaklaştık hastaneye." dedim. Gözlerimden istemsizce yaşlar akıyordu. Ellerini zorla kaldırdı ve gözlerimin yaşlarını sildi. "Ağlama Defne. İyileşcem." dedi güçlükle. Hastanenin bahçesine girdik. "Ordan iyileşmeden çıkarsan seni döverim." diye fısıldadım. "Tamam"dedi gülerek. Gerçi gülemiyordu da. Gökhan'ın hırkasını aldım. Bu sıradada hemşireler Gökhan'ı sedyeye alıyordu. Hemen ameliyata aldılar. Deniz'e dikiş attılar. Ve serum verdiler. Su ve Alp Deniz'in yanında kaldılar. Kayra benim yanımda kaldı. İçeriden hemşireler çıkıp giriyorlardı. Kalpın yine sıkışmaya başladı. Aynı zamanda ağlıyordum. Ardından Alp ve Su geldi. İçeriden doktor çıktı. "Durumu nasıl?!" diye sordum acaleyle. "Kendinizi her ihtimale karşı hazırlayın. Çok kan kaybetmiş." dedi ve gitti.~Gökhan'dan~
Zifiri karanlıktan bembeyaz bir yere doğru ilerliyordum. Sonunda kurtuluyorum. Bu dünyadan kurtuluyorum. Tiz bir çığlık duydum. Ardından bağırarak Gökhan. Bu ses Defne'nin sesiydi. Ben onu yalnız bırakamazdım. Olmamalıydı. Onun için yaşamayı göze alabilirdim. O bembeyazlıktan tekrar o zifiri karanlığa doğru yürüdüm.~Defne'den~
Gidemez. Beni bırakıp gidemez. Duvara yaslandım ve ağlamaya başladım. O olmassa yapamazdım. Kayra bana doğru geldi bana sarıldı "İyileşicek Defne bak biz burdayız." dedi. "Hayır. Ben onu istiyorum. Benim yüzümden ölemez orada ben olmalıydım." dedim. Kendime kızıyordum. Onu neden kattımki olaya. Geber Defne. "Bak Defne senin bir suçun yok. Sakin ol. Biz senin yanındayız. Şimdi ameliyat bitcek. Gökhan çıkcak. Sakin ol." dedi Su. Bok sakin olurum. Ya ölürse. Kim bana "güzelim" dicek. Kalbim yine sıkıştı.~Kayra'dan~
Defne eliyle kalbini tutuyordu. Yüzü oldukça kötü görünüyordu. "Defne iyimisin?" diye sordum. "Evet" anlamında başını salladı. Gözlerini kapatıp derin nefes almaya çalıştı. Onu oturtturdum. "Defne bana bak." dedim. Ama bakmadı. Bi de sana bişey olmasın. Bayıldı. Yine bayıldı. Hemen onu kucağıma alıp acile götürdüm. Serum taktılar. Kısa sürdü. Deniz'in yanına gittim. "İyi misin?" dedim yarasının olduğu yeri tutarak. "Biraz acıyor." dedi. "Kıyamam sana." dedim ve ona sarıldım. Sonra birlikte ameliyathanenin önüne geldik. Defne hala ağlıyordu. Salak işte. Seviyor. Sevmesen o kadar ağlamassın. Ama şu an Gökhan daha önemli.~Defne'den~
Serum yedim. çk malca. Her şey saçma. Ameliyat hanenin kapısı açıldı. Sedye ile Gökhan'ı yoğun bakıma götürdüler. "Yanina gidevilirmiyiz?" diye sordum. "Evet ama fazla yormayın." dedi doktor. Hemen fırladım. "Gökhan." dedim fısıldıyarak. "He" dedi. "Özür dilerim." dedim. Cok pişmanım. "Bir daha kendini suçlama. Şimdi yat uyu yorgun gözüküyorsun."dedi yorgunca. Yavaş yavaş gözlerini kapattı. Yanağına bir öpücük kondurdum ve odadan çıktım...********
Uzun bölüm. Geç oldu ama. Lütfen vote ve yorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Tayfa
Teen FictionDefne yalnızlığa alışmış bir kızdı. Taki en yakın arkadaşı Deniz olana kadar. Birbirlerini çok seven iki genç kız ve onları seven iki erkek Not : Küfür ve argo kelimeler vardır. Ve kitaptaki tüm kişiler hayal ürünüdür. Hiçbir şeyin gerçeklik payı yo...