YAZARIN AĞZINDAN...
Chanyeol çalan telefon melodisiyle uyandı. Hemen yanındaki küçük bedene bakarak gözlerini ovaladı. Kafasını diğer tarafa götürdüğünde telefonun parıldayan ışığıyla gözlerini kıstı. Telefonu eline alarak kimin aradığında bakmadan açtı. Uykulu bir tonda;
"Gecenin bu saatinde arayan kim?" Dedi.
"Chanyeol..." Gelen sesle hemen yatakta diklendi. Arayan babasıydı. Ama gecenin bu saatinde neden aramıştı ki?
"Efendim baba? Ne oldu gecenin bu saatinde?" Dedi endişeli bir tonda. Baya bir endişelenmisti çünkü babası onu hiç bir zaman gecenin bu saatinde aramazdı.
"Chan... fazla uzatmayacağım ve konuya gireceğim. Yarın hemen şirkete gel. Toplantı var." Dedi. Chanyeol itiraz edecekti. Yarına Ae Cha ile ilgili planlar yapmıştı.
"Ama baba-"
"Aması maması yok Chan. Yarın hemen geliyorsun o kadar." Dedi ve telefonu yüzüne kapattı. Chanyeol derin bir nefes aldı. Telefonu yatağın yanındaki komidine koyarak kendini yatağa attı. Yanında yatan küçük bedene tekrar baktı. Ona uykusunu aldırmadan dakikalarca bakmaya başladı. Ona bakarken sanki Chanyeol için zaman duruyordu. Önceden de hep bunun hayalini kurmuştu. Yanında onun uyumasını, sabaha onun o bebeksi yüzünü öperek uyanmak istiyordu. Gerçekleşmişti de...
Aslında, her şey tam tersindeydi. Her şey bir plan üzerineydi. Ae cha ilk şirkete geldiğinden beri ona aşıktı. O yüzden bu evlenme planını yapmıştı. Plan işe yaramıştı da. Ae Cha'nın babasının REDMOON'a borcu yoktu. Hiç bir zaman da olamamıştı. Ae Cha'nın babasına yüklü bir miktarda para verilmiş ve bu evliliği yaptırmasını istemişti. Ve istediği de olmuştu. Şu an yanında yatıyordu.
Ae Cha'ya yaklaşıp kafasını göğüsüne yerleştirdi. Onun için yarın zor bir gün olacaktı.
"NE DEMEK BATIYORUZ!!!" Dedi Chanyeol ellerini saçlarından geçirirken.
"BİLDİĞİN BATIYORUZ!!! SEN AE CHA'YA ZAMAN AYIRACAĞINA İŞLERİNE ODAKLANSAYDIN BÖYLE OLMAZDI!" Dedi bağırarak babası. Haklıydı. Ae Cha ile birlikte yaşamaya başladığından beri işleri düzgün gitmiyordu. Şirkete anca babasının çağırması ile geliyordu. Bu işlerden çıkmak istiyordu. Yeni bir hayat kurup sadece Ae Cha ile kendisinin olmasını istiyordu. Ama bir yandan da işini yapması gerekiyordu. O hayaller öyle bir anda olmuyordu. Çalışmak, çabalamak gerekiyordu.
Hemen kendini koltuğa atıp dosyaları incelemeye başladı. Şirketin %65'i borca batmıştı. En az 1 yıl çalışarak bu iş çözülebilirdi. %65... şirket için çok büyük bir orandı. Chanyeol yerinden kalktı.
"Peki baba. Çalışacağım. Kendimi işlerime yönlendireceğim. İzninle." Dedi ve çantasını alıp kendi odasına yöneldi. Direkt masasına oturup çantasını açtı. İçinden gerekli olanları çıkardıktan sonra telefona uzandı. Sekreterinin numarasını tuşlayıp açmasını bekledi.
"Ne istemiştiniz Bay Park." Dedi sekreter.
"İki yıllık plan, kâr-zarar dosyalarını getir."
"Ovvv kanka yanlız senin hayatın banya aksiyonlu. Zorla evlenmeler falan." Dedi Chen gülerken. Ae Cha salonda Chen ile oturmuş sohbet ediyordu. ChanYeol evde olmadığından dolayı saat dörde kadar evde takılmış ondan sonra da Chen'i eve çağırmıştı. Oteldeyken arkadaşça konuşmaları gitmişti. Yerine bildiğimiz kanka konuşmaları gelmişti. Hatta Chen Ae cha'ya çocukluk anılarından kimleri trollediğine kadar anlatmıştı. Sıra Ae Cha'daydi..
"İşte benim hikayem seninki kadar mutlu değil. Hayatımın senin gibi olmasını isterdim Chen." Dedi uzaklara doğru bakarken Ae Cha. (Düzenleme, camndan bahçeyi izliyor gençler.) Chen şaşkınlıkla ona döndü.
"Nasıl mutlu olmazsın? O kadar paran var. Her şeyi yapabilirsin!" Dedi. Son cümlesinde ise ayağa kalkıp kollarını açmıştı. Ae cha kolundan tuarak oturttu. Kafasını sağa-sola salladı.
"Mesela sen paran olmasa da mutlusun. İşte bende senin gibi değilim Chen. Para her şeyi çözmüyor. Daha çok mutluluğunu kısıtlıyor. Paran varsa derdin var Chen." Dedi. Ikisinde bir birine bakmaya başladılar. En az bir dakika geçtikten sonra kahkaha atarak gülmeye başladılar. Deli gibi gülüyor ve bir birilerine vuruyorlardı. Bir kaç dakika sonra kendilerine geldiler. Ae Cha tam bir şey diyecekti ki Chen'in telefon sesi odayı doldurdu. Chen telefonu cebinden çıkardı. Arayan lanet patronuydu. Hemen açtı. Ama bir şey denilmesine izin vermeden patron cümlesini söyleyip telefonu kapatmıştı.
"Hemen gel."
Chen, telefonu kulağından uzaklaştırdı. Ae Cha kafasını 'hayırdır' anlamında salladı. Chen ellerini sallayıp ayağa kalktı.
"Patron çağırıyor bebek." Dedi. İlk başta dediği şey Ae cha'nın garibine gitti. Sonradan da anladı. Yerinden kalkıp;
"O patronun var ya ben..." Dedi. Chen güldü. Kapıya yönelerek ceketini aldı. Ae Cha arkasından gelerek giymesine yardım etti. Chen önüne dönüp sırıttı.
"Şu an evli çiftler gibiyiz." Dedi dudaklarını büzerek Ae Cha'nın yüzüne uzattı. Ae Cha gülerek eliyle dudaklarına sertçe vurdu. Chen yüzünü ekşiterek elini dudaklarına götürdü.
"Hey...acıttı." Dedi. Ae Cha karşısındaki tatlılığa bakarak.
"Öpeyim de geçsin." Dedi. Chen kafasını sallayarak dudaklarını tekrar Ae Cha'ya uzattı. Ae Cha saçından tutarak dışarıya çıkardı.
"Ben evliyim Bay Chen. Hadi şimdi doğru işine." Dedi. Chen atılmanın hissiyle yüzünü astı. Saçlarını tutarak.
"Bak gidiyorum ama." Dedi muzipçe gülümserken.
"Sen hâlâ gitmedin mi? Defol." Dedi ve kapiyi sertçe kapattı. Kapının arkasına yaslanarak saate baktı. Saat şu an onbir buçuktu. Chen ile zaman ne kadar çabuk geçmişti. Nerdeyse abartısız 6 saattir konuşuyorlardı. Saate baktığında ne kadar geç olduğunu anladı. Chanyeol neden hâlâ gelmemişti. 'Elbet ki bir işi vardır' diye düşündü.
3 saat sonra...
Saat bire gelmişti. Ae Cha hâlen daha Chanyeol'u bekliyordu. Ayağa kalkarak kendisine kahve yapmaya gitti. Suyu ketıla koyarak suyun buharlanmasını izledi. Krem rengi mat dolaptan mavi kahve bardağını alıp içine kahvesini boşalttı. Ketılı eline anlarak suyu içine döktü. Aslında şekerli içerdi ama uyumamak için içine şeker katmadı. Çay kaşığıyla dibindeki kahveyi karıştırdıktan sonra salona geçti. Kahveyi dönmemeye özen göstererek koltuğa oturdu.
Chanyeol ise kağıtlarla boğuşuyordu. Son iki üç yıllık dosyaların hepsine bakmıştı. Şirketi kurtarmak içindi hepsi. Bu işte tek başındaydı. Elini kahvesine uzattı. Kolunu kaldırarak bardağı dudaklarına götürdü. Ağzında yayılan acı kahve tadıyla yüzünü buruşturdu. Bir yudum daha alarak kahve bardağını yerine koydu. Kolunda ki saatine baktığında saatin iki buçuk olduğunu gördü. 'Ne yani bu kadar zamandır bu dosyalarla mı boğuşuyorum?' Dedi kendi kendine. Aslında planı bu değildi. Gündüz yapamadığı planını akşam yapmayı planlıyordu. Ama o da olmamıştı. Kalan dosyalara baktı. Onlar yarına kalabilirdi değil mi? Kağıtları dosyalarına yerleştirmeye başladı. Nerdeyse hepsini kendi dosyasına koyduktan sonra buna daha fazla devam edemeyeceğini anladı. Ceketini uzun kollarından geçirerek geniş omuzlarına yerleştirdi. Araba anahtarını ve çantasını alarak dışarı yöneldi.
Asansör yerine merdivenlerden inmeyi tercih etti. Merdivenleri indikten ve görevlilere iyi geceler dedikten sonra arabasına binip gaza yüklendi.
Eve geldiğinde hiç bir ışık yanmıyordu. Kapıyı açarak içeriye girdi. Işığı açtı ve sessiz adımlarla salona yürüdü. Tam merdivenlere yönelmişti ki gözüne sehpahadaki kahve bardaklarını takıldı. Koltuğa yaklaştığında yatan minik bende ni gördü. Hemen koltuğun etrafından dolaşarak Ae Cha'nın yanına geçti. Kollarıyla küçük bendeni sarıp odasına götürdü.
Chanyeol, Ae Cha'yı yatağa yatırdı. Yatğın örtüsünü açarak yatılacak hâle getirdi. Ae Cha'nin üzerine örterek kendi odasına geçti. Dolabında birkaç parça kıyafet alıp ışık hızında giydi. Direk Ae Cha'nın odasına geçerek yanına yerini aldı. Ae Cha'nın yüzüne eğilip dudaklarına küçük bir buse kondurdu.
"İyi geceler karıcığım..."
*Düzenlendi.*
-mydamnloveinflames
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik | PCY
FanficBence okumayın ama siz bilirsiniz *Düzenlendi.* 1 at #exo-l Başlama tarihi, ??/??/2016 Bitiş tarihi, ??/??/2016 Düzeneleme bitişi, 23/07/2018