bugse_selamet adlı arkadaşım gönderdi bu yazıyı. Müsait olduğunuzda okumalısınız...... Holly'e neden kendini öldürmek istediğini sorduğumda, tembel bir insan olduğunu söyledi. Tembel olduğu için de değersiz olduğunu ve ölmeyi hakettiğini anlattı.Bilişsel terapiye olumlu yanıt verip vermeyeceğini anlamak için dikkatini çekeceğini düşündüğüm bir teknik uyguladım. Biraz rol yapma oynamayı önerdim... Holly, jüriyi, kendisinin ölümü hakettiğine inandırmaya çalışan bir savcıyı oynayacaktı. Ben de, onun her yaptığı suçlamanın geçerliliğini sorgulamaya çalışan bir savcı rolündeydim.Holly: Bu kişi için intihar hayattan kaçış olacaktır.David: Bu iddia dünyadaki herkes için geçerli olabilir. Yalnız bu, ölmek için ikna edici bir neden değil.Holly: Savcı, hastanın hayatının çok sefil olduğunu ve bir dakika daha dayanamayacağını söylemek istiyor.David: Bu zamana kadar dayanmış, belki biraz daha dayanabilir. Geçmişte her zaman sefil değildi, gelecekte de hep böyle olacağına dair bir kanıt yok.Holly: Savcı, kızın hayatının ailesine bir yük olduğunu belirtmek ister.David: Savunma, intiharın bu sorunu çözmeyeceğini çünkü intiharla ölümünün ailesi için daha yıkıcı bir darbe olacağını vurgulamak ister.Holly: Ama o ben merkezci, tembel, değersiz ve ölmeyi hak ediyor.David: Nüfusun yüzde kaçı tembeldir?Holly: Belki yüzde yirmisi... Yok, sadece onu.David: Bu da demektir ki yirmi milyon Amerikalı tembel. Savunma, onların bunun için ölmesi için seçilmesinin bir nedeni olamayacağını belirtmek istiyor. Tembellik ve aldırmazlığın depresyonun belirtileri olduğunu düşünüyor musun?Holly: Belki.David: Savunma, kültürümüzde insanların, hastalığı zatüre, depresyon yada başka hastalık da olsa ölüme mahkum edilmediğini ifade ediyor. Ayrıca, depresyon geçtiğinde tembellik kaybolabilir....Holly'nin intihar isteği sadecebilişsel çarpıtmalarının bir sonucuydu. Hastalığının, uyuşukluk va hayatla ilgisinin kesilmesi gibi belirtilerini gerçek kimliği ile karıştırmış ve kendini "tembel insan" olarak etiketlemişti. Holly insan olarak değerini başarısıyla özdeşleştirdiği için, değersiz olduğu ve ölmeyi hakettiği sonucuna varmıştı. Hiçbir zaman iyileşemeyeceğine ve ailesinin onsuz daha mutlu olacağına karar vermişti. Rahatsızlığını "Buna dayanamıyorum" diyerek arttırmıştı. Umutsuzluğu, falcılık yapma hatasının sonucuydu; mantıksızca, düzelemeyeceği kanısını edinmişti....Birçok yetişkin gibi tüm insanlığa karşı bir kin besliyor, yaşamanın artık bir manası kalmadığında ısrar ediyordu.Kendi değer duygusu hakkında olumsuz hissetmesinin yanısıra, Holly tüm dünya hakkında olumsuz ve yanılsama dolu bir görüş geliştirmişti... Nihilizm, kötümserliğin en uç halidir. Nihilizm, hiçbir şeyin bir gerçekliği ve anlamı olmadığı, tüm hayatın acı ve ızdırap dolu olduğuna inanmaktır. Holly gibi bir nihiliste, hayat acıdan başka hiçbir şey vaat etmez. O da kainattaki herkesin ve her şeyin özünün kötü ve felaket olduğuna ikna olmuştu... Holly ölümü mümkün olan tek kurtuluş gibi görüyor ve ölmek için can atıyordu. Sürekli yaşamanın acımasızlığı ve sefaleti üzerine öfkeyle şikayet ediyordu. Hayatın her zaman ve tümüyle dayanılmaz ve bütün insanların bunu düzeltebilecek becerilerden mahrum olduğunda ısrar ediyordu....Holly: Hayat yaşamaya değmez çünkü dünyada iyiden çok kötü var.David: Diyelim ki ben depresyondaki hastayım sen de benim terapistimsin. Sana bunu söylesem ne derdin?Holly: Seninle tartışamayacağımı söylerdim.David: Yani ben senin depresyondaki hastan olsaydım ve hayatın yaşamaya değer olmadığını söyleseydim, bana camdan atlamamı mı tavsiye ederdin?Holly: (Gülerek) Evet. Düşünüyorum da, yapılacak en iyi şey bu. Dünyada süregelen birçok olumsuzluğu düşündükçe, doğru olan bunlara gerçekten çok bozulmak ve depresyona girmek bence.David: Ve bunun avantajları ne? Bu dünyadaki kötü şeyleri düzeltmene mi yardımcı oluyor?Holly: Hayır. Onları zaten düzeltemezsin.David: Dünyadaki bütün kötü şeyleri mi yoksa bazı kötü şeyleri mi düzeltemezsin?Holly: Kayda değer bir düzeltme yapamazsın. Sanırım küçük şeyleri düzeltebilirsin. Bu kainatın tüm kötülüğünde bir çöküntü yaratamazsın.David: Şimdi, her günün sonunda eve gittiğimde kendime bunu söyleseydim, gerçekten altüst olabilirdim. Yani, ya gün içinde yardım ettiğim insanları düşünüp iyi hissedeceğim, ya da asla görme ve yardım etme fırsatım olmayacak binlerce insanı düşünüp ümitsiz ve çaresiz hissedeceğim. Bu beni felç ederdi, ve bu da hiç avantajlı bir durum olmazdı. Peki, felçli olmak senin için bir avantaj olur muydu?Holly: Pek olmazdı. Eee, bilmiyorum aslında.David: Felçli olmayı seviyor musun?Holly: Yok. Tamamen felçli olmadıkça yani!David: Bu nasıl olurdu?Holly: Ölmüş olurdum, bence böylesi daha iyi olurdu.David: Ölmüş olmanın zevkli olduğunu mu düşünüyorsun?Holly: Nasıl olduğunu bile bilmiyorum ki! Herhalde ölü olmak ve hiçbir şey hissedememek korkunç olsa gerek. Kimbilir?David: Yani korkunç da olabilir, hiçbir şey de olmayabilir. Hiçbir şeye en yakın şey anestezide olduğun an. Sence bu zevkli mi?Holly: Zevkli değil, ama zevksiz de değil.David: Zevkli olmadığını kabul etmene sevindim. Ve haklısın, hiçbir şey hakkında zevkli olan bir şey yok. Ama hayatta bazı zevk alınacak şeyler var.Holly: Ama görüyorsunuz, hayatta zevk alınacak o kadar az şey var ki! Ve bu azıcık şeye ulaşmak için de bir sürü uğraş veriyorsunuz ve bence buna değmez.David: Kendini iyi hissettiğinde nasıl düşünüyorsun? O zaman da değmesiğine inanıyor musun, yoksa sadece kötü hissettiğinde mi?Holly: Neye odaklanmak istediğime bağlı, değil mi? Depresyona girmememin tek yolu dünyada beni depresyona sokan şeyleri düşünmemem. Doğru mu? Yani iyi hissettiğimde, güzel şeylere odaklanıyorum demektir? İyiden daha çok kötü olduğu için, sadece iyiye bakıp mutlu olmak sahtekarca ve düzmece, işte bu yüzden intihar yapılacak en iyi şey.David: Dünyada iki türlü kötü şey vardır. Birisi kötüymüş gibi olandır. Bu, düşüncelerimizle yarattığımız, bir hayal ürünü olan gerçek olamayan kötü.Holly: (Keserek) Ama, gazeteyi okuduğumda, tecavüzler ve cinayetler görüyorum. Bu, gerçek kötüymüş gibi görünüyor.David: Doğru. Bu benim gerçek kötü dediğim şey. Ama önce kötüymüş gibi olana bakalım.Holly: Nasıl yani? Ne demek istiyorsunuz kötüymüş gibi demekle?David: Senin hayatının güzel olmadığını söylemeni ele alalım. Bu ifade doğru olmayan bir abartma. Senin de belirttiğin gibi, hayatın iyi tarafları, kötü tarafları ve bir de ikisinin ortası var. Yani hayatın güzel olmadığını ya da her şeyin umutsuz olduğunu söylemen abartılı ve gerçek dışı! Öbür yandan, hayatta gerçek problemler var. İnsanların katledildiği yada kansere yakalandıkları doğru, ama tecrübelerime göre bunlar baş edilebilir şeyler. Aslında, hayatında, belki de çözümüne katkıda bulunabileceğini düşündüğün bir probleme kendini adama kararı vereceksin. Ama orada bile, anlamlı yaklaşım, problemden bunalıp geriye yaslanarak sızlanmak değil, ona olumlu bir şekilde yaklaşmaktır.Holly: İşte ben bunu yapıyorum. Yani rastladığım kötü şeylerden hemen bunalıp kendimi öldürmem gerektiğini düşünüyorum.David: Tamam. Hiçbir problemin ve acının olmadığı bir evrende yaşamak güzel olurdu, ama o zaman da insanların gelişip bu problemleri çözme şansı olmazdı. Öyle günlerinden birinde, dünyadaki problemlerden birini alıp çözümüne katkıda bulunmak belki senin için de tatmin edici olacak.Holly: Problemleri bu şekilde kullanmak adil değil.David: Bunu neden test etmiyorsun? Kendin test edip doğruluğunu görmeden benim dediğim hiçbir şeye inanmanı istemem. Bunu test etmenin yolu işlerin içine girmek, derslere gitmek, işini yapmak ve insanlarla ilişki kurmak. Holly: Bunu yapmaya başlıyorum zaten.David: Bir süre nasıl gittiğine bakarsın, yaz okuluna gitmek ve bu dünyaya bir katlıda bulunmak, arkadaşlarla buluşmak, aktivitelere katılmak, yeterli notlar almak ve yapabildiklerinden başarı ve mutluluk hissetmek. Bunlar sana tatmin edici gelmeyebilir, ve "Hey, depresyon bundan iyiydi!", "Mutlu olmayı sevmiyorum" ya da "Hayata katılmayı sevmiyorum" diyebilirsin. Bunlar doğruysa, her zaman depresif ve umutsuz olma haline dönebilirsin. Senden hiçbir şey almayacağım. Ama denemeden, mutluluğu yıkma. Bir bak. Hayatın, katılıp bir çaba sarfettiğinde nasıl olduğunu gör. O zaman göreceğiz, bakalım parçalar nasıl yerlerine oturuyor.Holly, dünyanın güzel ve hayatın yaşamaya değer olmadığına dair yoğun inancının, olaylara kendi mantıksız bakışından kaynaklandığını farkederek kısmen de olsa bir duygusal rahatlama hissetti. Sadece olumsuzluklara odaklanma hatası yapıyor (zihinsel süzgeç) ve ısrarla dünyadaki olumlu şeylerin sayılmayacağını söylüyordu (olumluyu geçersiz kılmak). Sonuçta, her şeyin olumsuz olduğu ve hayatın yaşamaya değer olmadığı izlenimine kapılıyordu. Düşüncelerindeki bu hatayı düzeltmeyi öğrendikçe, biraz gelişme göstermeye başladı....Holly'nin düşünceleri intihar dürtülerine sürükleyebilecek zihinsel tuzakların birçoğunu temsil ediyor. İntihar eğilimli hastaların neredeyse tamamının ortak noktası ümitsilik ve çözülemeyecek bir ikilemde kaldıklarına olan inançları. Düşüncelerinizdeki çarpıtmaları ortaya çıkardığınızda gerçek bir duygusal rahatlama hissedeceksiniz. Bu size umur ışığı verebilir ve tehlikeli bir intihar girişiminden kaçınmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, duygusal rahatlama, hayatınızda daha ciddi değişiklikler yapmanız için nefes alma fırsatı verecektir.Yazarı Dr. David Burns olan İyi Hissetmek adlı kitaptan alıntıdır!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SIRLAR
De TodoSIRLAR adlı kitabın devamıdır. 400. Sırdan itibaren buradan devam ediyor. AwesomeWrite