Ben 350. Sırrın sahibiyim;))* Bakın ben 14 yaşındayım. Ki bu zamana kadar bana çok ağır gelen şeyler yaşadım. Tacize uğradım(Bunu kimse bilmiyo), nefret edildim, kendimden nefret ettim, annem gözlerimin önünde yüzlerce kez sinir krizi geçirdi, hep birileriyle kıyaslandım, hiç bir zaman 'en' olamadım. Herkes yapmacıktı. Hiçkimse kendi olmuyordu. Oyunculuklarını kullanıyolardı. Sonra bende onlar gibi davranmaya başladım. En iyi arkadaşım dediğim kişi, aslında hiç en iyi arkadaşım olmadı. Kardeşim dediğim kişiler ben nefessiz kalana kadar ağlarken yanımda değillerdi. Ben sıkıcıydım. Çirkin sayılırdım. Ruhum yaralarla doluydu. Ama bunu kimseye göstermedim. Hiç 'en' olmadim. Hiç bir konuda. Kimsenin umrunda olmadım. Benden her konuda daha iyi daha güzel bir kuzenim(Aynı yaştayız) var, benden her konuda daha iyi arkadaşlarım var. Hiç bir yeteneğim yok. Bir tek çizimim iyiydi, oda artık iyi değil. Sesim kötü. Yanımdakilere kıyasla çirkin sayılırım. Kötü biriyim. Hiç iyi olduğumu düşünmedim bile. İnsanlara karşı hep soğuktum. Onlarda bana karşı soğuktu. İstemiyordum onlari. Ben bana yeterdim. İç seslerim yeterdi bana. Ben önceden kendine güvenen biriydim. Arkadaşları çok, mutlu, umursamaz. Güvendiğim tek şey ise saçlarmdı. 12 yaşında kapandım. Annemin zoruyla. Sevdiğim tek şeyi örttüm. Kendime güvenim gitti. Aynaya baktığımda içimden bir ses bağırıp duruyordu bu sen değilsin diye. Önceden cesurdum. Net, dobra. Ama şimdi, korkak ,özgüvensiz, kararsız, duygusuz. Kapandıktan sonra bir iki kere daha tacize uğradım. Akraba tacizleri. Hemde kim tarafından? Dayım! Öz dayım!Kendimden nefret ettim. Sinir krizleri geçirdim. Birde bunlar yetmezmiş gibi etrafımdakilerin ırkçılığı vardı. Annem türk babam kürttü. İki tarafta 'Yok kürtler böyle, Yok türkler böyle' diye aşağılardı birbirini. Tabi benim kırıldığımı veya üzüldüğümü anlamazlardı. Özellikle beni taciz eden pislik yapardı bunu. Sırf beni üzmek için. Ve ben artık iyice kendimden nefret ettim. Herkes annemle arkadaş gibi yakın olduğumu sanardı. Annemde öyle. Ama hiç ona yakın olmadım ki. Annem 17 yasindayken doğmusum ben. O neye üzüldüyse bana belli etmemeye calisiyordu. Ama ben daga 4 yasindayken bile anliyordum olanlari. Babam kardeşlerini hep daha çok önemserdi bizden. Ben babamdan yemediğim dayağı amcalarımdan yerdim. Hele daha 4 yaşındayken beni bir kolumdan tutup, sirf onun istediğini yapmadigim için, balkondan aşağı sallandırması. "Seni burdan atiymi?" derkenki o pislik gülüşü, yerin ayaklarımın altından kayışı.bunu cok yapmisti. Hepsini hatirliyorum. Beni asagi atmamisti ama hiçkimse bilmiyordu bu olaylarin beni ne kadar etkilediğini. Sonra ben yavaş yavaş koptum bu dünyadan. Odama gidip saatlerce hatta günlerce hayal kurmaya basladim. Bambaska biri oluyordum hayal dunyamda. Bambaska bir hayat, bambaska arkadaslar. Mutlu biri oluyodum. Ama hayalimde kötu bir sey yaşasam etkisi cok buyuk oluyordu. Sinir krizleri geciriyordum. Mutlu olunca cok mutlu. Üzgün olunca cok üzgün.Bu aralar ise artik gercek hayatla hayal dunyami karistirmaya basladim. Ama korkmuyorum bir seyden. Hayallerim gerceklerime karışsa daha mutlu olurum. Sanki gerçek hayatım çok güzel(!). Bunlari niye yaziyorum hic bi fikrim yok. Ama eğer buraya kadar okuduysanız çok teşekkür ederim. Eğer bana bi soru sormak isterseniz yoruma birakin ben sizi özelden cevaplarim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SIRLAR
AléatoireSIRLAR adlı kitabın devamıdır. 400. Sırdan itibaren buradan devam ediyor. AwesomeWrite