Bölüm 6

112 12 3
                                    


                Kampın ikinci günüde bitmek üzereydi ve hiç bir şey planladığım gibi olmadı. Roni ve Arven hala yoktu hava kararıyordu ve yalnızdım. Gece ateş yada fenerde yakmak istemiyordum şantiyede çalışan işçiler korkutucu gelmişti bana.Yerimi bilmeseler daha iyi olacaktı ama pikabın yerini görmüşlerdi ve kamp alanını bulmaları hiçte zor olmazdı. İsviçre çakımın bıçak kısmını açtım ama bıçağın boyuna bakınca çokta ölümcül olmadığını fark ettim. İtiraf etmeliyim kampı toplayıp gitmek aklımdan geçti  ama dostlarımı arkada bırakma düşüncesi bu fikri hemen beynimden attı. Neredeydi dostlarım iyice merak etmeye başlamıştım. 

               Saat 22.00 olduğu halde dostlarımdan haber yoktu. Biraz dinlenmek amacıyla çadırın içine uzandım uyumak mümkün değildi . Gördüklerimi yeniden düşünmeye başladım tamam çevreye zarar veren bir grup madenci şantiye kuruyor ama normal olmayan bir sürü olayda oluyordu. Bu durum endişelerimin katlanmasına neden oldu. Neydi o tuhaf dini ayinler çığlıklar.Mutfaktaki hayvan leşleri ve neredeyse çiğ tükettikleri etler. Çalışan işçilerin ürkütücü tiplerini de ekleyince  uyumak  mümkün olamıyordu. İnsanlık yoldan çıkmıştı bunu biliyordum ama bu kadar sapıttıklarını da ilk kez görmüştüm. 

               Saat 23.00 a geldi ve hala dostlarım yoktu. Makinelerin uğultusu kesildi. Bu durum nedense bende tedirginlik yarattı erken paydos etmişlerdi. Bir yarım saat daha geçti uykuya dalmak üzereydim sol tarafımdan kırılan bir dal sesi duydum gelen vardı çadırın içindeydim kolay hedeftim ve gelenler dostlarım değilse şu sapıklardır diyerek  çadırdan sessizce çıktım zifiri karanlıkta beni görmediklerini umarak kuzeye doğru 15 metre mümkün olan en sessiz biçimde süründüm büyükçe iki ağacın arasına girerek kuzey ve güney yönümü sağlama aldım. Karaltıları gördüm bunlar dostlarım değildi. Sessizce çadıra yaklaşıyorlardı zarar vermeye niyetleri yoksa neden sessizdiler ve sessiz olmaya neden dikkat ediyorlardı.İsviçre bıçağımı çadırda açık vaziyette o panikle unutmuştum ve tedirginliğim korkuya dönüşmeye başlamıştı.  Kaç kişi olduklarını sayamadım zifiri karanlıktı ve gökyüzü bulutluydu ay ışığından da fayda göremiyordum.  Çadırın içini karıştırdıklarını duyuyordum birbirleri ile fısıldaşarak konuşuyorlardı ne dedikleri anlaşılmıyordu. Birden sağ tarafımdaki yerden bir karaltı çıktı ve sertçe kafama vurdu fark edememiştim sersemledim yere düştüm diğerleri de başıma toplandılar kafamı kaldıramıyordum sürekli vuruyorlardı sadece korunma amaçlı tekmelerini savuşturmaya çalışıyor bir yandan da analarına bacılarına ağzıma ne gelirse sövüp sayıyordum bir tanesi boğazımı sıkmaya başladı ulan buraya kadarmış dedim herifin pis sakalı enseme değiyordu ve iğrenç kokuyordu. Bitmişti artık. Hala kaç kişi olduklarını sayamamıştım ama bu dakikadan sonra da önemi yoktu . Ölüme bir adım kalmıştı ki hırlamaları duydum. Dostlarım gelmişti boğazımdaki el gevşedi ve birden yere düştü bende önümde duran karaltıya tüm gücümle vurdum ondan sonrasında Allah ne verdiyse artık sağlı sollu giriştim pislik heriflere. Çadırın yakınlarındaydık ve elime bıçağım geçti. Bu arada Roninin adamın birisinin boğazını yakaladığını  çenesini kilitlediğini ve kafasını sağa sola salladığını gördüm. Arveninde hırlamaları kulağıma geliyordu elimdeki bıçağı salladım ve bir bıyıksız sakallının karın boşluğuna geldiğini hissettim. Bu arada karanlıkta ayağım takıldı ve düştüm. Kafamı sert bir yere vurduğumu hatırlıyorum.   

                      Kendime geldiğimde sabah olmuştu Roni suratımı yalıyordu ve başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Etrafıma bakındım  cesetleri gördüm dört kişiymişler bir tanesinin donu inikti anlaşılan beni sadece öldürmekle yetinmeyeceklermiş oruspu çocukları. Roni ve Arven bıyıksız sakallıların boğazlarını parçalamışlardı.İki köpeğin çok güçlü olsalarda dört kişiyi parçalamasına şaşırdım. Her yer kan içinde kalmış olmasına rağmen Toprak ana bu kanı hızla emmiş ve sadece kahverengi lekeleri iz olarak bırakmıştı. Düşünmem gerekti hemde çok hızlı düşünmem ve karar vermem bu pisliklerin leşlerinden kurtulmalıydım yoksa kanun hem benim hemde dostlarımın yakasına yapışırdı. Ülkemde nefsi müdafaa sadece 3 yıl az hapiste kalmanı sağlıyordu o kadar bu riski alamazdım. Gökyüzünde bulutlar çoğalıyordu ve şiddetli bir yağmur beni bekliyordu. Roni ve Arvene teşekkürlerimi dağılmış eşyalarımın arasından bulduğum kemiklerle sundum ve başımdaki kan lekelerine bakmadan hemen işe koyuldum. Cesetleri ormanın derinliklerine götürmem çok zor oldu hepsi eşek ölüsü gibi ağırdılar ve ormanda bulduğum çukura dördünüde atmam saatlerimi aldı. O kadar öfkeliydim ki Roninin yaptığı gibi üzerlerine işedim. Benden sonrada Arven kakasını cesetlerin üzerine boca etti. Kamp alanına döndüm önce elimi yüzümü temizledim ve adamlardan geriye kalanları aradım pek bir şey yoktu. Bu arada yağmurda başladı bulutlar sağ olsun ben işimi bitirene kadar beklemişlerdi. Çadırı yeniden kurdum Roni ,Arven ve ben çadırın içine girdik ve dinlenmeye başladık. Kafamdan bin türlü düşünce geçiyordu sakinleşmeliydim hemde hemen.   

                       Kampın üçüncü günüydü gitmeliydim.Eşyalarımı çok hızlı ve dikkatli bir biçimde topladım geride bir şey bırakmak istemiyordum.  Hızla pikabın yanına gittim Roni ve Arveni çağırdım isteksizce geldiler pikaba binmelerini istedim ama binmediler. Yolun aşağısından bir köylü geldiğini fark ettim acaba olayları biliyormuydu yoksa tesadüfenmi buradaydı bu kafa karışıklığının anlamı yoktu yanıma gelince öğrenecektim nasıl olsa. Köylü önce uzaktan selam verdi bende selamı aldım. Yanıma geldiğinde bu adamında bıyıkları olmadığı halde sakallarını uzatmaya başladığını fark ettim. Bir pisliğe dönüşüyordu anlaşılan. Adam Roni ve Arvene pis pis bakarak "senin mi " diye sordu evet dedim. "Nereye gidiyorsun" diye sordum şantiyeye gittiğini söyledi. Köyde "ne var ne yok" dedim" köy iyi "hemde çok iyi dedi" hayırdır" dedim "köyün köpekleri kedileri yılanları çıyanları böcekleri ortadan kaybolduda ondan "dedi. Arven ve Ronide son iki gündür uzun süreli bir yerlere gidiyordu durum gittikçe esrarengiz bir hal almaya başladı. Adamın dediği doğru ise sadece köpekler değil tüm hayvanlar ortadan kaybolmaya başlamıştı. Ormana ilk geldiğimde hiç bir hayvan sesi duymamam bu nedenden olabilirmiydi. Köylü başka bir şey söylemeden  o uğursuz şantiyeye doğru yürümeye başladı.

                   Gitmek için yeniden hareketlendim araç tamamdı cep telefonumu pikapta bırakmıştım. Onu ararken Roni telefonu ağzına alıp bana getirdi ailemi arayacaktım. Roni ve Arven beni sürekli dürterek aramama engel oldu ve pikabın önüne geçip ileri geri koşmaya başladılar onları  takip etmemi istiyorlardı. Dostlarımla konuşur gibi anlaşabiliyorduk onları takip etmeye karar verdim.

Dünyada Hayvan OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin