-Erdem'in duruşma sırasında düşünceleri-
''Seni anlamaya çalışıyordum. Artık sana sahip olmaya hakkımın olmadığını biliyordum. Sen ve ben artık farklı dünyaların insanıyız. Bunu dünyadaki herkesten daha iyi anlamıştım. Bu kadar ileri gitmeseydin de, seni unutmayı düşünüyordum. Bu kadar ileri gitmeseydin de, seni gitmek istediğin kişiye göndermeyi düşünüyordum!''
***
Erdem, ''Nasıl bir dünyada yaşıyorsunuz siz, Hanımefendi?'' diye sordu. Seher bir süre bekledikten sonra, ''Anlatsam bile, anlayabilir misiniz? Sizin gibi birisi.'' dedi. Erdem, ''Haklısınız. Bu dünya bana yeterince zalim geliyor.'' dedi. Hakim, ''Erdem Bey.'' diye uyardı. Erdem hakime döndü. Hakim, ''Seher Hanımın ifadesi hakkında ne söyleyeceksiniz?'' diye sordu. Erdem, ''Vural benim küçüklüğümden beri tanıdığım, kardeşim dediğim bir insandır. Aynı yetimhanede büyüdük. Aynı kaptan yemek yedik. Aynı tastan su içtik. Vural'ı öldürmem için hiçbir sebep yok sayın mahkeme reisi.'' dedi. Hakim, ''Peki ifadenize inanmamızı gerektiren nedir? Tanık sizin öldürdüğünüzü söylüyor.'' dedi. Erdem, ''Öyleyse ya Seher Hanım ya da ben, birimiz yalan söylüyor.'' dedi. ''Anlaşılan o ki iddia makamı da eski dosyaları karıştırarak 7 yıl önce başımdan geçen olayı incelemiş.'' dedi. Ardından, ''Lakin kimsenin bilmediği bir hakikat var. 7 yıl önce olan cinayeti ben değil, bizzat Seher Hanım işledi. Seher Hanım muhabir olduğu için, basına yayılırsa muhabirlik hayatının sona ereceğini; ve açıklanırsa yaşayamayacağını söyledi. Suçu ben üstlendim.'' dedi. Hakim, ''Neden?'' diye sordu. Erdem tiksintiyle, ''Çünkü seviyordum.'' dedi. Hakim, ''Bu hususta, elinizde herhangi bir delil var mı savunma makamı?'' diye sordu. Beril şaşkınlıkla izlerken hakimin sözüyle kendine geldi. ''Hayır yok, mahkeme reisi.'' dedi. Hakim, ''Öyleyse bu söylediklerinize inanmamızı bekleyemezsiniz Erdem Bey. İddia ettiğiniz şeyi kanıtlamakla mükellefsiniz.'' dedi. Erdem, ''Ben sadece 7 yıl önceki cinayetin şuanki dosyayla bir ilgisi olmadığını söylemek istedim.'' dedi. Savcı, ''Yine de göz önünde bulundurmamız gerektiğini düşünüyorum.'' dedi. Erdem, ''Söz alabilir miyim, sayın mahkeme heyeti?'' diye sordu. Hakim, ''Buyrun.'' dedi. Erdem, ''Olayın olduğu gün uyuşturucu satıcılarıyla anlaşmıştım, depoya gidiyordum. Depoya vardığımda kimse yoktu. Bu sebepten görgü tanığının olması da mümkün değildir. Cinayeti işleyen kişi aynı zamanda beni ihbar eden kişi, beni çok yakından tanıyan birisi olmalı. Uyuşturucu satıcılarından şüpheleniyorum. Dosyaya işlenmesini talep ediyorum.'' dedi. Hakim, ''Uyuşturucu satıcılarıyla olan anlaşmanız nedir Erdem Bey?'' diye sordu. Erdem, ''Benim asıl görevim uyuşturucu satıcılarının arasına sızmak, onlardan biri gibi olmak ve onların yaptıklarını polise bildirmek. Vural benim çok yakın arkadaşımdı. Aynı zamanda da polisti. Vural'ı öldürmüş olmalarını, gizli görevimin açığa çıkmasına bağlıyorum.'' dedi. Hakim, ''Bu ifadenizi kanıtlamanız mümkün mü?'' diye sordu. ''Vural'ın önceki ifadelerinde bizzat ismim geçiyor.'' dedi. Hakim başını sallayarak, ''Seher Hanım.'' dedi. Seher ayağa kalkıp tanık kürsüsüne yürüdü. Hakim, ''Bu ifade hakkında ne diyorsunuz?'' diye sordu. Seher, ''Ben o gün oradaydım. Gördüm.'' dedi. Erdem, ''İzniniz olursa tanığa bir sualim var, sayın mahkeme reisi.'' dedi. Erdem Seher'e bakmadan, ''Cinayetin olduğu gün madem oradaydınız, öyleyse bu basit soruyu da yanıtlarsınız.'' dedi. Yüzünü Seher'e çevirdi. ''Bıçak tam olarak Vural'ın neresine saplanmıştı.'' diye sordu. Seher tereddüt ederek, ''Hatırlamıyorum. Her şey çok hızlı gelişti.'' dedi. Erdem başını sallayarak, ''Pekala. Size son bir sualim var Seher Hanım.'' dedi. Ardından, ''Cinayet günü ben Vural'la kahve içtim. Ve yanlışlıkla kahveyi Vural'ın üzerine döktüm. Leke beyaz gömleğinde bariz görünüyordu. Tam olarak neredeydi?'' diye sordu. Seher tereddüt etti. Erdem gülümseyerek, ''Hatırlamıyorum demeyin çok belirgin bir lekeydi.'' dedi. Seher, ''Evet. Gördüm.'' dedi. Erdem, ''Leke gömleğinin neresindeydi?'' diye sordu. Seher bir süre bekledikten sonra, ''Göğsündeydi.'' dedi. Erdem başını usulca salladı. Ardından gülümseyerek, ''Gördüğünüz üzere, bu bayan yalan söylüyor. Vural'ın gömleğinde kahve lekesi yoktu. Ayrıca, Vural kalp rahatsızlığı yüzünden bir yudum bile kahve içemezdi.'' dedi. Ardından, ''Bu bayan cinayet anında orada hiç bulunmadı.'' dedi. Seher şaşkınlıkla Erdem'i dinlerken hakim, ''Doğru mu bu, Seher Hanım?'' diye sordu. Savcı, ''Bizzat yapılan incelemelerde, kahve lekesi bulunmamıştır sayın mahkeme reisi.'' dedi. Hakim, ''Adaleti yanıltmanın suç olduğunu biliyorsunuzdur umarım, Seher Hanım.'' dedi. Seher, ''Biliyorum.'' dedi. Hakim, ''Bu sizi ilk ve son uyarım öyleyse.'' dedi. Salonda oluşan sessizliği bölen Beril oldu. Beril, ''Sayın mahkeme reisi söz alabilir miyim?'' diye sordu. Hakim, ''Buyrun.'' dedi. Beril, ''Az önce de şahit olduğunuz üzere tanığın ifadesi yalanlanmıştır. Sanığın ifadesinde de belirtildiği üzere, eğer tanık olay yerinde olan bitenden haberdar ise, kendisinin bizzat katille bağlantılı olduğu kanaatindeyiz.'' dedi. Seher endişeyle tırnaklarıyla oynarken Beril'e döndü. Kısa bir an Beril'le göz göze geldi ve Beril'in soğuk bakışları altında ezildiğini hissetti. Mahkeme heyeti kendi arasında kısa bir görüş yaptıktan sonra hakim, ''Tanık dinlendi. Deliller ve tanığın ifadesiyle, delil yetersizliğinden dolayı mahkeme heyeti; sanığın tutukluluğunun devamına, ayrıca soruşturmanın derinleştirilmesi için, yeni delillerin ve ifadelerin incelenebilmesi için duruşmanın 25 Nisan 2016 saat 10:30'a ertelenmesine karar verilmiştir.'' dedi.
Beril salondan çıkıp Erdem'i sürükleyen güvenliklere yetişmeye çalıştı. ''Erdem Bey.'' diye seslendi. Erdem başını çevirdi. Beril gülümseyerek, ''Teşekkür ederim. Vazgeçmediğiniz için sevindim.'' dedi. Erdem, ''Önemi yok Beril Hanım.'' dedi. Erdem gülümseyerek devam etti. ''Açıkçası kendi hayatımı önemsediğim yok. Benim hayatımı bu denli kurtarmak için çabaladığınızı görünce, vazgeçmemem gerektiğini düşündüm.'' dedi. Beril, ''Seher'in ifadesini yalanladığınız için, sizin ifadenize inanmaları mümkün olacaktır.'' dedi. Erdem, ''İnsanları hakikat için inandırmaya çalışıyor olmamız ne kadar da ironik, öyle değil mi Avukat Hanım?'' diye sordu. Güvenlikler Erdem'i çekiştirince Beril, ''Sizi ziyarete geleceğim.'' dedi. ''Avukat olarak değil. Beril olarak.'' dedi. Erdem gülümsemekle yetindi. ''Bekleyeceğim.'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum
Ficción GeneralHapse giren masum bir adam. Adalet duygusuyla dolup taşan genç bir avukat. Onları bir araya getiren tek şey görünenin ardındaki gerçekler. Hazır olun. Bu kitap ile adaleti sorgulamaya başlayacaksınız.