Masum

10. Bölüm

-Erdem-

Erdem, Nazım Hikmet'in bir şiirini mırıldanan yaşlı adamı dinliyordu.

Hoşça kalın

dostlarım benim

hoşça kalın!

Sizi canımda

canımın içinde,

kavgamı kafamda götürüyorum.

Hoşça kalın

dostlarım benim

hoşça kalın...

Resimlerdeki kuşlar gibi

dizilip üstüne kumsalın,

mendil sallamayın bana.

İstemez...

Ben dostların gözünde kendimi

boylu boyumca görüyorum...

A dostlar

a kavga dostu

iş kardeşi

a yoldaşlar a..!!.

Tek hecesiz elveda..

Geceler sürecek kapımın sürgüsünü,

pencerelerde yıllar örecek örgüsünü.

Ve ben bir kavga şarkısı gibi haykıracağım

mapushane türküsünü.

Yine görüşürüz

dostlarım benim

yine görüşürüz...

Beraber güneşe güler,

beraber dövüşürüz...

A dostlar

a kavga dostu

iş kardeşi

a yoldaşlar a..!!.

ELVEDA..!!

Gardiyan, ''Erdem Erez. Ziyaretçin var.'' diye bağırdı. Erdem yatağından kalkıp hızla gardiyanı takip etti. Ziyaretçi odasına girince Beril'i gördü. Yüzünde bir gülümsemeyle, ''Hoşgeldin Beril.'' dedi. Fakat onun asık yüzüyle karşılaşınca durdu. Yavaşça sandalyesine oturdu. Yüzüne baktı. Beril hiçbir şey söylemeden kızgın bakışlarını Erdem'e gönderiyordu. Bir süre daha bekledikten sonra, ''Yalan söyledin.'' dedi sertçe. Erdem anlamayarak, ''Hangi konuda yalan söylemişim?'' diye sordu. Beril, ''Vural Yücel'in ifadelerinde ismin geçmiyor.'' dedi. Erdem, ''Ne?'' dedi. Beril ayağa kalktı. Odada bir oraya bir buraya yürürken, ''Sana güvendiğime inanamıyorum.'' diye bağırdı. Erdem ayağa fırlayıp, ''Beril.'' dedi. ''Beril bir şeyler yanlış. Sana yemin ederim ki'' dedi fakat Beril eliyle onu susturdu. ''Sakın.'' dedi. ''Sakın tek kelime daha etme.'' dedi. Kısa bir sessizlikten sonra, ''Beni hayal kırıklığına uğrattın Erdem.'' dedi. Erdem, ''Beril.'' dedi onu durdurmaya çalışarak. Beril sinirle, ''Görüş bitti.'' dedi kapıya ilerlerken.

-Beril-

Ayaz, ''Sakin ol Beril.'' dedi. Beril, ''Beni kandırdı.'' dedi. Ardından, ''Adaleti kandırdı.'' dedi. Olduğu yerde durup, ''Nasıl bu kadar kendinden emin bir şekilde konuşabildi?'' dedi. Ayaz, ''Beril sakin olur musun?'' dedi. Beril, ''Olamam.'' dedi. Elini alnına koydu, ''Ne yapacağımı bilmiyorum.'' dedi. Ayaz, ''Devam edeceğiz.'' dedi. Beril, ''Neye devam edeceğiz Ayaz? Elimizdeki tek güvencemiz oydu. Vural'ın ifadeleri tek çıkış noktamızdı. Ama gelgelelim şu bulunduğumuz konuma bak. Erdem Bey'in kocaman bir yalanıyla karşı karşıyayız.'' dedi. Ardından, ''Ona sadece müvekkilim gibi davranmalıydım.'' dedi. ''Neden güvendim ona?'' diye sorguladı kendini. Ayaz, ''Beril. Seher'i ikna edersek'' dedi fakat Beril sözünü kesti. ''Seher'i ikna etmemiz bir şeyi değiştirmez. Diyelim ki ifadesini doğrulattık. Erdem'e neden uyuşturucu satıcılarıyla iş birliği içinde olacaklarını soracaklar. Ve Erdem yine polis yalanını mı uyduracak?'' diye sordu. Beril gülerek, ''Hapisten çıktı diyelim. Sonra tekrar hapse girecek.'' dedi. Ayaz, ''Sakin olmalısın önce. Uyuşturucu satıcılarıyla neden işbirliği içinde olduğunu öğreniriz.'' dedi. Beril, ''Peki. Nasıl öğreneceğiz?'' diye sordu. Ayaz, ''Hapisten çıkan müvekkillerimle irtibata geçeceğim. Güven bana. Böyle tanıdığım çok fazla adam var.'' dedi. Beril Ayaz'a dönerek, ''Bu karanlık halin beni korkutuyor Ayaz.'' dedi. Ayaz, ''Hangi karanlık halim?'' diye sordu. Beril, ''Bu. Az önceki halin.'' diye cevapladı.