Sevebilmek bu kadar kolaymıydı?18 yıldır herkesten sakladığım kalbimi daha 3 gündür tanıdığım adama mı vermiştim?
Peki mantığım neredeydi?
En lazım olduğu zamanda neredeydi?
Duygularımla hareket etmek istemiyordum.Sonunda pişman olacağımı biliyordum çünkü.Ama olmuyordu işte.Yanında kalbimin çarpmasına,onunla ilgili şaçma sapan hayaller kurmama engel olamıyordum.Hapsetmiştim sanki kendimi onun kokusuna.Göremediğim halde kırık kalbimi emanet etmiştim ona.Sonunda ne olacağını tahmin bile edemeyerek.Ya plotonik olacaktı ya da...İmkansız olacağını bildiğim halde kendimi bu düşünceden alıkoyamıyordum.Mantığım kör bir kızı mı sevecek? diye bağırsada kalbim hala belki... Diyordu.
Kendi kendime güldüm.Mantığım haklıydı sanırım.Onun gibi bir çocuk beni seçmek gibi bir hata yapamazdı.Daha iyilerine layıktı bir kere,o kokunun,o sesin sahibi benim gibi bir kız olmamalıydı.Hem -Nergis teyzenin bahsettiğine göre- yakışıklıydı da.
Gerçi şu saatten sonra benim için görüntüsünün bir önemi yoktu.Kalbimi kalbine bağlamıştım bir kere.Kaç kere denemiştim şu son saatlerde ondan vazgeçmeyi,olmuyordu,Kalbime söz geçiremiyordum.
Benimle ilgilenmesi o kadar hoşuma gitmişti ki,belkide ilk olduğu için bu kadar çabuk hoşlanmıştım ondan.Babam bile benimle ilgilenmezken tanımadığım bir adamın benle ilgilenmesi kalbime dokunmuştu.
Sanki benim kalbim camdandı,heran kırılmasından korkuyor gibiydi.
Dün yaşadıklarımızı hatırlayınca yüzümde bir gülümseme oluştu.Yüzüne dokunduğumda hissettiğim o heyecan paha biçilmezdi.Beynimde oluşturduğum bir portre vardı.Mavi gözlü,keskin çene hatları olan,şekilli buruna sahip bir genç.
Tekrar gülümsedim.
Beni evime bıraktığında yanağımda hissettiğim ıslaklık ve kulağıma "Hoşçakal." diye fısıldaması.
İlk kez orada emin oldum ondan hoşlandığımdan.Beni öptüğünde yüzümde nasıl bir ifade oluşmuşsa,bu onu güldürmüştü.Onu güldürmeyi seviyorum.Hatta onun herşeyini seviyorum.
Bu kadar ani olmasını bende beklemiyordum açıkçası.Biranda beni bağlamıştı kendisine,ya da ben bağlanmıştım ona delice.
Bu kadar düşüncelere boğulmak yeterdi.
Saatlerdir uzandığım yatağımda doğruldum ve saçlarımı karıştırarak yataktan çıktım.Boş boş oturmaktan ve düşünmekten o kadar sıkılmıştım ki .Düşüncelerimi içimde tutamıyordum artık,birine içimi dökmeye ihtiyacım vardı.Rüzgar'ın gelmesini istiyordum.Ama bugün günlerden çarşambaydı ve o ancak pazartesiye gelirdi.Acaba onu arayıp tekar onunla birşeyler yapmayı istediğimi söylesem ne düşünürdü?
Bu düşünceyi hemen kafamdan attım.Bu kadar yüzsüzlük yapamazdım heralde.
Yazamıyordum da.Sadece okuyabiliyordum,o da kabartma yazıydı.YGS ve LYS yide böyle yapabilmiştim.Başımdaki öğretmenler okuyor,bende cevaplıyordum.Babamda bende biliyorduk iyi bir üniversite kazanamayacağımı.Zaten özel üniversiteye gidiyordum.
Düşüncelerim başka bir yöne dağılmışken aklıma gelen şeyle gülümsedim.Konuşacak bir arkadaşım yoksa eğer,içimi dökecek bir ses kaydı çekebilirdim.Bu düşünceyle hemen telefonumdan ses kaydı bölümünü açtım.Kayıdı başlattığımda biraz rahatlamak umuduyla konuşmaya başladım.
"Nasıl başlasamki acaba." dedim ve kıkırdadım.
"Kokusundan başlayabilirim aslında.Ya da vazgeçtim,tarif edememki o kokuyu.Öyle güzel bir koku kelimelerle ancak kirletilir,ben en iyisi ona olan sevgimden başlayayım." dedim ve derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Teen FictionBir insana hiç görmeden aşık olmak... Onun kalbine aşık olmak... Elif 18 yaşında, hayatın ona gösterdiği karanlıkta kendi aydınlığını bulmak için kanat çırpan bir genç kız. Peki ya hayatına aniden giren bir adama kalbini emanet ederse? Dünyası kapka...