Selin
Çıkmaya çıkmıştım o odadan aslında. Fakat dışarıda da durum iyi değildi. Gelen müzik sesleri susmuştu ve duyulan sesler sadece silah ve aylak sesleriydi. Eylül yanımda sus pus duruyordu. Gözleri şişmişti. İshak bir şeyler anlatıyordu fakat düşüncelerime o kadar dalmıştım ki kimseyi dinleyemiyordum.
Sonra dediklerini anladım. "Eğer üzerimize sürersek kokumuzu alamazlar."
Bakışlarımı İshak'a çevirdim. "Ne ?"
Bana dik dik baktı sonra olayı baştan anlattı. Eylül ise sanki tek bir kelimeyi bile kaçırmamak istiyor gibi dinliyordu. Mert bu sırada aylaklardan birinin üzerine çullanmıştı. Aylak etkisiz hale geldikten sonra İshak çıkardığı bağırsakları hemen sağ tarafında duran İrem'e sürtmeye başladı. İrem'den iğrendiğini belirten bir ses çıkarken ben de kokuyu almamak için burnumu kapatıyordum.
İrem kustuğunda çoktan İshak diğerlerine geçmişti. Çok geçmeden hepimiz hazırlanmıştık. Eylül Rıza'yı öldürdüğünden beri bırakmadığı bıçağı hala elinde tutuyordu. Temkinli adımlarla dışarı yöneldik. Onlarca ceset vardı ve onlarca aylak. Belkide yüzlerce. Görebildiğimiz en uzak noktadan bile aylaklar buraya doğru geliyordu. Diğer aylakların seslerini takip ettiklerini düşündüm.
Paramparça olmuş tellerden yavaşça geçtik. Sağ taraftan hala yaşıyorken tahminen 70li yaşlarında olan kambur bir aylak suratıma bakıyordu. Aniden önüme geçen aylak beklememe neden oldu. İshak, İrem, Hakan ve Anıl ile ayrılmıştık. Önümdeki aylak çekildikten sonra ağır adımlarla ilerlemeye devam ettim. Arkadan gelen bir sesle ağır bir hareketle arkama baktım. Nisa ve Eylül başka bir yöne dönmek zorunda kalmıştı. Sadece Mert ve ben kalmıştık. Ardından aylakların inleyişleri,bağırmaları arasından sadece bir silah sesi duyuldu. Ses her yerde yankılanmıştı. Umursamamaya çalışarak adım atmaya çalıştığımda duraksadım. Midemde bir yanma hissiyle birlikte tişörtümün ıslandığını vücuduma yapıştığını hissettim. Elimi yavaşça karnıma attım ve kanın tuhaf yoğunluğunu hissettim. Mert korkuyla bakakalmıştı. Dizlerimin üzerine çöktüm daha fazla duramayarak. Acıyla inledim. Mert'in tuhaf bağırışını ve ne olduğunu bilmediğim bir nesneyle etrafımdaki aylakları uzaklaştırmaya çalıştığını duydum.
Nefesim derinleşti. Verdiğim nefesin sesi kulaklarımda yankılandı. Ve dünya hızla karardı.
*
*
*
Gözlerimi açtığımda Umut yanımdaydı. Sağ kolunu boynuma dolamış saçlarımı okşuyordu ağır ağır. Ani bir hareketle doğrulup ona baktım. Ve kollarımı boynuna dolayarak ağlamaya başladım. Beni yavaşça kendinden uzaklaştırarak yüzüme akan yaşları sildi. Hüzünle ve sevgiyle gözlerimin içine baktı.
"Her şey yoluna girecek Selin. Her. Şey. Düzelecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesiz
Adventureİsimsiz serisinin ikinci kitabı olan Kimsesiz Carley Batteries'in kalemiyle karşınızda.