2 ay sonra...
Selin
"Selin. "
"Selin. "
"Selin. "Cidden yapıyor muydu bunu? Yine mi? Gerçekten mi? İçimden zorunda mısığn diyerek kalkmak gelsede gözlerim kapalı göz devirerek uyumaya devam ettim. Sonra parmaklar devreye girdi. Omzumu oyarcasına dürtüyor ve adımı tekrar tekrar söylüyordu.
Bir zamandır yapmıyordu bunu... Neden şimdi? Gözlerimi hafifçe araladım ve her zamanki nazik uyanışımı yaptım.
"Ne var!"
Kıkırdama sesiyle birlikte "Kalk artık öğlen oldu. " dedi ama sesi bir taraftan kıkırdadığı için kesik kesik sanki tünele girmiş gibi çıkmıştı. Doğruldum. Halıyla bakışma seansımı belkide ilk kez es geçerek ayağa kalktım. Sanki nöbet geçiriyormuşçasına gerneştim. Ve ardından bana şapşal şapşal bakmakta olan Eylül'e dönüp sırıttım."Kahvaltı hazır. " dedi gülümseyerek. Sonrada odadan çıktığını gösteren bir hareket yaptı.
Üzerimi değiştirmeye koyuldum. Geçen süre zarfında benzinliğe biraz şekil vermiştik. Daha korunaklı. Daha yaşanabilir kılmıştık burayı. Yatakları bir saat mesafedeki yerlerden toplamış getirene kadar suyumuz çıkmıştı. Hava kavurucu derecede sıcaktı. Buda çalışmamızı güçleştiriyordu. En iyi yön ise elektrikti. Hayvan gibi film izlediğimiz oluyordu. Bu günleri güzel yapan nadir şeylerdendi bunlar. İzlemediğim tüm filmleri izlerken, Eylül kitap okumaya devam ediyor, Nisa müzikle daha çok haşır neşir oluyordu. Murat ise yabancı dizilere takmıştı. Onların etkisinde kalıp geceleri sayıkladığı bile oluyordu.
Tabi bunların hepsini 2,5-3 saat uzaklıkta olan eskiden film, kitap vs. satan bir yerden getiriyorduk.
Bu sırada üzerimi değiştirmiştim. Paytak paytak yürüyerek gözlerimi ovuşturarak kahvaltıya gittim. Herkes oldukça mutluydu. Eylül yaşanan şokları atlatmıştı. Murat sakalını kesmişti. Nisa... Aaa... Nisa hala aynıydı. Ben ise kâbuslardan kurtulmuştum.
Mutluydum. Belkide uzun zamandır ilk defa.*
*
*Kahvaltıyı yaptıktan sonra Eylül'le dışarı çıkmış dolaşıyorduk.
Her şey güzeldi. Belkide doğru zamandı şimdi.
"Eylül? " dedim. Duraksayıp bana döndü.
"Uzun zamandır sana söylemek istediğim, söylemem gereken bir şey var. " diye devam ettim. Yutkundum. Soğuk soğuk terliyordum.
"Ben-"
"Biliyorum. " dedi bir anda. Şaşkınlıkla ona baktım. O ise gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesiz
Adventureİsimsiz serisinin ikinci kitabı olan Kimsesiz Carley Batteries'in kalemiyle karşınızda.