Paramparça

69 15 2
                                    

-sürmeli den sana,sana aşığım. Diye mesaj atmıştı.
İnanmıyorum o Tolga ' nın sözü idi.
Nerden öğrenmiş ti nasıl olabilirdi ya.
Tolga bana sürmelin den sana , sana aşığım diye son görüşmemiz de bir not vermişti.
Hiç bir zaman yanımdan ayırmıyordum.
Çünkü ondan bana kalan tek şey di.
Belki hala onu saklamam sadece benim aptallığım dı.
Hemen çantamı açıp içinde notun olmadığını görünce şok oldum.
Ah mal Sena.

Çantam dan suyumu felan çıkarırken düşürmüş olabilirim.
Bilmiyordum nasıl eline geçtiğini Emre söyleyene kadar merak içinde kalacaktım.
Hemen Emre'ye mesaj attım.
-Emre ne oluyor.
Nerdeyse on dakikadır cevap gelmemişti.
Off Allahım ben neden hiç mutlu olamıyorum ya .
Evet oh be sonunda o mesaj sesini duyabildim.
-Ne olabilir Sena sen daha iyi biliyorsun. Neden bana söylemedin seni seven bu sürmeli kim?
-Emre lütfen bana zaman ver yarın hatta en kısa zaman da her şeyi anlatacağım.
Diye mesaj atmıştım. Anlatmak zorundaydım herşey ortaya çıkmıştı.
Belkide çok iyi olmuştu.
Öğrenmeye hakkı vardı onunda.
Ne soyleyecektim ne diyecektim en önemlisi de sabah nasıl Emre'nin yüzüne bakabilecektim.
Yine bugün güneşin doğuşu ile güne başlayacaktım.
Uyuyamayacağım için.
Sonunda is vakti gelmişti.
Sofraya bile oturmaktan hemen hazırlanıp evden çıktım.
Nerdeyse bir saat önce köşeye varmıştım.
Ve ilk defa Emre den önce gelmiştim.
Saate baktığım da nerdeyse şu an kafede olmam gerekirken hala
ben Emre'yi bekliyor dum.
Gitmem gerekiyordu kulağımda kulaklık ve yine hakim olamadığım göz yaşlarım ve yine terkedilmiş ve her şeyi mahveden ben ile yapayalnızdım.
Kafe ye gittiğimde azar isitecektim bugün baya bi geç kalmıştım.
Tam da tahmin ettiğim gibi oldu.
İçeriye girer girmez;
-Kızım sen nerde kaldın saatin kaç olduğunun farkında değilmisin. Diyen gıcık bir ses.
Ama o sese aldırış bile etmiyordum.
Gözlerim sadece anlamsızca etrafta Emre'yi arıyordu. Fakat görmemiştim.
-Oo Emre'ye gelmedi cıvıttınız iyice.
Diyen bay ukala patronuma kafamı çevirdim.
-Emre gelmedi mi.
-Gelmedi haberiniz vardır umarım.
-Yok haberim felan ya..
İyice uyuz olmuştum.
Her lafın da dalga geçip laf sokma da bir numaradır benim patronum.
Koşarak kafeden çıktım.
Arkamdan
-Nere gidiyorsun hey..
Diye bağırsada aldırış etmemiştim.
Nere gideceğimi bilmiyordum.
Emre nin evine gitsem annesi felan çıkarsa ne derdi.
Arasam telefonu kapalı.
Hadi kötü bir şey yaptıysa ah mal ah kütük Sena ya.

Ne derse desinler ya yoksa meraktan öleceğim.

Emre'nin evine doğru yürümeye başladım. Zaten bize pek uzak oturmuyorlar dı.
Ayağım iki one bi geriye gidiyor resmen.
Çok kötü bir şekilde tedirgindim.

Hadi evde değilse hadi kimse yoksa yada en kötüsü kötü bir şey yapmış sa .
Off saçmaladın iyice kızım ya.

Öyle böyle derken evinin önüne gelmiştim bile.

Nerdeyse kapının önünde yarım saati bekliyordum.

Kapı bana ben ona bakmaktan sıkılmıştık.

Ne yani ya annesi veya babası çıksa ben arkadaşı işe gelmedi merak ettim desem ne diyebilecekler ki.

Kendi kendimi fazlasıyla motive edip cesarete getirmiştim.

Sonunda zili çalıp yukarıdan gelen ayak seslerini duymuştum.

Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Allahım inşallah Emre çıkar da rahatlarım ya .

Sonunda kapıyı açabilmişlerdi.

Saç baş birbirine girmiş, yorgun bitkin ve siyah pijamaları ile Emre karşım da dikiliyordu.

Ve bir kelime edemeden kapı suratıma kapanmıştı.

Herhalde annesigil evde deyillerdi.
Emreyi bu hale getirenin sebebi fazlasıyla bendim.

Korkak SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin