-Sana aşığımm beee... Diye bağıran Emre aslın da güzel bir şey yapmış olsada beni utandırmıştı. Yüzlerim kızarmış ve kimseye bakamamıştım. Orada bizimle beraber çalışan arkadaşlarımız
-Vaovvv ..
Diye bağırmaları beni yerin dibine sokmuştu. Amanbe kızım ne utanıyorsun ya Tolga ilke çıktın sevdin de ne oldu anca acı çektin bak bu çocuk sana neler yapıyor seviyorda. Tolga sadece bir korkak sevgili idi.
Emre bana çok değer veriyordu ben ise evet bende çok değer veriyordum ama onu ilk aşkım Tolga kadar sevebilirmiydim onu bilmiyordum.
Her gün iş cıkışı mahallemizin önüne kadar bırakan Emre işe giderkende sabahları aynı yerden beni alıyordu.
Off bee Tolga ne var aynı şeyleri sen yapsan unutamıyorum seni be. İçim yanıyordu içim de kalbim de Tolga varken Emre nin yüzüne bakamıyordum.
Bugün sabah ta her zamanki gibi köşe başın da beni bekliyordu.
Tam bi aşkla bana gülümsüyordu. İçimden ne kadar masum bu çocuk ya diye diye gülerek yanına gittim. Anlıma küçük bir öpücük kondurup elimden tutup kafeye gittik.
Kafeye gelen playboy erkeklerin masasına servis götürmemi bile kıskanıyordu. O sinirle gözlerini kısıp bana bakması bile çok tatlı ve gerçekten hoşuma gidiyordu.
Bana fazlasıyla değer veriyordu ve seviyiordu bunu gözlerinden göre biliyordum ve zaten ben görmesemde bana bunu gerçekten hissettiriyordu.
Ama ona ihanet eder gibi her baktığım da içim yanıyordu. Tolga'yı severken Emre ile birlikteydim.
Fazla aptal fazla maldım ama belki benim Tolga'ya bağlandığım gibi Emre de bana bağlamıştı.
Tolga benden ayrıldığın da ne kadar acı çektiğimi bir ben biliyordum.
Emre den de ayrılsam belki benim yaşadıklarımı o yaşayacaktı. Ben bunu ona yaşatamazdım.
Unutacktım Tolga 'yı bir şekilde unutacaktım bunu kendim içim değil sadece Emre için yapacaktım.
Beni gerçekten seven bana gerçekten değer veren bir kişiyi asla kaybedemezdim.
Yarın hafta sonu idi ne yapıp ne edip evden çıkmam lazım dı.
Emre ile birşeyler yapıp gezmeyi planlamıştık. Bunu Emre çok istiyordu. Haklıydıda beraber olduğumuz günden beri iş ev başka hiçbir şey yapmıyorduk.
Patronumuzun be
-Herkez dağılabilir ... Dediğinde herkez hazırlanıp teker teker kafeden çıkmaya başladı.
Ben her zaman ki gibi uyuşuk yorgun bi halde yavaş yavaş hareket ediyordum.
Çantamı alıp çıktığım da kapının önünde beni bekleyen Emre
-Of minik fare her gün en az yarım saat seni bekliyorum ama.
-Hıh istemiyorsan bekleme.. Diyerek önden hızlı hızlı gitmeye başladım. Arkamdan koşa koşa gelen Emre
-Ama ya tamam şaka yaptım ben seni bi ömür beklerim minik farem. Ya bu çocuk bitane ama hem öküz hem romantik olabiliyordu.
Kıyamamıştım hemen arkamı dönüp bende ona koşup boynuna atlamıştım.
Benim ayaklarımı yerden kesip kucağına alıp beni döndürmeye başlamıştı.
-Emre dur bak herkes bize bakıyo.. Emre düşüreceksin.
Diye avazımın çıktığı kadar bağırıyordum. Emre beni indirip tamam tamam hadi gidelim artık. Yine mahallemizin köşesine kadar beni bırakmıştı.
Off çok yorulmuştum sonunda eve geldim.
İçeriye girdiğim de annem yine elinde çok kıymetli kumandası dizilerine bakıyor ablamda terasa cıkmış kitap okuyordu.
-Hey ben geldim. Evet kimseden tık ses yok ama annem ;
-Kız dur bağırma televizyonu duyamıyorum. Ne bekliyordum ki bi hoşgeldin diyenimiz bile yok.
Koşarak odama çıktım. Hemen üzerimi değiştirip mutfakta bişeyler tırtıklamaya gittim.
Elime aldığım elmamı hiç görmemiş gibi yerken annemin yanına gittim.
-Anne birşey diyeceğim. Evet annem her zaman ki gibi beni dinlemiyordu bile.
-Huu anne yarın şey..
-Yarın benim günümvar ablanla sabah kalkın kahvaltınızı yapın ben gelene kadar bir yere gitmeyin.
Annem benden önce davranmıştı. Artık dışarı çıkabilirmiyim dememe gerek kalmamıştı.
Annem gelene kadar gezip eve gelebilirdim. Zaten izin alsamda vermeyeceği için budaha da iyi olmuştu.
Ablam sorun değildi zaten herşeyimi ona anlatır onunda herşeyden haberi vardı.
Emre'ye hemen yarın buluşuyoruz. Diye mesaj attım. Terasa ablamın yanına çıkıp elime aldığım kitabımı bende okumaya başladım. Başladım ama
Aşağıdan gelen şarkı sesine ablamda bende kitapları koyup hemen aşağıya baktık.
Emre balkonumuzun altına gelip
-Sen sevda mısın yoksa yalan dolan... Şarkısı söylüyordu.
-Hey Emre sus annem duycak biri görecek.
-Sena seni seviyorum seni çok özledim.
Halbuki 3 saat önce beraberdik. Beni yaptığı şeylerle çok mutlu etmeyi beceriyordu.
O an Emre'nin gözlerine bakarken keşke ilk aşkım ilkim sen olsaydın be sevgili belki seni beni sevdiğin den daha çok severdim.
An gözlerimden tamamen düşmüştü Tolga.
Ne kadar da çok değer vermiştim değersizlere. Sadece yaptığım aptallığa üzülüyordum.
-Emre hadi lütfen git bende seni seviyorum.
Emre bana öpücük atıp gitmişti. Odama inip hemen yatmıştım.
Sabah kalktığım da içim de az heycan vardı. Bu günümü sadece Emre ile ben beraber geçirecektik.
Dolapta ne varsa giyip giyip ablamın karşısına çıkıyordum. İkim de hiç bir kıyafet beğenememiştik. En sonunda
ablamın mini kısa eteğini üzerinede renkli tişortümü giyip ve birde babetlerimle çok güzel ve şirin olmuştum.
Saçlarımı dalgalandırıp omuzlarıma saldıktan sonra hemen evden çıktım. Arkamdan bağıran ablam
-Annem gelmeden evde ol bak yoksa sen hesap vermek zorunda kalacaksın.
-Tamam.
Bugün fazla ozenmiştim kendime güzel bir gün olacağını umuyordum.
ama bu sefer bi değişiklik olmuştu köşeye verdığım da Emre yoktu.
Gelmesi lazım dı benden önce ama ilk defa gelmemişti.
Tam telefona elimi attığım da Emre'yi gördüm.
Lacivert dar kotu beyaz tişört ü ve o uzun saçlarını yana doğru yatması gerçekten süper olmuştu.
Belli ki neden geç kaldı bugün İda çok fazla süslenmişti.
Yanıma geldiğinde
-Sena sen çok tatlı olmuşsun ama minik farem.
-Canım benim ben her zaman böyleyim de asıl sen çok yakışıklı olmuşsun benim sevgilim.
-Aa ben her zaman öyle değilmişim galiba.
-Hayır ya her zaman yakışıklı sın sen ben öyle mi dedim.
-Şaka şaka tamam.
Elimden tutup parka doğru yürümeye başladık.
-Nere gidelim Sena.
-Bilmem.
-Sinemaya ne dersin.
-Yok ya istemiyorum film izlemeyi felan farklı birşeyler yapalım bugün.
Peki o zaman beni takip et minik fare.
Nere gittiğimizi bilmiyordum.
Kaç kere sorsam da bana söylememişti.
Yarım saat yürüdük ten sonra çok çocuk sesleri geliyordu.
Bana dönüp
-Geldik hadi bakalım bugün farklı olsun bakalım.
Kafamı çevirip baktığım da aslında zaten işte bu Emre ya diyebilirdim. Beni lunaparka getirmişti.
Gerçekten de farklı bir gün olacak Emre.
Hadi ya sabırsızlanıyorum hepsine hatta hepsine binmek istiyorum.
İlk önce Emre ile çarpışan arabaya bitmiştik.
Yan yanaydık. Elini omzuma attı ve beni kendine sarmıştı.
Parfümü nün kokusu zaten beni ona çekmişti bile.
Gülüyor kahkaha atıyor gerçekten çok eğleniyor duk.
Küçük bir çocuktan ikimizin de bir farkı yoktu.Çarpışan arabadan indikten sonra Emre dönme dolaba bilet almaya gitmişti.
Bende onu ileride bekliyordum.
Beş dakka sonra eline aldığı pamuk şekerle yanıma geldi.
-Pamuk şeker mi aldın bana? Tatlı kuğul um.
-Tabi prenses sen gibi baksana benim pamuğum.
Biraz sonra dönme dolaba bitmiştik.
Benim yükseklik korkum vardı.
Baya bi yukarıya çıktıktan sonra farkında bile olmadan resmen korkudan gözlerimi kapatıp Emre nin tepesine çıkacakmışım.
Ki Emre öküz ü yuh ezildim valla.
-Öküz ne yaptım da ezildin.
-Korkudan tepeme çıktın farkındaysan.
-Korkmadım ki ben.
Tabi canım tabi ben korktum zaten.
Ikimizde kimin korktuğunun farkınday dık birbirimize bakıp kahkaha attık.
Sonun da durmuştu.
Saate baktığım da epey bi geçmişti. Annem eve erken gelebilir.
-Emre annem gelebilir birazdan eve hadi gidelim artık.
Bende istemiyor dum gitmeyi bugün çok eğlenmiştim.
Bitmesini istemiyorum bugünün ya.
Emre ile yine el ele tutuşup yürümeye başladık.
Yine beni köşe de bırakmıştı.
İçim de fena bi korku vardı.
Eğer ki annem benden önce eve geldiyse benim bu süslü püslü halimi görürse beni sorguya cekerdi.
Hemen ablamı arayıp annem evdemi diye sordum.
Annem eve daha gelmemişti az da olsa rahatladım.
Hemen Emre nin yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra koşa koşa eve gittim.
Anneme ne gerek var ablam beni çoktan sorguya çekmişti bile. Ne yaptınız bugün. Nasıldı . Nere gittiniz.
-Tamam bi dakika bekle anlatacam.
Bugünü ablama kısa bi özet geçip hemen odama kaçmıştım.
Ama bu sefer de telefonum çalmaya başladı.
Bugün dinlenemeyeceğim galiba
arayan Banu'ydu bayadır görüşmüyorduk.
Ama yinede ben sessize alıp bakamamıştım.
Tam telefonu kapatıp yatacakken mesaj geldi.
Emre mesaj atmıştı.
Mesaji okuyunca şok olmuştum.
Ne maldım herşeyi mahvetmiştim.Emre ne mesajı atmış olabilir.
Yorum ve voteler inizi bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkak Sevgilim
Teen FictionSena (Ben) 16 yaşında Tolga 17 yaşında Mert(Senanin kuzeni banunun abisi cok kiskanc ) Banu(senanın kuzeni) Sevda (senanin ablasi) Banu ile Tolga aynı mahallede oturdukları için çocukluk arkadaşlar.