Banu ile evden çıkmak için annemgile bir şeyler bahane etmemiz lazımdı. Biraz dışarı çıkabilirmiyiz diye ısrar etmeye başladık.
Ee tabiki ısrarlarımız üzerine izin verdiler.
Hazırlanmaya başlamıştık. İlk buluşmamızdı , ilk buluşma tabiki de her zamankinden farklı olmak zorunda her zaman.
Heyecandan elim titremesinden hiç bir şey yapamıyordum.
Hazırlanırkende Banu nun bana şöyle yap şunu yap diye akıl vermesine bazen kulak verip dinliyordum.Dar kot pantolonumu giyip üzerime kısa bir gömlek ve uzun düz saçlarımı da omuzlarıma bırakmıştım. Her zaman sadelikten yanaydım.
Tolga ya mesaj atmıştım.
Saat birde parkta buluşalım diye. Artık evden çıkmıştık, Banu ile konuşa konuşa parkın yolunu tutmuştuk.
Parka vardığımızda Tolga bir kamelyaya oturmuş bizi bekliyordu. Banu bana ;—Hadi canım bol şanslar... Diyip yanımdan ayrılmıştı. Bir kelime bile söyleyememiştim. Öylece ayakta kalakaldım.
Tolga beni gördü ve yanıma doğru gelmeye başlamıştı. Kalbimin sesini duyabiliyordum. Ayakta duramayacak kadar bacaklarım titremeye başlamıştı.
Suan yüzümü göremesemde eminim yanaklarım kıpkırmızı kızarmıştı.
Evet yanımdaydı,önüme dikilmiş ve bana masumca gülümsemişti.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda onun da nekadar heycanlı olduğunu hissedebiliyordum.Bana
—Merhaba.. Dedi sadece, ben de sadece
—Merhaba ,diyebildim. İki yabancı gibiydik. Normal birşeydi zaten, ilk buluşmamızdı.Siyah saçları ve o simsiyah gözlerin den kendimi alamıyordum.
Zaten beni de kendine aşık eden o güzel gözleri değilmiydi.
Kamelya ya dogru yuruduk, ve oturduk.
Aramızda iki üç kişi daha otururdu. İçim den salak ya hadi ben kızım utanıyorum sen ne diye yanıma oturmuyorsun diye söylenmeye başladım.
İkimiz de bir kelime konuşmuyorduk. İlk o konuştu ama,—Kaç gün kalcaksınız?
—Galiba üç gün.
—Keşke hep yanımda olsan? Evet yine kıpkırmızı kızarmış ve utanmıştım. Yüzümü önüme eğerek gülümsedim.—Evet.. Evet mi ah salak Sena bu kadar öküz olmak zorunda değilsin.
Neyse ya ne yapayım anlasın oda az çok heycanlıyım. Sus iç ses be.. Kafamı kaldırıp Tolga ya
—Birazcık yürüsekmi?—Peki.. Kalkmış ve çimlerin üzerin de yürümeye başlamıştık.
Parfümünün kokusu beni kendine doğru çekiyordu resmen.
Konuşmuyorduk sadece göz göze gelip gülümseyip kafamızı geri çeviriyorduk.
Onun bana aşkla bakması bile beni ona delice bağlamaya yetiyordu. Okul ailelerimiz derken konu açılıp gidiyordu.
Kısa kısa sohbetler edip dolaşıyorduk.
Yanıma iyice yaklaşmıştı. Onun haliyle günlerim geçerken şuan nımdaydı.
Evet derin derin aldığı nefesini hissedecek kadar yanımdaydı. Benimdi , benim kelimesi bile mutlu ediyordu beni.
Elini bana doğru uzattı.
O anne yapacağımı bilemedim sadece yüzüne ve gözlerine dalmıştım. Eliyle elimden tutup beni kendine doğru çekti.
Eminim şuan oda kalbimin sesini duyabilirdi.
İnsan huzuru sevdiğinin gözlerinde aramalıydı hayatı boyunca, işte tamda öyle gözleri vardı.
Huzur verici. Bana
—Seni Seviyorum prenses..
Dedi. İçimden ona bende seni seviyorum be diye, çılgınca bağırmak gelsede sessiz kalmayı ve sadece safca gülümsemeyi tercih etmiştim.
İkimizde konuşmuyorduk. Gözlerimizi bile kıpırdatmadan derince birbirimize bakıyorduk. Banu'nun—ooo çifte kumrular sizide yanlız bırakmaya gelmiyor..
Demesiyle hepimiz gülmeye başlamıştık.Banu;—Hadi Sena bizimkiler merak eder artık eve gidelim.
—Peki geliyorum..Tolga ya görüşürüz Tolga diyip yanağına küçük bir öpücük kondurmuştum. Ne yaptım ben ya kendim bile kendime inanamıyordum.
Hiç bir şey demeden hemen Banu'nun yanına koştum.
Gitmek istemiyordum onun yanından amz mecburdum. Eve gidene kadr ne yaptıklarımızı Banu ya anlatıyordum.
Banu bazen soru soruyor ,bazen de gülerek beni dinlemeye devam ediyordu.
Eve varmıştık. Bizimkiler sofrayı hazırlamıştı.
Hemen sofraya oturup yemeğimizi yemete başladık.
Yemekten sonra Banu ile odaya çekilip müzik açıp ben Tolgaile mesajlaşmaya başladım , Banu da kitap okumaya başladı.
Talgayla birbirimize kısa kısa aşk mesajları gönderiyorduk.
Her mesajinda beni mutlu edip gülümsen adama aşıktım.
Saat epey bi geç olmuştu.
Ben telefonu kapatıp uyuycaktım ki . Banu diye seslendim, o Banu çoktan uyumuştu bile. Bende hemen yatar yatmaz uyuya kalmıştım.
Hergün köyde başka bir yeri gezip Tolgayla arada bi beş dakka buluşuyorduk.
Hiç gitmek istemiyordum. Burası farklıydı burada sevdiğim adam vardı.
Çok özleyecektim yine sadece hayallerle kendimi avutabilecektim.Mesafeleri engel saymadık sadece sevdik.
Biz yine gitsem de her zaman ki gibi aramız da mesafeler olsada sevmeye devam etcektik.
Söz verdik birbirimize onun kokusu sadece bana ait, bende onun her zaman prensesi olarak kalacaktım.
Bugün onunla belki son buluşmamızdı.
Tabiki de veda etmek zor oldu. Son kez içime kokusu çekmiştim. Sanki bir daha asla çekemeyecekmişim gibiydi. Evimize dönme vakti gelmişti. Teyzem ve Banu bizi gara kadar bırakmışlardı.
Onlarlada vedaşlatıktan sonra otobüse binmiştik.
Cam kenarına oturup kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başlamıştım. O an yanaklarımdan süzülen yaşlara engel olamıyordum.
Kokusuna alıştığınız kişi unutulmazmış.
Unutamıyordum, obenim bu saatten sonra vazgeçilmezim olmuştu.
Nasıl seviyordum, nasıl özlüyordum, çok mesafeler vardı aramızda, dayanamıyordum. Uzun yolculuğumuz sonrası otogara varmıştık.
Yorgun halsiz şekilde hepimiz evimizin yolunu tuttuk.
Eve vardığımızda akşam olmuştu zaten,o bunaltıcı hava beni iyice daraltıyordu. Girmek istemiyordum içeriye sadece sevdiğim adamın kollarında olmak istiyordum.
Sadece onunla olmak işte, mecbur içeriye girmiştim.
Dolabıma kıyafetlerimi yerleştirdikten sonra yatağıma kendimi attım. Uzun hayallerime düşüncelerime yine kendimi daldırmıştım.
Onu bir iki gün değil her saniye özlüyordum. Olur olmadık yere ıslanıyorsa kipriklerin seviyorsun demektir. Bunu gerçekten anlamak çok kolaydı. O yorgunlukla yatağımda uyuya kalmıştım.
Yine sabah olmuştu.
Yine başlamıştı sıkıcı aksiyonsuz hayatım. Her gün yataktan kalkıp Tolga'nın günaydın mesaji beni mutlu etmeye yetiyordu.
Gece geç vakitlere kadar mesajlaşıp hasret giderdiğimizi sanıyorduk.
Ama olmuyordu hiç bir şey özlemimi yitiremiyordu. Tolga ile ikimizin ilişkisini sadece Banu ablam biliyordu.
Annemin babamında bunu bilmesini düşünüyordum. Fakat işte benim böyle beni anlayacak fikirlerime olumlu bakacak hi aileye sahip değildim.
Bizim yaşantılarımızda kızlar sevemez sevgilisi olamaz düşünceleri Tolga ile benimde buluşmamı engelliyor ve pek istediğimiz şeyleri yapamıyorduk.Her mesajimda Tolga 'ya kimse duymasın ailem öğrenirse çok kötü olur demekten yorulmuştum. Odamda Tolgayla konuşurken ablam;
—Sena çabuk gel buraya..
Yine ne vardı . offf artık herşey beni bunaltıyordu kısıtlı bir hayatım sanki ev hapisi yaşıyordum. Eğlenmek gezmek bizim de hakkımız dı ama kızlar gezermi hiç demi. Üf anne , baba resmen elinizde esiriz hangi devirde yaşıyoruz. Yine annemle babma kızmaya başlamıstım. Ama beni duyan kim tabi.. Neyse
—Geliyorum be ne bağırıyorsun..
—Al Banu seninle konuşacakmış.. Telefonu alıp terasa çıkmıştım.—Banu nasılsın canım Tolga yı gördün mü? Ne yapıyor. Evet hemen Banuya Tolgayı sormuştum. Ne yapıyım şuan onun en yakının da olan oydu.
—İyiyim canım ama sana pek iyi haberlerim yok malesef..
Bir anda içime çok kötü bir duygu girmişti. Tolga ya mı bir şey olmuştu. Yoksa beni sevmiyormu. Saçma saçma sorular gelmeye başlamıştı aklıma.
—Ne oldu kızım anlatsana
—Şey Tolga.. Abimle gezerken sizin mesajlarınızı okumuş.
—Neee Neee diyorsun Banu ne yapacam ben.Deyip telefonu yüzüme kapatmıştı.
Banu nun abisi benim kuzenim yani, Tolga ile en yakın arkadaşlar , ben her gün Tolga 'ya dikkat et derken o nasıl böyle bir hataya düşebilirdi.
Annem babam inanmıyorum öğrenirlerse beni mahvederler. Mert abim Banunun abisi ve bi okadar da kıskanç duyduğun da deliye dönmüştür.
Bizi ayırmak için elinden geleni yapacak.
Ve bu sinirle kesin anneme söyleyecek...Evet sena ile tolga ayirabileceklermi
Senanin ailesi olayi duyunca ne tepki verecekler
Arkadaslar hikayem hakkinda yorumlarinizi begenilerini bekliyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkak Sevgilim
Fiksi RemajaSena (Ben) 16 yaşında Tolga 17 yaşında Mert(Senanin kuzeni banunun abisi cok kiskanc ) Banu(senanın kuzeni) Sevda (senanin ablasi) Banu ile Tolga aynı mahallede oturdukları için çocukluk arkadaşlar.