Mektup

94 16 0
                                    

Düzenlendi!

Bu arada Güneş'in soyadı Yılmaz. Annesinin adı ise Esra Yılmaz. multimediada Esra Yılmaz'ı görebilirsiniz. Bu arada bölüm hala düzenleniyor bu versiyonlarını sevmişseniz eğer yorum yazın. Sizin görüşleriniz benim için çok önemli. Teşekkürler. En alttı okumayı es geçmeyin. İyi okumalar!

Annem tarafından yazılan mektuba boş bakışlarla bakarken kalbim hızlı atmaya başladı. Bu mektubu okumaya hazır değildim. Tek başıma bu mektubu okurken ki halime hazır değildim. Aklıma bir fikir geldi ve hemen Kuzey'i aradım.

"Alo? Kuzey. Bizim eve gelebilir misin acaba?"

"Ne oldu? Bir sorun mu var?"

"Eve geldiğimde yatağımın üzerinde bir mektup vardı ve bu mektup annem tarafından yazılmış Tek başıma okumaya hazır değilim. Lütfen yanıma gelir misin? Sana çok ihtiyacım var."

"Tamam geliyorum bir tanem. Sen bekle hemen 2 dakikaya geliyorum. Evde kimse yok değil mi? Baban falan?"

"Hayır yok. Hadi çabuk gel bekliyorum."

Telefonu kapattıktan sonra Kuzey'in gelmesini bekledim. Dediği gibi tam iki dakika sonra kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Kuzey kapıda bekliyordu. Hemen ona sarıldım. Daha sonra onun elini tutarak odama götürdüm ve yanıma oturttum. Mektubu yavaşça açarken kalbim yeniden hızlanmaya, ellerim terlemeye ve başım ağrımaya başladı.

Kuzey bir elimi tutarak bana destek verdi. Yavaşça kağıdı tekrar açtım. Derin bir nefes aldım.

"Sesli bir şekilde oku. Bu şekilde konuyu daha iyi anlarız." Başımı salladım. Konuşacak durumda değildim. Daha sonra yavaşça ağzımı araladım ve o korkulu an başladı. Mektubu okumaya başlamıştım.

Mektupta bunlar yazılıydı:

"Sevgili kızım,
Dünkü yüzümü görmene çok üzüldüm. Babanla partiden sonra kavga ettiğimizi biliyorsun. Ona karşı çıkamadım. Beni dövdükçe daha bir haz aldı ve daha sert vurmaya başladı. Yüzüme vazo ile vurdu. Sonuç olarak yüzüm bu hale geldi. Kavgadan sonra artık babana katlanamayacağımı anladım. Senin yanına geldiğimde aslında senle vedalaşıyordum. Ama sana bunu hissettirmemeye çalıştım ve galiba başarılı da oldum. Sadede gelirsek eğer ben uzun bir yolculuğa çıkıyorum. Lütfen benim peşimden gelme ve böyle bir girişimde dahi bulunma. Sakın unutma seni hep sevdim ve hep seveceğim ayrıca babana sakın kızma. Sarhoş olduğu zamanlarda ondan uzak dur ve istediklerini yerine getir. Unutmadan dolapta hiçbir şey yok. Mutfaktaki domuzlu kupadan birkaç para al ve markete git. Son bir kez benim sana her zaman yaptığım, sana öğrettiğim o yemeği yap.
Seni seven,
Annen ♥ "

Mektubu okurken ağlıyordum. En son bölümü okurken gülmüştüm. Annem mektupta bile beni güldürmeyi başarıyordu. Kuzey yavaşça beni sardı ve saatlerce onun kolları arasında ağladım. Yatıştırıcı bir şekilde beni sakinleştirmeye çalışırken iyice mayışmıştım. Bunun sonucunda tabiki kolları arasında uykuya daldım. Son hatırladığım şey ona 'Ne olur gitme. Benimle kal ve benimle uyu' dediğimdi. Onunda 'Her zaman sevgilim. Sen yeter ki iste.' dediğiydi.

XXXXXXXXXXXXXXXX


Uyandığım zaman saat akşam 19.30'du. Yatakta hafifçe gerilirken sıcak bir vücuda değmem bir oldu. Daha sonra sağ yanıma döndüğümde ise bir adet Kuzey ile karşılaştım. Düşünceler aklıma geldiğinde gözlerim büyüdü. Kendi isteğimle onu yatağıma almıştım. Hem de onunla birlikte kollarının arasında uyumuştum. Onu iteklerken inadına gözlerini açmıyordu. Artık sabrım kalmadığı için onu yataktan attım. Ağzından bir 'Siktir' lafı çıktı ve gözleri bana sinirli baktı. Ben de ona sinirliydim.

Çıkmaz Yol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin