KONAKTAKİ TELAŞE

12.8K 468 19
                                    

Arnasoğlu ve Miranoğlu konağında düğün hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyordu.

Alaz, Yare'yi düşünürken evliliğin içinde bulmuştu kendini.

Zilan'ın Alazdan farkı yoktu, aksine uğruna canını vereceği adamı da kaybetmişti.
Hiyanoğlu konağına gelin gitmek isterken Kader onu Miranoğlu konağına yazmıştı.

Artık düğün vaktine çok az kalmıştı.
Şernaz Hanım sabah olunca ağır adımlarla Zilan'ın odasına çıktı, bugün Zilan'a düğün için gelinlik, bindallı alınacaktı.

Şernaz Hanım kapıyı tıklatıp içeriye girdi.
Zilan eskisi gibi gözlerini tavana dikmiş boş boş bakıyordu.

Onun içinde zordu yalnız kader ve töre insanlara asla bu konuda hak tanımıyordu.

Şernaz Hanım Zilan'a yaklaştı saçlarını okşayarak ''Zilanım hadi benim güzel gözlüm kalk artık boyle yatmakla bir yere varılmaz üç gün sonra düğünün var hadi Emine ablan gelesiye kadar hazır ol.'' dedi.

Zilan aklındaki herşeyi silip atmak istiyordu, o kazayı, hastaneyi şimdi ise kendisinden nefret eden Alaz Miranoğlu ile evlenmeyi.

Zilan sevdiğini kaybetmiş Alaz Miranoğlu ise evdeki kahyalarının güzel kızı Yare'ye gönlünü kaptırmıştı.

Bu evliliğe ne Zilan razıydı ne de Alaz.

Zilan zorla yataktan toparlandı, vücudu sonbahar gibiydi yüreğindeki tüm dertleri yaprak misali döken haldeydi.

Sicim gibi yağmurlarıyla toprağı acıtan sonbahar Zilanın yüreğini delik deşik yapmıştı.

Sevdiğini bu mevsimde vermişti toprağa simdi ise yabancı bir adamla aynı yastığa baş koyacaktı.

Annesi haklıydı hazırlanması gerekliydi.
Zilan özentisizce dolabından elbiselerini çıkardı esmer tenine yakışan yeşil gözlerine baktı Göz altları fazlasıyla çökmüştü sahi kaç zamandır
Gözlerine sürme değmemişti.

Eline sürmeyi aldı elleri hâlâ soğuk ve zayıftı,aynanın karşısına geçerek sürmesini gözlerine çekti.

Kristal mavi rengindeki hızmasını burnuna taktı aynadaki haline bakıp hafif bir dudak kıvırdı.

Afran ölmüştü geri dönmeyecekti Zilan bunları düşününce gözyaşları göz pınarlarından kalmasada farkındaydı.

Artık hayatına bakmalıydı onun için en uygunu buydu.

Evin genç emaktarı Emine Hanım kapıyı tıktıkladı
Zilan arkası dönüktü Emine:

''Zilan Kızım!
Rojbaş hun çawa ne baş in?''dedi.
(Günaydın Nasılsın Zilan.)

Zilan arkasını Emineye dönerek hafif bir şekilde gülümsedi Emine gözlerini açmış karşısında gerçekten Zilan olduğunu anlamak için gözlerini ovusturdu.

Evet bu Zilandı sonunda o güzel gözlerine sürmesini çekmiş güzelim yüzüne hızmasını gecirivermisti.

Zilan : ''Rojbaş Emine abla piçeke westiyayî me.''(Günaydın Emine abla fena değilim dedi.)

Emine Zilanın yanına gitti elini tuturak ona:
''Benim dünyalar güzeli kızım hic evlenmedim çocuğum olmadı fakat seni öz kızım gibi sevdim.

Bilir misin sana üzülmek hiç yakışmaz o gözlerinde gözyaşı değil artık pırıl pırıl bakan güzel bir Zilan görmek istiyorum beni de kendini de bir daha üzme hadi aşağıya inelim kahvaltımızı yapıp çarşıya çıkalım bugün Miranoglu aşireti burada bulunacaktır bekletmek ayıp olur.'' dedi.

RÎHA'NIN  GELİNİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin