Hayat sadece kelebekler için mi kısaydı yoksa kelebekler bu kaderi kendisi için mi istemişti?
Tuzunda boğulduğu denizin; dalgasına sevdalıydı Zilan, ne tarafa yönelse çıkmaza sürükleniyordu.Etraf intikam kokusuna bürünmüş puslu hava gibi duruyordu, Zilan gözyaşlarını damla damla içine akıttı.
Sesle irkildi;
"Daye benim Konak'tan gitmemi mi istiyorsunuz siz?"
"Ne diyisen sen Alaz Ağa bu sözünü bir daha duymamış olam!"Alaz Ağa sinirinden yere göğe sığmıyordu sığamazdı da.
Gülzehrin Konak'ta yılan gibi geziyordu.
"Behran neredeyse söyleyin ona odama uğrasın."Meranoğulları konağı sevgiye neşeye hasret idi.
Zilan'ın hafif ağrıları başlamıştı, Konak'ta tek dostu Şernaydı.
Daye Rojinden izin alarak çıktı odadan, merdivenleri tutuna tutuna zorla inmişti.Mutfakta konağın yardımcı hanımları arı gibi çalışıyorlardı, kolay değildi koca konağa yemek çıkarmak.
"Derman nerededir Asiye Abla?"
Güç bela konuşabiliyordu Zilan.
"Hayırdır hanımım bir derdiniz mi var ?""Yok üşütmüşüm sanırım sıcak su torbası isteyecektim, odama getirebilir mi Derman?"
"Tabi Hanımım hemen çağırırım getirir."Zilan ağlamamak için direniyordu neydi bu acı sahiden?
Merdivenleri tek tek çıkarken karşısında bir gölge belirdiğini fark etti.
"Ooo Zilan Hanım sahi çok mu seviyordun abimi , toprağı kurumadan evlendin. Bence sen bu günlerine şükret çok arayacaksın çok !"
Ses Etmedi Zilan konuşacak çok şeyi vardı fakat anlatacak hali yoktu.
Odanın kapını açtığıyla kapaması bir oldu, neydi o Alaz mı üstünü mü değiştiriyordu?Birkaç dakika bekledi kapıda.
Kapı Açıldı."Bizim orda kapı çalarlar Zilan Hanım sizin orası minaresiz köy mü acaba?"
"Hıh"
"Hıh denmez Efendim diyeceksin."
Başını salladı Zilan.Tam o sırada yere yığılması aniden oldu.
Alaz Ağa ilk defa Zilan diye bağırmıştı artık gökyüzündeki yıldızlar geceye kavuşabilecekti.
Sanki suyun altında gibiydim, burun direğim sızlıyordu kolumu tutan bir acı vardı, kanım çekiliyordu sanki.
Bulanık sesler, acı görüntüler gözümün önünden geçiyordu, hafifçe açtım Alaz Ağa karışımdaydı doktorun sesleri bulanık ve anlaşılmazdı tek duyduğumsa: Yumurtalıklardaki Kist...Ne anlama geliyordu bu ?
Sesler daha belirgin hale gelmeye başladı,kolundaki acının serum olduğunun farkına vardım."Bebek için maalesef riskli bir ameliyat gerek."
Derman seslice bağırdı."Hanımım uyandı!"
Keşke hiç uyanmasaydım diyordu Zilan acı mı kader yoksa ben mi büyütüyorum?"Nasıl hissediyorsunuz kendinizi Zilan Hanım ?"
Acısı hafiflemişti Zilan'ın
"İyiyim" diyebildi sadece Zilan."Peki ağrınız olunca hemşireye seslenirsiniz, geçmiş olsun."
Alaz Ağa dışarı çıktı.
Törede boşanma olsaydı keşke sesi Zilan.
"Çocuğu dahi olmayacak kadının ne faydası olur değil mi Şerna?""Deme öyle hanımım gün doğmadan neler doğar."
Zilan başını hastanenin penceresine çevirdi gün öğleden ikindiye çalmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÎHA'NIN GELİNİ
General FictionZilan Kaderin Acı Yansımasına Uğramıştı. Biricik Sevdalısı; Afran Asla Bir Daha Yanında Olamayacaktı. Ölümdü, Kaderdi, Taktir-i İlahiydi Kim Bilir.. Ya Aşiretin En Yakışıklısı Alaz Miranoğlu Zilan Arnasoğlunu Nasıl Kabul Edecekti? Zilan Evlilikle...