¶BÖLÜM ŞARKISI: NESLİSAH KALE TÜRKÜSܶ
Alaz içeriye girdiğinde Zilan kafasını usulca çevirdi sanki Fırat Nehrinin içinde bir girdaba girdiğini hissetti.
Sahi ŞanlıUrfanın en güzel nehri olan Fırat gibiydi Alaz.
O delicesine akan su bitmek bilmeyen pervasız çılgınlık şimdi Alazın bedene bürünmüş halini Zilanın yanına
getirmişti.Konakta kimse kalmamıştı kalsada Alazın kapıyı kırarcasına çarpmasına kimse engel olamazdı.
Alaz Kapıyı çarptığı anda o gece hazırlanmış olan bütün yiyecekler yere dökülmüştü.
Zilan o anlık korksada içinden bir ses alışması gerektiğini söylemişti.
Alaz Miranoğlu Dağa düşen yıldırım misali Sesiyle;
"Eğer şu kahrolasıca törenin kurbanı olmasam bir dakika seninle durmam Zilan Arnasoğlu demişti."
İkiside birbirinden nefret eden kişilerdi o gece birlikte olmak değil aynı yastığa baş koymaları bile olanaksızdı.
Ama unutulan tek şey töreydi.
Töre kimsenin göz yaşına bakmaz her bir kaideyi kendince koyar geçerdi.Alaz gözlerindeki ateşle Zilana yaklaştı.
Her hayalinde Yareyi yaşarken şimdi başka bir kadınla beraber olacaktı.Ya Zilan uğruna canını vereceği Afran hayattan kopmuştu şimdi ise karşısında dinin ve törenin eşi saydığı yabancı bir adam duruyordu.
Alaz herşeyi unutmak isteyerek Zilana yaklaştı Zilanın gözleri yerdeydi Alaz yüzünü tutarak gözlerine bakmasını sağladı.
Dudağına küçük bir buse bıraktı ve Zilanı kucağına alarak ilerledi.
Birkaç dakika önce odaya giren adam bu olamazdı yatağa yattığı an daha sert bir halde öpmesiyle daha çok şaşırıyordu .
Zilanın içinde bin bir fırtına dışarda ise bin bir seyir vardı.
Alaz ise bir Fırtına misali her yeri kasıp kavuruyordu.Alaz hiç birşey Olmamış Gibi Zilan'ın elbisesini bir tutuşta çıkardı.
Zilan o an kırmızının her tonuna girdiğinin farkındaydı,
Herşeyi çıplak bedeninden fark ediyordu, düzensiz nefes alışını ve bir o kadar da çok heyecan yaptığı.İşte O An Alaz Zilan'ın kulağına eğilerek cümlerini bir öfkeyle üfledi "Seninle Birlikte Olmam Sana Aşık Olacağım Anlamına Gelmez Zilan Arnasoğlu."
Zilan o an bedensel olarak acı çeksede Alazın sözleriyle kalp acısını da hissetmişti.
Daha kendisi bu evin kadını bile değildi hâlâ bir Arnasoğluydu.O an herşey kasvetini bürümüş bir virane misali geçiyordu Zilanın gözlerinden.
Şanlı Urfanın Ağası Alaz herşeyini alıp odadan hemen çıkmıştı.
Bu kadar basit ve sıradandı herşey aşk istemiyordu ama değersiz bir mal yerine konmak her an canını yakıyordu.
Zilan o an tekrardan anlamıştı kaderin ona en güzel tepsilerde hep yalnızlık sunacağını.
Alazın ardında banyoya geçerek soğuk suyu dibine kadar açtı.
Soğuk suyun altına girdikçe Alazın vücudunda bıraktığı tüm izlerini sildiğini anımsamak istiyordu.
Banyonun ardından titreyerek havlusuna büründü.
Elbiselerini hızla giyindi sabah erken kalkıp konağın kahvaltısını evin yardımcı hanımlarıyla hazırlaması gerektiğini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÎHA'NIN GELİNİ
General FictionZilan Kaderin Acı Yansımasına Uğramıştı. Biricik Sevdalısı; Afran Asla Bir Daha Yanında Olamayacaktı. Ölümdü, Kaderdi, Taktir-i İlahiydi Kim Bilir.. Ya Aşiretin En Yakışıklısı Alaz Miranoğlu Zilan Arnasoğlunu Nasıl Kabul Edecekti? Zilan Evlilikle...