Dost Meclisi

137 70 7
                                    

**********
Medyada 8 Kur'an-ı Kerim mucizesi yer alıyor. İzleminiz dileğiyle.
***************

"Yakar ha dedi meczup
Dünyayı içine çekme."

Gökhan Özcan

************************

Ali, efsunlu güzel çekip gittikten sonra kalakalmıştı öyle. Vardı ama yoktu kız için. Varlığı anlamsızdı,ne demeye yaşıyordu. Sevilenin gözünde bir hiçken,varlık iddiasında bulunmak abes geliyordu.

Aklı bu düşüncelerle boğuşurken doktorasını ne zamandır ihmal ettiği çınladı kulaklarında. İnsan bir yanıyla dünya korkuyordu. Kendisini çalışmaya vermek en doğru karardı şimdilik. Zihnini meşgul etmeliydi.

"İslam ve fizik teorilerinin ilişkisi ve Kur'an daki evrene dair ayetlerin incelenmesi" konusunda araştırma yapması gerekiyordu.
Raflardan "İslam tarihi ve bilimsel gelişmeler" adlı kitabı çekip aldı. Kitabın önsözünde
" Bu kitap aşk yolunda yolunu kaybedenler, İslama gönül veren Aşk ehli içindir.Bismillah."

Ali derin bir iç çekti,buradaki aşktan kasıt İlahi Aşk olmalıydı, İslama adanan gönüller için yazılan bir kitaba dünya kokarak başlamak yüreğini kemirsede bir bakıma İslama hizmet ediyorum diye mantık yürüttü.

Önemli bulduğu yerleri not aldı. Çalışmanın orta yerinde biraz mola verdi. Kalkıp kendine az şekerli bir kahve aldı. Bugünkü yıkımdan sonra iyi geleceği aşikardı. Kütüphanenin balkonuna çıkıp boğazı seyrederken bir sesle irkildi.

-Selamun aleykum Ali, nasılsın?

(Kısa bir duraksama. İyi olup olmadığını kontrol etme ama iyi olmadığına kanaat getirip her insanın yaptığı gibi iyiyim kandırmacasına sığınma.)

-Aleykum selam hocam. İyiyim siz nasılsınız ?

-Çok şükür iyiyim. Nerelerdesin, görüşemiyoruz uzun zamandır. Uğramaz oldun meclisimize.

-Doktorayla uğraşıyordum hocam. Haklısınız,ihmal ettim epeyce. Sohbetlerinizden mahrum kaldım.

-Sadece sohbetten mahrum kalmamışsın anladığım kadarıyla. Gözlerinde yüreğinde sevdaya dair izler görürüm. Bizim Alimiz aşık mıdır yoksa?

-Estağfurullah hocam. Aşk bizim ne haddimize.

-Aşk hadsizliktir birazda Ali. Sınır tanımaz. Haddini bilirsen Aşk olmaz. Dolu dizgin seversin. Aşk seni Kays iken Mecnuna çevirir.

(Kays aşık olur Leylaya. Aşkından deliye döner. Çöllere düşer. Aşktan deliye dönen Kays deli,çılgın anlamına gelen Mecnun adıyla çağrılıyordur artık)

Ali gözlerini denizden yana çevirir. dudakları ele vermese gözleri ele veriyordu Ali'yi.işte bu hareketiyle de haklı çıkarmıştı hocasını.Tekrar hocasına dönerek.

-Modern zamanda Aşk çöllere düşürmüyor artık ,dillere düşürüyor hocam.

-Aşkın mahiyetini zaman değil insanın gönlü belirler. Yoksa senin de mi yüreğin modernleşti a oğul !

-Yüreğim hala çocuk hocam.

-Aşk yüreğini büyütür meraklanmayasın.

İkisi de gülümsediler. Manzaraya bakıyorlardı gözlerinin penceresinden.

Hocası dost meclisindendi. Her hafta cuma günü yanına uğrar,halleşirlerdi.
Üniversiteden hocasıydı. Durulma zamanlarında tanıdığı, geç bulduğum dediği hocalıktan çok Aliye babalık eden İsmail Bey Tasavvuf alanında uzmandı, profesördü. Lakin hiç kibirlenmezdi,alçakgönüllüydü. Aliyi manevi anlamda doyuran,gönlüne rehber olan İsmail Bey zamana meydan okurcasına 55 yaşında olmasına rağmen ancak 40 larında görünüyordu. Kumral saçlarına ak düşmeyen, yeşil gözlü yapılı bir adamdı. Aliyle yanyana görseler abisi sanabilirlerdi.

Bir süre manzarayı seyredip hal diliyle konuştuktan sonra hocası müsade istedi. Ve uzun zaman Alinin aklından çıkmayacak su cümleleri sarf etti.

" Yakar ha dedi meczup
Dünyayı içine çekme."

∞ SONSUZ ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin