LÜTFEN OKUYUN.........
Selam arkadaşlar.....
Biliyorum bölüm geç geldi ama inanın hiç vaktim yoktu. Her fırsatını bulduğumda iki kelimede olsa yazdım. Bitirir bitirmezde paylaştım. İyi okumalar......
Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. İnanın oy vermek çok zor değil sadece yıldıza basacaksınız o kadarcık. Yorumlarınızda eksiklerimi gideriyorum ve kendimi daha motive olmuş hissediyorum. Neyse neyse sanırım fazla konuştum. Umarım beğenirsiniz.....Sabaha kadar oturdu Ömer. Sabaha kadar resimlere baktı durdu. Yatak odasına gitmedi. Belki yaptığı hatadan dolayı, belki Erva'ya olan düşüncelerinin değişeceği korkusundan dolayı. Artık siz ne derseniz deyin.....
Annesinin nasıl böyle bir yalan söylediğini düşündü durdu. Bir an belki resimlerin o gün değilde başka bir gün çekildiğini ümit etti. Aklına ısrarla bu düşünceyi kazıdı. Fakat tarih tamda o günü gösteriyordu.
Annesi kalkınca öncelikle bunu soracağını aklına not etti. Küçük karısını düşündü sonra, nasılda acımadan vurduğu geldi aklına. Avuç içini kendine çevirip baktı bir süre. Şu zamana kadar hiç bir kadına eli kalkmamıştı ama karısına acımadan vurmuştu.
Karısının yaşlarla dolu yeşil hareleri aklına geldiğinde sıkıntıyla oflayıp yüzünü elleriyle ovuşturdu.
"Hayırdır Ömer neden erken kalktın?"
Ellerini yüzünden çekip tepkisizce annesine baktı. Eliyle yanını işaret edip annesinin oturmasını istedi.
"Ne oldu Ömer?"
"Sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin."
Elif hanım başını sallerken "tamam" dedi ve Ömer'e doğru yaklaştı. Ömer elindeki tabletten resimleri açtı ve annesine gösterdi.
"Bu resim ne zaman çekildi."
Sesini her ne kadar sakin tutmaya çalışsada sinirli çıkmıltı. Elif hanım resme bakarken bile o kıza duyduğu nefret bir kat daha artıyordu. İçinden bir yanı yaptığının yanlış olduğunu haykırırken diğer yanı doğru yolda olduğunu söylüyordu.
Sonra bir den aklına aniden gelen gerçekle beyninden vurulmuşa döndü. Erva'nın o gün üzerinde tam da böyle bir elbise vardı.
"O gün değil mi? davetin olduğu gün?"
"Evet." dedi Elif hanım seri kanlı bir şekilde. Korkacak çekinecek kimse yoktu.
"Neden bana yalan söyledin?"
Ömer dişlerini sıkarak sormuştu bu soruyu.
"Canım öyle istedi." diyerek dikleşti Elif hanım. Ömer sinirle ayağı kalkıp evi inletecek derecede bağırmaya başladı.
"Ne demek canım öyle istedi! Diğer dediklerinde yalandı dimi! Terbiyesiz falan davranmadı."
Elif hanım koltuğa biraz daha kurulup sağ bacağını sol bacağının üzerine attı. Ellerini göğsünde birleştirip bakışlarını öfkeyle soluyan Ömer'e çevirdi ve "evet" dedi sakince.
"Sen beni delirtmeyemi çalışıyorsun anne!! Senin yüzünden vurdum ben o kıza! Hiç bir suçu olmadığı halde vurdum!"
"Bana o kız yüzünden bağırma Ömer! Ben senin annenim."
Elif hanımda ayağı kalkmıştı.
"Neden?"
Artık ikiside birbirine bağırıyordu. Ne mutfakdan çıkan Hatice hanımı ne merdivenin sonunda olan Merve ile Ege'yi ne de daha odasından yeni çıkmış merdivenin başında onlara bakan Erva'yı ikiside fark etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Üzülme Diye
General Fiction"Sizden daha iyi dünür mü bulacağım, tabii ki verdim gitti."dedi sanki mal satar gibi. Erva gözlerini zorlayan yaşları tutmakta zorlanıyordu. Babası ona sormamıştı bile. Kim bilir evleneceği adam nasıl birisiydi. Ondan büyük müydü? Kaç yaşındaydı? O...